17- Hiçbir şeyi umursama

4.3K 366 36
                                    

Suga, nevresimleri değişmiş yatakta, temiz kıyafetleri ve temizlenen bedeni ile uyuyordu.

Uyurken bile acı çektiğini belli eden ifadesi ile kaşları çatıktı.

Gecenin sonunda Jungkook hiçbir şey söylemeden büyük odada onu yalnız bıraktığında, Suga sadece gözlerini uykuya kapatmıştı.

Seokjin ise sabah erkenden gelmiş ve kanlar içinde olan bedeni temizleyerek kesiklerine pansuman yapmıştı. Kesikler derin olmasa bile  fazla sayıda olan kesikler yüzünden Suga kan kaybetmiş ve yorgun düşmüştü.

Geniş yatakta huzursuzca kıpırdanan beden acı ile yüzünü buruşturdu. Her bir kesik, her an tekrar kanamaya hazırdı.

Gözlerini açtığında gördüğü beden ile yutkunmuştu. Jungkook yatağın ucunda giydiği basit kıyafetleri ile oturuyordu ve büyük gözleri, Suga'ya bakmaya cesaret edemeyerek yere sabitlenmişti.

Suga yattığı yerden doğrulmak için harekete geçtiğinde Jungkook oturduğu yerden kalktı ve onun belini  kavrayarak yatakta oturur pozisyona geçmesini sağladı.

"Dikkatli ol."

Jungkook tekrar onun gözlerine bakmazken Suga bir an olsun bakışlarını ondan ayırmıyordu.

İkisi de hiçbir şey söylemezken Jungkook dudaklarını ıslattı ve konuştu.

"Dün gece... Neler oldu?"

Suga kaşlarını çatmıştı.

"Neden bunu soruyorsun?"

"Çünkü lanet olsun ki sabah yanına geldiğimde vücudunun her yeri kanla kaplıydı ve ben hiçbir şey hatırlamıyorum!"

Jungkook'un sesi yükselirken koyu gözleri karşısındaki gözlere çevrilmişti.

"Neler oluyor Suga? Sana zarar veriyorum değil mi? Siktiğimin ilaçları hiçbir boka yaramıyor!"

Suga gözlerinin dolmasına engel olamıyordu.

"Artık canım acımıyor. Hiçbir şeyi isteyerek yapmadın Jungkook. Hastalığını biliyorsun..."

"Kendimi kontrol edeceğim. Gerekirse bunu kendime zarar vererek yaparım ama artık seni acı çekerken görmeye dayanamıyorum."

Suga dolan gözlerini umursamayarak gülmüştü. Kemikli parmakları ile tişörtünün yakasını kavradığı bedeni hafifçe kendisine yaklaşması için çekti ve kendisi de ona doğruyu eğilerek alnını alnına yasladı.

"Hiçbir şeyi umursama. Sadece şu anı yaşa ve şimdi birlikte kahvaltı yapalım. Çünkü ben seni hiçbir şeyi umursamayacak kadar seviyorum Jungkook."

"Peki ya ben Suga? Benim kim olduğumu da mı umursamıyorsun?"

"Seni bana iyi davrandığın zamanlarda sevmedim Jungkook. Bakışlarını sevdim, dokunuşlarını sevdim ve bana yaşattığın her şey ile sana aşık oldum. Açtığın her bir yarayı ertesi gün iyileştiriyordun. Hem bedenimdeki hem de ruhumdaki yaralar yine seninle iyileşiyordu."

"Seni şu an delilercesine öpmek istiyorum, her bir yaranı öpmek istiyorum. Ruhundakileri bile..."

Beyaz tenli gülümserken dudaklarını karşısındaki kırmızılıklara bastırdı ve iki genç o an orada, en derin ve en duygulu öpüşmelerini başlattı.

****

"Bugün Bay Park ile konuşmaya gideceğim. Benimle gelmek ister misin?"

Jungkook kahvaltısını etmeye devam ederken Suga duraksamış ve bakışlarını karşısındaki bedene çevirmişti.

"Neden gideceksin?"

"Sormam gereken şeyler var. Eminim yine boş konuşacak ve gerileceğim. Yanımda olman sanırım bana iyi gelebilir."

Gülümsedi.

"Hatta, bence her randevuda gelmelisin."

Suga da gülümsemişti ve başını sallayarak onu onayladı.

"Sanırım gelebilirim."

Kısa bir sessizlik oluşurken Jungkook yemek yemiyor ve sadece karşısındakini izliyordu.

"Kesikler çok acıyor mu?"

Suga bakışlarını karşısındaki gözlere dikerek dudaklarını yaladığında diğerinin bakışları ise ince pembeliklere kaymıştı.

"Acımaması için yapman gerekeni biliyorsun Jungkook."

"Siktir! Buraya gel."

Jungkook gülerek konuştuğunda diğeri onun emirine uyarak kucağında yerini almıştı. Dudakları birleşirken Jungkook'un elleri kucağındaki bedenin kalçasını sıktı.

Suga'nın küçük bir inlemesi dudakları arasında kaybolurken, Jungkook bir eli ile onun belini kavramış ve diğeri ile ise masada yer açmıştı.

Ayağa kalkarak kucağındaki bedeni masanın ucuna oturtmuş ve öpücüklerini onun boynuna indirmişti.

Geri çekildiğinde hızla Suga'nın tişörtünü çıkarmış ve gördüğü kesiklerle dolu vücudu ile duraksayarak yutkunmasana engel olamamıştı.

En azından artık kanamıyorlar diye düşündü, kan kaybetmiyor.

Saçlarındaki Suga'nın eli sıkılaştığında kendine gelirken karşısındaki beyaz tene eğilerek yumuşak öpücüklerini bırakmaya başladı.

Hızlı nefesleri onun tenine çarparken öpmeye devam ediyordu. Her bir kesiği tek tek öpüyordu. Yumuşak dudakları henüz kabuklaşmış kesiklerin üzerinde gezinirken saçlarındaki eller sıkılaşıyor ve beyaz tenli olanın göğsü de hızla inip kalkıyordu.

"Bana kalbinin neden bu kadar hızlı attığını söyle."

Jungkook başını yasladığı omuzda dinlenirken cevap bekliyordu. Ve beklediği cevap gecikmemişti.

"Çünkü sana aşığım Jungkook."

Gülümsedi.

"Ben de sana aşığım Suga. Sandığından daha fazla."


Finale az kaldı 💕

Anguish² // Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin