"Neden yatmıyorsun?"
Seokjin salonda oturan Suga'nın yanına ilerlerken sorduğunda koltuktaki beden omuz silkerek konuştu.
"Jungkook'u bekliyorum."
Kahvesinden bir yudum alan sarı saçlı dudaklarını büzerek düşünceli bir yüz ifadesi takındı.
"Bu Bay Jeon'u da hiç anlamıyorum ha. Bi sikiyor bi seviyor."
Gözleri anında büyüyen Suga başını yanında oturan bedene çevirmiş ve şaşkınlıkla ona bakmıştı.
Nasıl bu kadar açık sözlü olabiliyordu? Ve neden bu kadar ani söylüyordu bunları?
"Tanrı aşkına! Bu kadar açık sözlü olma! Bir gün kalpten gideceğim."
Suga elini kalbine götürürken isyankar bir ses ile karşısındakine isyan etmişti.
"Kapı çalıyor, kalk da kapıya bak. Benim mesaim bitti, bakamam."
Kahvesinden bir yudum daha alarak konuşan Seokjin ile, Suga yerinden kalkmış kapıya doğru yürüyerek hâlâ çalmakta olan kapıyı açmıştı.
Kapıyı açtığında karşısında gördüğü her şeyiyle mükemmel olan adam onu her zamanki gibi heyecanlandırmıştı. Elleri siyah takımının ceplerindeyken kendisine yorgun bir şekilde gülümseyen yüzü ve özenle yapılmamasına rağmen öyle görünen kahverengi saçları.
Jeon Jungkook, Tanrı'nın yarattığı en özel şeylerden birisi olmalıydı.
Eve girerek kapıyı örten Jungkook koltukta oturan Seokjin'e bakmış ve her zamankinin aksine yorgun olan sesi ile konuşmuştu.
"Artık gidebilirsin."
Seokjin kendisine söyleneni onaylayarak kahve bardağını bırakmak için mutfağa yöneldiğinde, Jungkook kollarını karşısındakinin beline dolamış ve evden çıkan Seokjin'i izlemişti.
Evden çıkan Seokjin'in ardından Suga omzuna konan başı hissetmiş ve elini onun saçlarına atmıştı.
"Başım çok ağrıyor..."
Jungkook'un güçsüz çıkan sesi ile konuşmasının ardından Suga kaşlarını çatarak, saçlarındaki elini onun yüzüne götürerek orada gezdirmişti elini. Elinde hissettiği ıslaklık ile omzundaki yüzüne baktığında terlediğini görmüştü.
Omzundaki başını kaldırmasını sağladığında karşısındaki gözleri kapalı yüze ve ardından da boynunda hareket eden adem elmasına baktı.
"Jungkook? İyi misin?"
Tekrar gülümseyen beden kapalı olan gözlerini açmış ve bir elini onun yanağına koyarak ince pembeliklere bir öpücük bırakmıştı. Alnını onun alnına yasladığında yanağını okşadı ve çapkın bir gülümseme sundu.
"İyi olacağım güzelim. Sadece bir duş alacağım ve hemen ardından da senin yanına geleceğim. Güzel bir gece geçireceğiz..."
Jungkook'un gülümsemesine karşılık zorlukla da olsa, diğeri de gülümsemiş ve başını sallamıştı.
Elini onun yüzünden çekerek merdivenlere yöneldiğinde Suga sadece merdivenlerden çıkmaya başlayan bedenin arkasından bakıyordu. Onun bu değişik hareketlerine karşı, endişelenmeden edememişti.
********
Jungkook'un odasında ve onun yatağında uyuklayan Suga, neden bir türlü o banyodan çıkmadığını düşünüyordu.
Jungkook, garip davranıyordu.
Geniş yatakta gözlerini kapattığında odanın içerisindeki banyonun kapısı açılmış, içeriden ıslak saçları ve belindeki havlu ile Jungkook çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anguish² // Yoonkook ✔
Short Story"Az daha unutuyordum... Sakın sevgili olduğumuzu falan düşüme. Kalbim sadece beni hayatta tutabilmek için var, birisine aşık olmak için değil."
