Bir an içim geçmiş ve dalmış olmalıyım gözlerimi açtığımda ne başka bir ülkede ne de aynı yerimdeydim yorulmuş nefesim kesilmiş bir halde sokağın tam ortasındaydım saat daha sabahın 4’ydü Ron’un evindeydim en son hala neden koştuğumu merak ediyordum ileri doğru baktım bir adam elinde bıçağa benzer keskin birşeyle üzerime doğru geliyordu arkamı dönüp koşmak istedim ama buda pek mümkün değildi çünkü arkamda da beni bekleyen ve elindeki bıçakla bana doğru yürüyen bir başkası daha vardı kapana kısılmış gibiydim ordan kurtulmamın tabiki imkanı olabilirdi ama nasıl aslında beni düşündüren şeyse neden benim peşimde olduklarıydı bana doğru gelenler gitgide hızlanıyor ve bende yolun ortasında sanki onları bekliyordum ileri doğru biraz adım attım kaçmayı planlıyordum aslında ama bu sefer olmamıştı arkamdan gelen adma bir anda üstüme çullanı beni yere düşürmüştü yerde adamın boğazını sıkmaya çalıştıysamda pek fazla başarılı olamadım boğuşmaya devam ettik üstüne çıkıp adam yumruk atmaya çalışıyordum ama diğer adamın karnıma bir tekme atıp soluğumu kesmesiyle tüm çabalarım boşa gitmişti yerde kıvranıyordum…Biraz daha iri ve kalıplı olan beni kaldırdı sonum gelmiş gibiydi bir hışımla adamın ellerinin arasından kendimi attım etraf soğuktu sokakta kimseler yoktu bizden başka hiçbir ışık yanmıyordu sokak lambalarının bile birkaç tanesi yanıyordu sadece adamları görebilmem için önce onları ışığın olduğu bir yere çekmem lazımdı ya da ordan kaçıp canımı kurtarsam daha iyi olabilirdi koşmaya başladım ara sokaklara girip karanlıktan faydalanmaya çalıştım bir süre koştuktan sonra bir ara sokağa daha girip çöp kutusunun arkasına geçtim yavaş yavaş gelen sesler vardı iyice korkmaya başladım kafamı kaldırıp bakıcaktım ki yine arkamdan biri tuttuğu gibi beni yere fırlattı sanırım ayak bileiğim kırıldı üzerine basamıyordum adamlar ellerindeki bıçaklarla üzerime gelmeye devam ediyorlardı ama nedense onları daha hiç kullanmadılar belkide beni öldürmek istemiyorlardı yanımdaki duvara tutunarak yerden kalktım zorlayarak ayağımın üstüne basıyordum felaket bir acı vardı ayağımda iyice yaklaştılar bir tanesi tam yumruk atıcaktı ki direk diğer elini tutup elindeki bıçağı ona sapladım kanlar çıkıyordu adamdan bıçağı çıkartıp diğer adama saplamak istiyordum ama bunun için çok geçti ona doğru yöneldiğimde bıçağı bana sapladı ilk başta ne bir kan ne de herhangi bir şey hiçbir şey olmamış gibiydi bıçağı geriçektiğinde bıçağın giren kısmı tamamen yanmıştı bacağımın acısını unutmuştum yani ilk başta öyle sandım ama hayır bacağım geçmişti üzerine basabiliyordum bu gece olanlar da neyin nesiydi diğer adamın üzerine doğru yürüdüm ve adamın ilk zamanki korkunluğundan eser kalmamıştı hatta korkudan nasıl kaçıcağını bile şaşırmıştı sokaktan çıkıp bara gidip kafamı dağıtmak istedim belki de bu olanları hatırlamam umuduyla sokağın tam köşesinden çıkarken ceketim arkasından yakalayıp beni çekti. 1.80 boylarında biraz genç biriydi bana doğru hayretler içerisinde bakıyordu beni tanıyormuş gibi bir his vardı içimde ama bundan emin olmam imkansız dı bakışmalarımız bittikten sonra beni hatırlıyor musun diye sordu…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Geleceği
Ciencia FicciónBir insan ne kadar ileri gidebilir ve ya nasıl cinayetlere tanık olabilir hepsinde ortak nokta ya sadece oysa ? O zaman işler biraz daha değişir biri nasıl olurda 10 kişinin parmak izini taşıyabilir,parmak izlerindeki kişilerin kemiklerini tek bir c...