DAVETİYE - YASAK SERİSİ II / FİNAL

SENİNİM

Akay telefonu tutmuş Ada'nın görüntüsünü alıyordu. Ada ise hala onu görmemişti.
"Bana bakın sizi gidi yakışıklı patron yamyamları şimdi hepiniz defolun. Defolmazsanız Kara Murat'ın mağdur ettiği Bizanslılara dönersiniz. Ben çok iyi bilirim sizin yapacağınız asistanlığı, Akay bey çay alır mısınız? Ay sanki bugün yorgunsunuz size masaj yapmamı ister misiniz, minicik eteklerle bacak şovları, eğilip imza attıracağım diye dekolte açmalar. Sonra gelsin dekolteye sıfır imzalar, bacak arasına üç santim eğilmeler... Bendeki mide de on oda beş salon ya. Geniş geniş oh!" Akay kızı dinlerken beğeni ile dudaklarını büktü. "Hah en önemlisini unuttum, seyahatler. Evet, seyahatler önemli. Neden biliyor musunuz? Çünkü nedense gidilen otellerde oda olmaz ve asistanla patron 'mecbur' aynı odada kalılar. Sonra hoop hoş geldin Ada'nın minnak boynuzları"

"Hanımefendi biz iş görüşmesine geldik, siz bizi ne sanıyorsunuz? İki saattir saçmalıklar diz boyu. Yeter ama!"
"Sus sen zoraki sarışın, dizi mizi hiç mi izlemiyor musunuz siz canım? Hiç mi görmedik sanki önce iş sonra fırına düş olaylarını. Zavallı Adnan nasıl boynuzlandı sanıyorsunuz, ya Yasak Elma'dakilere ne demeli. Biri asistanı ile işi pişirdi, sevgilisini terk etti; diğeri karısının yardımcısı ile boynuzladı karısını. Sonra onlar mağdur, diğerleri mutlu mesut. Oh!"
Tüm kızlar oflamaya başladı, "Yalnız hanımefendi ben evliyim ve tek derdim çalışmak," dedi içlerinden biri.

"Olabilir. Bihter de evliydi. Hem şimdi kadınların aldatma oranı daha yüksek. Ne bileyim ben senin kocana aşık mısın değil misin? Mutlu musun mutsuz musun? Ha?"
Akay çekimi durdurup, sevgilisinin yanına geldi ve onun belinden sararak kadınlara baktı "Hanımefendiler sizi buraya kadar yorduğumuz için çok özür dileriz, ama az önce yeni asistan işe alındı. Geldiğiniz için teşekkür ederim."

Kızlar önce öfkelenip söylendiler, sonra da homurdanarak çıktılar. Ama  Ada sevgilisinin söylediği şeyle gözlerini kocaman açtı. "Ne zaman aldın? Hani nerede aldın? Aradan kaçtı değil mi? Halbuki ben tüm kapıları tutmuştum. Nereden sıvıştı ki o yelloz?"
Akay başını sağa sola salladı, "Şimay hanım Ada hanıma bir işe başvuru formu doldurtur musunuz? Bir de gerekli evraklarını da tamamlasın en yakın zamanda."
Ada "Ha?" diye adama şaşkınca baktı.

"İşe başvuru formu Ada Hanım. Sizin yüzünüzden bütün asistanlarımdan oldum. Buyurun iş sizin."
"Ama ben ne anlarım asistanlıktan?"
"Valla çok da iyi anlıyorsun. Çay, masaj, bacak şov, dekolteye sıfır imza attırma, aynı odada kalma. Süpermiş, sevdim. Aldım ben seni işe. Hayırlı olsun."
"Ya Akay saçmalama."

Akay işaret parmağını salladı, "Iıı ıı, Akay değil, Akay bey. İşi Şimay hanımdan devralın Ada Hanım. Yarın sabah da dokuzda iş başı yaparsınız. Zaten bu sezon öğretmenlik yapamayacaksınız malum. Ha bir de akşam Savaş'a gideceğiz. Çok güzel bir film girmiş vizyona onu izleyeceğiz."

"Film mi? Ne filmi?"
"Panter Necla Bizanslılara karşı."
"Ne?"
"Akşam görüşürüz bayan asistan," deyip, güldü ve odasına geçti.

***

"Ay çok merak ettim izleteceğin filmi Akay," dedi Lina sevgilisine yaslanarak.
"Çok muhteşem. Amatör bir kısa film, ama müthiş bir şey."
"Amatör mü?" dedi Ada.
"Evet."

Akay da Ada'nın yanına oturdu ve başlat tuşuna bastı. Ada ekranda kendi görüntüsü ve cırlamasını gördüğü an adama döndü.
"Akay bu ne?" diye bağırdı.
"İlk filmim. Amatörce ama mükemmel."
Lina ve Savaş gördüklerine inanamıyordu.

"Kuzum kıskançlıkta level atlamışsın valla. Tebrik ederim. Tüm plaketler sana."
"Lina'ya tüm kalbimle katılıyorum kuzencim, süpersin."
"Sensin süper," diye kuzenine çemkirip, diğerlerine döndü "Sizde kesin sesinizi."
"Bebeğim, sinir yok."