-20- FINAL

11.6K 744 373
                                        

"Jimin bu ne?" Jungkook elindeki telefon ile odaya bir hışımla girdiğinde irkilerek ona döndüm.

"Video, Jungkook." dediğimde 'hah' diye bir ses çıkararak yanıma geldi.

"Bunun video olduğunun farkındayım. Neden kafana göre bir şeyler yapıyorsun?" dediğinde kollarımı göğsümde birleştirip koltuktan kalkarak onun yanına gittim.

"Kendi kafama göre değil. Seokjin hyung ve Taehyung ile beraber yaptık. Artık saklanmak yok diye kendin dedin Jungkook." Bakışları biraz da olsa yumuşadığında ellerimi yanaklarına koyup kafamı yana eğerek ona baktım.
"Merak etme, bana, bize zarar gelmeyecek."

Nefesini dışarı üfledikten sonra kollarını belime sarıp kafasını boynuma gömdü. Derin bir nefes aldığında boynuma değen burnu ile huylanarak kıkırdadım.
(Of bu ben, ben de en çok ensemden ve boynumdan huylanırım)

Jungkook huylandığımı anlayınca bilerek sıcak nefesini üflediğinde bu huylandırmaktan daha çok farklı şekilde etkilemişti. Yalandan kıkırdayarak onu kendimden azıcık uzaklaştırdım.

"Planı bize Seokjin hyung anlattı. Heejin bir şey yapmadan bizim yapmamız daha iyi olur dedi." Omuz silkerek konuştuğumda ellerini yanaklarıma yerleştirip bastırdı ve dudağımın büzülmesine sebep oldu.

Plan da şuydu:
Ben, olayların başından itibaren neler yaşadığımı video çekerek anlatacaktım ve yapmıştım da zaten. Şirketimin bana nasıl davrandığını hatta benimle dalga geçenleri dahi anlatmıştım. Hafiflemiş miydim? Elbette.

Bundan sonrası beni korkutmuyordu artık. Jungkook yanımdaydı. Diğerleri yanımdaydı ve bana güç veriyorlardı.

İyiydim artık, kurtarılmayı bekleyen aciz biri değildim. Jungkook sayesinde ayaklarımın üzerinde dik durabilen biriydim.

"Korktum Jimin, artık üzülmeni istemiyorum. Seni üzmekle zaten yapabileceğim en büyük aptallığı yapmışken, tekrar üzülemene göz yumamam." Sıktığı yanaklarım yumuşakça okşadıktan sonra alınlarımızı birleştirdi.
"Yaşadığın hiçbir kötülüğü haketmiyorsun. Melek gibi bir insansın ve dışarıdaki insanların seni görünüşün yüzünden yargılamaları, ki hayatımda gördüğüm en güzel varlıksın, iğrenç bir şey Jimin. Bu kötü günleri yaşadığını bilmek bile beni öldürüyor."

Yavaşça dolmaya başlayan gözlerime inat gülümsedim. Kollarımı omzuna koyarak gözlerinin içine baktım.

"Şimdi, buradayım, senin kollarındayım ve hepsini unutturdun bana. Ben senin sayende şimdi olduğum kişiyim, sen de bana söz ver. Artık eskiyi düşünmek yok, tamam mı?" Kafasını salladı.

"Eskiyi düşünmek yok." dedikten sonra dudaklarıma kapandığında memnuniyetle onu kabul etmiştim. Dudaklarımız ahenkle hareket ederken ellerinden birini belime koyarak beni kendine çekmişti. Vücutlarımız birbirine temas ettiğinde yumuşakça inledim.

"Seni çok seviyorum, Jimin. İlk gördüğümde de aklıma kazınmıştım şimdi hayatımda büyük bir yer kaplıyorsun." dedi dudaklarımızı ayırır ayırmaz.

"Ben de seni seviyorum, Jungkook." Dudaklarımızı tekrar birleştirdiğinde bir öncekine tezat daha sert öpüyorduk birbirimizi. Ellerimi boynuna sararak biraz daha eğilmesine sebep olduğumda belimdeki ve yanağındaki ellerini kalçama indirmişti. Fakat dudaklarımızı ayırıp, öpüşmemizi durdurmuştu.

"Durma.." diye fısıldadım dudaklarına. Emin olmak istermiş gibi bir hali vardı. Birkaç saniye sonra dudaklarını dudaklarıma örtmüştü. Aynı zamanda beni kucağına aldığında ellerimi saçlarına daldırmıştım.

inicio, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin