ÜÇ DİKİZŞÖRLER

14.6K 1.2K 238
                                    

Uzun ve güzel bir bölüm olmuştur umarım =)

Seni kurtaracağım,
İşte o an kadın,
İşte o an...
Yamacımdan,
Kalbimden,
Ellerimden seni ayırmayacağım...

“Şimdi biz burada ne yapıyoruz abicim?” dedi Savaş öfkeyle. Bir tepede çalılıkların arasında oturmuşlardı.
Akay elinde dürbün ilerindeki villayı gözetliyordu. “Şimay, çay versene?”
Savaş adamın elinden dürbünü aldı ve karşıya bakarak homurdandı, “Çay istiyor ya, adamdaki rahatlığa bak. Kek de var mı? Tam beş çayı olur.”

Şimay sırıttı, “Evet. Akay beyin en sevdiği kekten yaptım.”
Savaş ikisine çevirdi öfkeli bakışlarını, Akay gayet sakin kekten bir ısırık aldı, ardından da çayını yudumladı, “Kocası da seviyor bu keki, ama beni sevmiyor.”
“Kek mi seni sevmiyor.”
“Yok kocası.”

“Lan manyak mısınız siz?” diye inledi.
Şimay sırıttı, “Pek de sağlam değiliz.”
Akay öksürdü, “O sağlam değil. Bende bir sıkıntı yok.”

Kız adama şaşkınca baktı, “Ama Akay bey, hani takımdık biz. Neden sattınız şimdi beni?”
Akay kıza yaklaştı, “Kızım adamın kuzenini alacağım. Manyağım deyim de, adam vermesin mi bana kuzenini? Zaten sıkıntı var. Bir de bunu mu sarayım başıma? Adam benim üç katım.”

Kız birden sırıttı, “Ha ondan, tamam o zaman. Yoksa ikimiz de manyağız değil mi Akay bey?”
Akay kıza ‘sen iyi misin’ bakışı attı. “Dün çakal, bugün manyak. Yarınlarımızdan tırsıyorum Şimay. Ana baba düz gidecen her halde.”

“Yok estafurullah Akay bey.” Sonra Savaş’a baktı. “Yalnız Savaş bey, size de bir kod isim bulmamız lazım. Haberleşme sırasında isim vermemeliyiz.”
Savaş kıza döndü, “Size katlandığım ve uyduğum için çatlak kurt diyebilirsin.”
“Yok yok. O olmaz. Ben 007, Akay bey Çakal, sizde king kong  olun.”  Adam yine ona çevirdi bakışlarını, “İri yarısınız ya maşallah. Ondan.”

Savaş bir tek kafasını sağa sola salladı. “Çattık yemin ederim.”
“Ama ne güzel olduk böyle üç silahşörler gibi maceradan maceraya atılıyoruz.”
“Ya heyecan tavan, adrenalin zirve. Oturmuşuz sabahtan beri elimizde dürbün karşıdaki evi izliyoruz kızım. Üç dikizşörler olur bizden ancak. Kıçım dikenlerden delik deşik oldu. Önümü söylemiyorum bile. İşemeye gittiğimde on iki yerden aktı böyle, fıskiye gibi.”

Şimay yüzünü buruşturdu. “Ay Akay bey, bu çok edepsiz ama.”
Savaş tekrar Akay’a döndü, “Abicim biz burada ne yapıyoruz?”
“Dedim ya, Hikmet ile Osman’ın gizli evi burası. Kadınları buraya getiriyorlar. Kayda alacağız.”

“Kahraman biz mi olacağız? Polise söyleseydik daha etkili çözüm.”
Akay adama “Sen hiç işini bilmiyorsun,” diye mırıldandı. “Polise verelim de o mu kahraman olsun. Banane. Ada ile Lina gitsin polislere mi sarılsınlar?”
“Lan neden benim sevdiğim kadın elin polisine sarılsın? Ben elindeki yüzüğü hazmedemiyorum.”

“İşte, biz suç üstü yapacağız ki, kızların gözünde kahraman olalım.”
“Hı, bok yoluna gidip, mevta olmayalım da. Sonra mezar taşımıza yazarlar, hızlı yaşadılar, kahraman öldüler.”

Şimay eli ile kulağını çekip, dişine vurdu. “Allah korusun King kong bey. Korkarım ben öyle ölüm mevta falan demeyin,” dedi ağlamaklı sesi ile.
Savaş sabır çekti, “Ne zaman gelecek kızlar?”

“İşte saati bilmediğimiz için bekliyoruz.”
“Acıktım ben ama,” dedi Savaş çalılıklara çökerek.
Şimay hemen neşeli moduna dönerek çantasını açtı, “Ben peynirli, domatesli, salamlı dürümler yaptım. Yer misiniz? İçecek de var. Bir termosa sıcak çay, bir termosa soğuk çay-limonlu, bir termosa da ayran koydum.”

DAVETİYE - YASAK SERİSİ II / FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin