Jungkook, kolları arasındaki bedenin ağlaması dindiğinde kollarını biraz gevşetti. Jimin yavaşça Jungkook'tan ayrıldığında burnu çekip, utandığı için kızaran yanaklarını kafasını eğerek saklamaya çalıştı.
"Daha iyi misin?" Jimin, kafasını kaldırmadan salladı. Jungkook parmaklarını çenesinin altına koyup kendisine bakmasını sağladı.
"Utanmana gerek yok Jimin. Bir süre daha beraberiz, biliyorsun değil mi? Ne zaman ağlamak istersen senin için burada olacağım." Jungkook'un söylediklerinden sonra Jimin öylece suratına bakakalmıştı. Hem şaşırdığı hem de utandığı için ağzını açamamıştı ama ufak bir tebessüm ile kafasını aşağı yukarı salladığında Jungkook gülümseyerek saçlarını karıştırdı.
"Hadi şimdi git ve yüzünü yıka. Ben de dışarıya gideyim" dedi ve kaşlarını kaldırıp devam etti. "yoksa hiç yaşanmamış şeyle bizi sıkıştıracaklar."
Jungkook yanından ayrıldığında karıştırdığı saçlarını düzeltip derin bir nefes aldı. Ne hakkında konuştuğunu anlamamıştı ama böyle dediğine göre önemli bir şey olmalıydı. Az önce ağlayarak çıktığı lavaboya yüzünde farketmediği küçük bir tebessümle girmişti. Aynada gördüğü yansımasına yüzünü buruşturdu.
"Neden kaçıp gittiği belli oldu." diyerek kendi kendine güldü. Dediği şey komik gelmişti. Suyu açtıktan sonra avuçlarına dolan suyu yüzüne çarptı. Aynı işlemi birkaç kere daha yaptıktan sonra havlu aramak için dolapları karıştırdı. Bulduğunda is yüzünü kurulayıp havluyu kenara koydu. Lavabodan çıktığında ise kulaklarına dolan kahkaha seslerini takip etti.
Herkes bıraktığı şekilde masada oturuyor, az önceki şey hiç yaşanmamış gibi davranıyorlardı. Jimin minnettar bir gülümseme ile onları izledi.
"Yedikten sonra bir şeyler izleyelim. Sıkıldım ben." Taehyung mızmızlanarak konuştuğunda Seokjin onun kafasına vurdu.
"Sana yüz kere ağzında yemek varken konuşma dedim." Jungkook kıkırdayarak onları izlediğinde Jimin farkında olmadan onu izlemeye başlamıştı. Jungkook çok yakışıklıydı. Bakışları yüzünde gezerken yanağındaki ize dikkat verdi.
'Bir insana iz ile bile bu kadar yakışabilir miydi?' diye düşünmüştü içinden Jimin. Kaşlarını çattı Jimin. Ona neydi ki?
Jungkook üzerinde hissettiği bakışlarla Jimin'e döndüğünde Jimin panikle gözlerini kaçırıp tam çarprazındaki Namjoon ile göz göze gelmişti. Namjoon gülümseyerek gözlerini kapatıp açtı.
Jungkook ise sırıtıp dirseğini masaya yasladı ve yanağını yumruğun yaslayıp Jimin'e baktı.
"Nasıl manzaran güzel miydi?" Jimin utançla gözlerini yumdu. Jungkook gülerek yüzüne üfledi. Jimin yüzüne çarpan nefes ile huylanınca ağzından küçük bir kıkırtı kaçmıştı. Jungkook'un gülümsemesi daha da büyürken Jimin gözlerini açıp bakışlarını birleştirdi. Bir süre birbirlerine baktıklarında Yoongi çaktırmadan yanındaki Taehyung'u dürtüp ikiliyi gösterdiğinde Hoseok da onlara katılıp izlemeye başladı. Telefonunu çıkarıp ikilinin fotoğrafını çekecekken tuşa basmasıyla çıkan sesle Jimin bakışlarını onlara çevirdi. Gözlerini kocaman açtığında Jungkook, Jimin'in baktığı yere bakmayı reddediyordu. Çünkü neler olabileceğini tahmin etmişti.
"Aaa, Hoseok şu videoya bak." Taehyung yalandan gülerek elindeki telefonu Hoseok'a gösterdiğinde Yoongi'nin yanında oturan Namjoon, Yoongi'nin arkasından eğilerek Taehyung'un kafasına vurdu.
"Flashın açık aptal."
&&&
"Hayatımda gördüğüm en sıkıcı film olabilir." Jungkook'un söylediği şeyden sonra Hoseok uyuklamaktan vazgeçip ona döndü. Bir şeyler içip - ki bu bir şeyler daha çok alkolden oluşuyordu- film izlemeye karar vermişlerdi. Ama çoğu daha filmin ortasına gelmeden sızmıştı.
"Kesinlikle. Filmin jeneriği bile uykumu getirdi." Esneyerek söylediğinde yanına uyuyan Jimin'i gösterip güldü. "Birileri çoktan yüzüncü rüyasını görüyor."
Jungkook, Jimin'in düşen saçlarını geriye atıp kıkırdadı. Çok içmemişti ama bünyesinin zayıf olduğu belliydi.
"Neler oluyor Jungkook?" Yoongi merakla sorduğunda Jungkook kaşlarını çatıp ona döndü.
"Ne?"
"Aranızda bir şeyler mi var?" Jungkook gergince güldü.
"Yok ne alakası var ki şimdi." Yoongi gözlerini devirdiğinde Hoseok konuşmaya atladı.
"Bir şeyler yoksa Jimin'e karşı bir şeyler hissetmeye başladığın belli. Ne zaman birine bu kadar güzel baktınki?" Jungkook şaşkınca dudaklarını araladı fakat daha sonra o da gözlerini devirdi.
"Öyle bakmıyorum."
"Kafayı yiyeceğim şimdi. Biri şunun kafasına vursun, uykum var çok halsizim." Seokjin gözleri kapalıyken konuşmuştu.
"Daha sonra herkes ayıkken konuşuruz bunu. Jungkook sen Jimin'i de alıp odana git. Biz de geri kalan odaları bölüşürüz." Namjoon yüzünü sıvazlayıp konuştuğunda diğerleri hemen ayaklanmıştı.
"Ne?!"
"Of Jungkook hadi fazla konuşma. Çocuğun boynu tutulacak yattığı pozisyona bakar mısın?" Jungkook pes edip omuzlarını düşürdü ve Jimin'i kucağına aldı.
"Eline de yakışıyor he." Taehyung kıkırdayarak konuştuğunda Jungkook, Jimin'i daha sıkı tutup Taehyung'un bacağına tekme attı.
"Siktir git şurdan."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
inicio, kookmin
Fanfictiontamamlandı ✔️ 'Benim, en güzel anlarını yaşaması gereken gençliğim bunları haketmemişti.' jjk + pjm