⛤7. Soğuk

20.4K 799 217
                                    

*1 ay sonra*

Korhan

Hafifçe kapıyı tıklayıp ardından açarak başımı içeri uzattım. Düşündüğümün aksine uyumuyordu, sadece sırtını yatağın başına yaslamış öylece oturuyordu.

Kocaman kara gözlerini bana dikip kulağındaki kulaklıkları çıkarırken, "Nereden çıktın sen?" diye sordu şaşkınca. Yavaş kontrollü adımlarla İçeri girip kapıyı kapatırken sorun çıkaran biri olur mu acaba diye düşündüm.

"Aradım seni," derken ister istemez yani başında kulaklığın takılı olduğu telefona kaydı bakışlarım. "Mesaj da attım." Kasıtlı olarak açmamış olma ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti doğruya doğru. Neden geçsin ki zaten?

"Benimle konuşmak istemeyeceğini düşünmemiştim." Sesimdeki suçlayıcı tınıyı gerçekten duymadı mı yoksa sadece duymamış gibi yapmayı mı tercih etti bilmiyorum. Yine de karşı çıkmamıştı ve bunun geldiği anlam sinirlerimi bozmaya yeterdi.

"İnsan sevgilisinin telefonunu neden açmaz ki?" diye sordum makyaj masasının koltuğuna oturarak. Gözleri benim dışımda her yere bakıyordu görmek istemediğini vurgular gibi. "Uyuyor olabilirdim," diye bir fikir attı ortalığa sanki ikimiz de doğru olmadığını bilmiyormuşuz gibi.

"Ama uyumuyordun," dedim ben de. Bazen öylesine soğuk oluyordu ki anlamakta zorluk çekiyordum. Galiba Emir'in ilk başta burnu Kaf dağında dediği şey bu soğukluğuydu. Bakışlarını benimkilerden kaçırsa da suçluluk barındırmıyordu aslında, sadece mesafe vardı.

Hem de öyle bir mesafe ki beni hayrete düşürüyordu.

Bazen gerçekten ulaşılmaz oluyordu. Hangi kız ortada hiçbir sorun olmaksızın telefonlara mesajlara cevap vermemezlik yapar ki? Biraz bekledim. Bir açıklama yapmasını bekledim. Bana neden cevap vermediğini öğrenmeliydim.

Sessizliği sadece sinirlerimin daha da bozulmasına yararken karşımda sus pus elindeki kulaklıkla oynuyordu sadece. Siyah saçlarının bir kısmını tepesinde topuz yapmış geri kalanı sağ omzundan aşağı doğru dökülüyordu.

Önüne doğru uzattığı bacaklarını kendine doğru çekip bağdaş kurarken de hala bana bakmıyordu. Bu tepkisizliğiyle birlikte oturduğum yerden kalktım sinirle. Yaklaşıp yatağın kenarına otururken o telefon neden açılmıyor diye hesap sormak istiyordum.

Sen beni nasıl hiçe sayarsın demek istiyordum.

Yüzüme bak, niye bakmıyorsun demek.

"Meyra?" "Hm?" Ve hala gözleri bir kez bile bana değmemişti. Çenesinden tutup bana zorla bakmasını sağlamamak için ellerimi yumruk yaptım. Sakin ol dedim kendi kendime. Sakin ol, alttan al.

"Ne oldu?" diye sordum kontrollü ve ilgili bir ses tonuyla. "Hiçbir şey." Dişlerimi birbirine bastırdım. "Hiçbir şey? Seni arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum geri dönmüyorsun nasıl hiçbir şey yok?" Dikkatle yüzüne bakarken yutkunsa da hala bakmıyordu bana.

"Meyra bana bak bana, buradayım," dedim dişlerimin arasından. Bu sözlerimle sonunda kara gözleri benimkileri buldu. "Özür dilerim," dedi sessizce. Derin bir nefes çekip içimde tuttum. Bu kızın gözlerine bakarken dahi ne düşündüğünü anlamak imkânsızdı.

Bakışları soğuk olmasa da duygusuzdu sanki. Yavaş yavaş dışarı üflerken ciğerlerimdeki havayı, "Özür dilemeni istemedim. Sadece neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışıyorum. Benimle konuşmak istemek zorunda değilsin ama en azından beni merakta bırakmayabilirdin mesela.

İddia konusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin