En yakın arkadaş durumu nasıldır herkes bilir. O üzüldüğünde siz de üzülürdünüz, en az onun kadar. Hatta o üzüldüğü için üzüldüğü şeye kin bile duyabilirdiniz, acayip sinir olurdunuz.
Nilay kıpkırmızı olmuş yüzü ve çatık kaşlarıyla Egemen'i göz hapsine almıştı.
Egemen'in tam tersi olan kız, herkese kedi bana aslan olan kız bir anda ava çıkmaya hazırlanan bir dişi aslan edasındaydı. Beni şaşırtıyordu. Acayip sinirli olduğunda gözü gerçekten hiçbir şeyi görmüyordu.
Onu sevdiğimi hissederek birden gülümsedim ve yanaklarından tutup dikkatini üzerime çekmeye çalıştım. Bana bakarken kaşları yine çatıktı, gülümsediğimi görünce şaşırdı. "Ne oldu?"
"Çocuğun üzerine atlamak istiyormuşsun gibi bakmayı kes." dedim sakince.
"Ama üzerine atlamak istiyorum." diye dişlerinin arasından konuştuğunda bana verdiği değer içimi ısıtmaya başlamıştı. Bu kızı cidden seviyordum. Neden sürekli yanımda istediğimi anlamıştım.
"Bunu çoğu zaman ben de istiyorum," diye bir itirafta bulunduğumda yüzünü buruşturdu. Tabii ki onun söylediği anlamda demediğimi anlamıştı. "Ama cidden, bu hiçbir şey ifade etmiyor."
"Bir geri zekalıya dönüşüyor." dedi gözlerini devirerek. "Ama bu hikayede bir geri zekalı var, o da sensin ve sen kalmalısın!"
Kaşlarımı çattım.
"En başından beri bunun için çabalıyordu, şimdi ise bir pislik gibi davranıyor." Kollarını göğsünde kavuşturup devam ettiğinde söyledikleri göğsümde bir ağırlık oluşturmuştu.
"Bilmiyorum, neden yaptığını sormalı mıyım?"
"Hayır, fark etmesi gerekiyor." diye karşı çıktı. "Gerçi erkekler çoğu zaman durumun farkında bile olmuyor, tripler boşa çıkıyor."
Bilge konuştu.
"Yani? Ne yapıyorum?" dedim sabırsızca.
"Bir şey yapmana gerek kalmadı," diye adeta tısladı. Gözleri ileride bir noktaya öldürücü bakışlar atıyordu. "Çünkü geri zekâlı canavarın buraya doğru geliyor."
Kelimeleri beni gafil avlayarak titretti. Ellerim eteğimi sıkıca kavrarken gözlerimi Nilay'ın güzel yüzünden ayırmayaya çalıştım. Gerçekten güzeldi. Benden çok daha güzeldi. Sarışındı, keskin hatları vardı ve aslında çok utangaç biri olmasına rağmen etrafına sert görünmesine neden olan kavisli kaşları vardı.
Öldürücü bakışlarını onun üzerinden çekip yeniden bana döndüğünde ona hayran hayran bakan ve yanında kendini fazla çirkin hisseden kızla karşılaştı. Eğer erkek olsaydı ilk fırsatta onu tavlamak isteyen bir kızla.
"Korkutma beni Gaye." diye uyardı Egemen yanımıza ulaşmadan önce. "Afedersin, kendimi kaptırdım." dedim utanarak. Beni tuhaf bir ifadeyle süzdü. Gözlerimi kısarak karşılık verdim. Cidden mi Nilay? Cidden mi?
"Kar tanesi." İkimizden de çıkamayacak kadar kalın ve boğuk bir ses arkamdan geldiğinde yutkunmayı denedim. Sinir bozucu bir yavaşlıkta vücudumu ona doğru çevirdiğimde boş bakan gözlerinin Nilay'da olduğunu fark ettim. Israrla ona bakmasıyla arkadaşımdan bir nefes verme sesi yükseldi. "İyi! Gidiyorum!"
Hayır salak, yanımda kal. İçimden bu şekilde çığlıklar atıyordum ama beni duyan yoktu.
"Sorun ne?" diye fısıldadı bir tutam saçımı alıp parmağına dolarken. Nilay'a yaptığım gibi aval aval yüzüne bakmaya başladığımı idrak etmem beş saniyemi almıştı. Gözlerimi kaçırıp yavaşça soluklandım. Kolay çözülmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kar tanesi | texting
Short StoryG: O kadar parayı bana bir elbise almak için harcamana gerek yoktu X: hayır gerek vardı X: aslında sadece X: mutlu olduğunu görmeye ihtiyacım vardı