-13-

8.3K 925 299
                                    

"Jungkook, nereye gidiyoruz?" diye sorduğumda Jungkook elinde tuttuğu çantayı omzuna attı ve diğerini de benim elime sıkıştırdı.

"Jimin söyleyeceğim ama lütfen şimdilik sus." dediğinde ilk defa onu bu kadar aceleci ve tedirgin davranırken görüyordum. Bu yüzden meraklı tarafımı şu anlık bastırdım.

Peki ben neden ona ayak uyduruyordum? Neden kaçamıyordum? Kaçamıyordum.

Daha bir saat önce yanımızdan geçen polislere bağırıp Jungkook'u tutuklatabilirdim. Neden yapmamıştım?

Bu soruların nedenini ben dahi bilmiyordum. Jungkook'a güvenmeye başlamıştım ve ondan uzak kalmak istemiyordum çünkü onun yanında yaşayamadığım hayatımı yaşıyor gibiydim.

En önemlisi istemediğim kadar yemek yiyor ve oldukça boş zamanım oluyordu.

Stajyerlik olsun, idol hayatı olsun hep bir baskı vardı üzerimde. Şirket ve menajerlerim hep iyi, en iyi olmamı, olmayacaksam da işin sonunu getirmemi istiyorlardı. Bütün kameralar önünde diken üstünde hissediyordum çünkü herkesin bakışları bir açığımı arıyormuş gibiydi. En ufak yara izinde bile onlarca makale yazılıyor, küçücük şeyi devlet meselesi haline getiriyorlardı.

Hayatım kamera önleri ve pratik odaları arasında çürüyordu. Tamam şarkı söylemeye ve dans etmeye aşıktım ama bu insanlar tadını çıkarmama hiç izin veriyorlardı. Hayranlarıma karşı bile bir maske takmama neden oluyorlardı.

Yüzüme ne kadar makyaj yapılırsa yapılsın, acı çektiğimi gözlerimden anlayabiliyorlardı.

Desteklerini hep hissediyordum. Onlara minnettardım ve hep olacaktım.

Jungkook'un kolumdan tutup beni çekiştirmesiyle düşüncelerimden uzaklaşmıştım.

Gerçekten neler oluyordu?

Anladığım kadarıyla Namjoon onu aramıştı ve apar topar yanına bir şeyler almıştı. Dediğim gibi onu ilk defa böyle görüyordum.

Hızlıca arabaya bindirdiğinde ofladım. Ofladığımı duyunca yan bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. Gözlerimi devirip arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım.

"Uyuyacağım, sakın ses çıkarma."

×

"Jimin, uyan hadi. Geldik." Jungkook omzumu dürttüğünde gözlerimi açıp homurdanarak arabadan indim.

Aşırı uykum vardı. Gözlerimi zar zor açık tutuyordum. Çareyi Jungkook'a tutunmakta bulmuştum. Koluna girip kafamı da omzuna yasladım ve gözlerimi kapatarak beni yürütmesine izin verdim.

Güldüğünü duymuştum.

"Hayatımda gördüğüm en uykucu insansın." diye mırıldandığında kafamı aşağı yukarı salladım.

"Biliyorum."

Sonunda eve geldiğimizde kapıyı çaldı.

Kapıyı mı çaldı?

Tek gözümü merakla açtım. Birkaç saniye sonra kapıyı güzel bir kadın açmıştı. Sade bir tişört ile eşofman giyiyordu. Çok kısa ama çok da uzun olmayan kahverengi saçları ve kocaman gözleri vardı.

Kapının açıldıktan sonra içeriden gelen gürültüyle yüzümü buruşturdum.

Çok ses vardı...

"Ben içeridikleri boğazlamadan gelmenize çok sevindim." Gülümseyerek konuştuğunda önce ikimize ayrı ayrı baktı sonra da birleşen kollarımıza. Gülümseyen yüzü düşüp kaşlarını çatmaya başladığında kolumu kendime çekip boğazımı temizledim.

inicio, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin