Uyku sersemliğinden henüz tamamen arınamadan yavaşça gözlerimi aralarken ciğerlerime derin bir nefes çektim. Odaya dolan güneş ışığı göz alıcı derecedeydi ve perdeleri kapatmayı unutmuş olduğumuzu hatırlattı anında.
Gözlerime ışık düşünce uyuyamamak gibi bir huyum vardı ama bugün pek etkilenmemiştim anlaşılan. Baygın baygın tavana bakarken kalp atışlarımı hızlandıran anılar canlandı gözümde. Fısıltılı sözler, iç titreten dokunuşlar, baş döndüren temaslar ve çok çok daha ötesi.
İçime çektiğim havayı ciğerlerime hapsedip kendi kendimi dizginlemeye çalışsam da dudaklarımın hafifçe yukarı doğru kıvrıldığında güzel şeyler olacak gibi hissediyordum.
Güzel şeyler olacak.
Garip, belki yersiz bir heyecanla içim kıpır kıpır oluyor ve ben sırıtmadan edemiyordum. Ilk kez geçirdiğimiz geceden önceki her şeyi bir çırpıda silip atacak cesareti bulmuştum kendimde. Geçmişi geçmişte bırakacak gücü içimde bir yerlerde keşfediyor ve umutlanıyordum. Takılıp kaldığım yerden kopup son surat ilerlemeye hazırdım.
Güvenmeye, inanmaya, sevmeye, devam etmeye, geleceğe, her şeye hazırdım.
Sessizce ciğerlerime bir nefes çektim, cesaretimi toparlayıp çekincelerimi bir kenara bırakarak başımı yavaşça yana çevirince orada gördüğüm boşlukla aniden kaşlarım çatıldı.
Hayratle gözlerimi kırpıştırıp yanlış gördüğümü düşünerek başımı kaldırdım ama gerçekten sadece boşluk vardı. Bu beklenmedik bir durumdu.
Eksik.
Elimi uzatıp herhangi bir sıcaklık hissetmek istercesine o boşluğa dokunduğumda ise aradığım ısıyı da orada bulamadım.
Soğuk.
Elimi çekip hızla atan kalbime götürdüm. Derin derin nefes almaya kendimi zorlarken saçma bir şekilde bir köşeye saklandığını düşünürcesine etrafa bakınsam da dilimin ucuna kadar gelen ismini yutkunarak bastırdım.
Onu yanımda bulamamak beni afallatmıştı. Burada bir yanlışlık vardı, bu böyle olmamalıydı ki. Sakin dedim kendi kendime.
Sakin ol.
Artık kötü şeyler olmayacak.
Kahvaltı. Kendi kendime başımı aşağı yukarı salladım. Evet, tabi ki. Bana sürpriz yapmak için kahvaltı hazırlıyor, öyle olabilirdi. Öyle olmalıydı. Kendimi tekrar yastığa bırakıp derin bir nefes çektim ciğerlerime.
Sorun yok.
Her şey yolunda.
İyiyiz.
Kendi kendimi tamamen ikna ettiğime enim olmasam da yatıştırmayı başarmıştım en azından. Bundan sonra güzel şeyler olacaktı çünkü...
Geldiğinde uyuyor numarası yapmaya karar verdim. Böyle uyanmak hoşuma gitmemişti. Tekrar kurgulayacaktım. Onu yanımda istiyordum.
Gözlerimi yumdum rolüme en iyi şekilde hazırlanmak için. Gözlerimi yumdum ve bekledim. Kafamda olacakları farklı şekillerde tasarlayarak zaman geçirirken aslında onlardan hiçbirinin olmasını da istemiyordum. Tasarlayamadığım bir şeyler olsun istiyordum. Spontane anlar yaşamak istiyordum.
Önceki geceye geri dönmek istiyordum biraz. Kendimi tamamen güvende hissettiğim yere geri dönmek. İleri gitmek istiyordum biraz daha. Daha ileriye. Daha güvenli yerlere. Geri dönüşü olmayan yollara girmek istiyordum ki bir daha geri dönmek zorunda olmayalım.
Çokluğunu veya azlığını saptayamadığım bir zamandan sonra beklemekten sıkılarak bir kez daha doğruldum. Akşamdan telefonumu nereye bıraktığımı düşünürken bambaşka şeyler hatırlayarak yine kıpır kıpır bir şeyler hissettim içimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia konusu
General Fiction"Var mısınız iddiasına. Ben bu kızı tavlarım. Hatta tavlamakla kalmayıp yatağa bile atarım." Bu tasasız sözlerle başlayan bir hikâye, kazanılması gereken bir iddia, hırs ve öfke ile bilenen karakterler... Onlar Korhan ve Meyra; biri iddialı ve...