21- Final

5.1K 399 154
                                    

Yemek masasında oturan üçlü sohbet ederek yemek yiyordu. Jungkook, Suga'yı yanına oturtmuş ve kuzenini ise karşılarına oturtmuştu.

Ah, o günün ardından neredeyse 1 hafta geçmişti ve bu 1 hafta boyunca Jungkook şirketten geldiği her akşam sevgilisine sarılarak uyumuş ve onu sevişini en ufak şeyde bile belli etmişti.

Ve tabii bu zaman boyunca Jimin de Kim Taehyung'un yanındaydı. En az Jungkook kadar yakışıklı olan kuzeni Taehyung, şirkette iyi bir pozisyonda çalışıyordu ve şirketten onun da küçük bir payı vardı.

"Jimin ile neler yaptın?"

Jungkook yemeğine devam ederken sorduğunda karşısındaki kahverengi saçlı bakışlarını ona çevirmişti.

"Benden korkuyor. Zamanla alışacaktır."

"Korkup korkmamasını umursadığımı mı sanıyorsun? Sadece onu süründürmeni istiyorum, gerisi sikimde bile değil."

Sert sesi ile konuşan Jungkook ile masadaki diğer ikili hiçbir şey söylememeyi ve yemeklerine sakin bir şekilde devam etmeyi tercih etmişti.

Sessiz geçen akşam yemeğinden sonra Jungkook ve Taehyung şirket hakkında bazı konulardan konuşmuş, Suga ise sevgilisinin yanında oturarak kendi kendine onun neden bu kadar seksi olduğunu sorgulamaktan başka bir şey yapamamıştı.

"Saat geç oldu, burda mı kalmaya niyetin var Taehyung? Git artık."

Suga duyduğu şeyler ile şaşkınlıkla yanındakine baktı. Jungkook az önce kuzenini mi kovmuştu?

Taehyung'a baktığında, o da yüzündeki gülümseme ile konuşmuştu.

"Şuna sevgilim ile yiyişmek istiyorum demiyorsun da saat geç oldu diyorsun ya, ah cidden."

Konuşmasının ardından oturduğu koltuktan kalkan kahverengi saçlı üzerine takım elbisesinin ceketini geçirmiş ve hâlâ koltukta oturmaya devam eden ikiliye göz kırparak iyi geceler dilemiş, yanlarından ayrılmıştı.

"Şerefsiz."

Jungkook mırıldandığında, Suga gülümsemesine engel olamamıştı.

Taehyung'un evden çıkmasının ardından Jungkook tek kaşını kaldırarak yanındaki bedene baktı.

"Seokjin de gitti mi?"

"Mutfaktaki işlerini bitirdikten sonra gitti."

Yüzleri arasındaki mesafeyi azaltan kahverengi saçlı koyu gözlerini karşısındaki gözlere dikti ve gülümsedi.

"Her şeyi yoluna soktuğumuza göre, birlikte ufak bir kutlama yapmalıyız değil mi?"

Yüzünde oluşan gülümseme ile dudağını ısıran zayıf beden, karşısındaki yüze daha fazla yaklaştı.

"Yapmalı mıyız?"

Jungkook da gülümserken ince pembelikler, dolgun kırmızılıklar ile buluşmuş ve Suga, Jungkook tarafından kaslı baldırlarına oturtulmuştu. Öpüşmeleri derinleşirken kaslı baldırların üzerindeki beden, kahverengi saçları kavramış ve geriye doğru çekerek pürüzsüz boynun açığa çıkmasını sağlamıştı. Karşısındaki hiçbir iz olmayan boyna bakarken dudağını ısırdı. Kendi boynunda ve vücudunda Jungkook'un asla kaybolmasına izin vermeyerek her gün yenisini yaptığı hickeyler varken, onun boynunun bu kadar temiz olması haksızlıktı.

"Sen bana aitsin Jeon, her şeyinle. Anlıyor musun?"

Duyduğu şeyler ile gülümseyen Jungkook, saçındaki eller yüzünden acı çekiyordu ve öpüşmelerinden dolayı ise nefesleri hâlâ hızlıydı.

"Sana aidim, bana aitsin. Her şeyimizle birbirimize aidiz."

Suga'nın bakışları tekrar beyaz boyuna kayarken başını yaklaştırmış ve pürüzsüz tene küçük bir öpücük bırakmıştı.

"Sonsuza dek."

Ve diğeri de tekrarladı.

"Sonsuza dek."

Devamında pürüzsüz ten minik dişler tarafından birçok kez ısırılarak pembemsi bir kırmızı rengine bürünmüştü. Suga, ağzından dökülen inlemeler ile altındaki erkekliğe sürtünmeye devam ederken sırtı kanepe ile buluşmuş ve gömleğinin birkaç düğmesi açık olan beden üzerinde yerini almıştı. Saçları çekilmekten dağılmış ve gözleri daha fazla koyulaşmıştı.

Beyaz gömleğin düğmelerine uzanan kemikli elleri farkettiğinde geri çekilerek üzerindeki gömlekten kurtulmuş ve altındaki bedenin üzerindeki bedenin bol tişörtüne yönelmişti. İkisinin de kıyafetleri saniyeler içerisinde yer ile buluşurken, tüm gece o geniş koltuğun üzerinde en güzel inlemeleri ve fısıldayışları ile tekrar birbirlerinin oldular.

İki beden, her daim bir olmak için yaratılmıştı, tıpkı ruhları gibi.

Gecenin sonunda kahverengi saçlı genç, yorulan bedeni kucaklamış ve uyumak için odaya götürmüştü.

Kendisi de yanına yattığında, kendisine baygın bakışlar ile bakan bedene gülümsedi ve kolunu çıplak beline sararak onu kendisine doğru çekti.

Elleri ince belde gezinirken kahverengi saçlının dudaklarından dökülen iki kelime, ikisine de o geceyi unutulmaz kılmıştı.

"Evlen benimle."



-----

Evet bir serinin daha sonuna geldik, yazarken en değişik şeyler yazdığım ve kendi hayal gücümün bile dışına çıktığım bir ficti.

Daha etkileyici bir final yazmak isterdim ama elimden anca bu kadarı geldi.

Okuyan herkese çok teşekkür ederim. Sizi seviyorum ❤

Anguish ile ilgili birkaç cümle veya görüş yazarsanız eğer çok mutlu olurum :)

Anguish² // Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin