BORU BEKÇİSİ

10.7K 1K 44
                                    

Bölüm çok gecikti ama bu ara nefes alamıyorum. Hep mesaiyeler var. Cumartesi tam gün çalışıyorum. Bölümde aceleye geldi. Konteol edemedim. Unarım beğenilir.

Bu arada sizce Akay'ı ne durdurur?

*********

Birlikte odaya geçtiklerinde Akay'ın sabırsız elleri dolanıyordu kızın bedeninde. Kendi üstünü de çıkarmaya başladı. Yavaşça yatağa uzandılar. Adamın çıplak bedeni, kızın bedenini örttü. Öpücükleri her yerine değiyor, değdiği yeri alevlere veriyordu.

Akay her öpücükte can buluyor, her dokunuşuyla can veriyordu.

"Öldürüyorsun," diye fısıldadı kızın kulağına, dudağından uzun bir öpücük aldı, "Sonra yeniden hayat veriyorsun." Öpmeye, dokunmaya devam ederken, sona gelmişlerdi.

Akay artık dayanma sınırının sonundaydı. "İlki kısa sürecek gibi," diye mırıldandı ve tam birleşme anında zorlandı. Tekrar denedi, ama kızın çığlığı ile durakladı bu sefer.

"Ne oldu?" diye telaşla sordu.
"Çok acıdı, geçiremiyorsun!" diye çemkirdi kız.

"Ya neden öyle oldu anlamadım ya," sesi ağlamaklı çıkmıştı.
"Ya hayatında hiç mi yapmadın Akay, çok acıttın?"

Akay ensesini kaşıdı, "Ya bebeğim her halde yaptım. Ama hiç öyle bir şey olmamıştı."
Ada adamı üzerinden itti, "Ha, yani sorun bende öyle mi Akay bey?"

Akay kadına şaşkınlıkla baktı, "Ya yok bebeğim. Yani ilk kez oluyor diyedir. Yani ilkinde acırmış biraz."

"Ya sus Akay Allah aşkına. Soba borusu kadar şeyini benim mini minnacık yerime nasıl geçirecektin anlayamadım zaten."

Akay kendininkine baktı ve hemen önünü örtü ile kapattı. "Ya başka zaman olsa bu dediğini iltifattan sayardım ama şimdi hakaret gibi geldi. Ne alakası var ya boruyla?"

Ada çarşafı çekip kendi üzerini kapattı, "Bırakır mısın şunu, üstüm açık kaldı."

"Asıl benimki açık kaldı. Bakıp bakıp saydırırsın şimdi. Soba borusuymuş. Tesisatını da diz istersen. Bacam ol bacam. Tövbe ya Rabbim." Çekiştirdi pikeyi, "Ada azıcık da bana verir misin?"

"Bacan olduk da ne oldu? Geçirebildin  mi sanki?" çarşafı birdaha çekti "Benim her yerim açık Akay. Az centilmen ol."

"Sen de benimkine boru diyorsun, affedersin ama boru mu bu gerçekten?" yine pikeyi çekiştirdi.

"Ya latife yaptım Akay latife. Ver şu pikeyi." Ada bir daha çekti kendine.

"Latife? Hiç yerinde değildi."

"Cuk oturdu bence. Üstelik geçiremeyen sensin, ben neden suçlu oluyorum."

Akay'ın gözleri kocaman oldu, "Af buyur, ben mi geçiremedim, sen mi kastın kendini? Ben hiç öyle bir şey yaşamadım ömrü hayatımda," derken ellerini yanlara açtı.

Ada kendini unutup, elini beline koydu. "Bana bak, suçu bana atıp durma."

Akay sakin olmaya çalıştı, böyle olmayacaktı. Üstüne gittikçe kötü olacaktı. "Hayatım, olabilir. Hazır olmamış olabilirsin. Sonuçta ıslanmamışsan da girmez."

Ada ayağa kalkıp, pike ile üstünü kapattı, "Hı, kuruttum demiyor da ıslanmadın diyor. Gayet de ıslaktım Akay bey, sırılsıklamdım ama kuruttun! Duydun mu beni ku-rut-tun!" diye bağırıp, banyoya geçti.

"Tamam, hecelemesen de anlardım," diye homurdandı ardından.

Kadın banyonun kapısını hızla kapatınca, Akay irkildi. "Af buyur da biz neden kavga ettik ya." Ayağa kalktı, yerdeki iç çamaşırını hemen üstüne geçirdi, "Ada!" diye seslendi, "Ada güzelim, ya ikimizde stres yaptık." Kapı kulpunu indirdi ama açılmadı, "Ada, aşkım aç şu kapıyı bebeğim. Özür dilerim. Sanırım stresten oldu. Bugün uyuyalım olur mu? Hadi bebeğim aç kapıyı!"

DAVETİYE - YASAK SERİSİ II / FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin