Bacağımı öne doğru atacakken orada olmaması gereken bir engelle karşılaştım. İyice yüzüme kapanmış yorganı biraz açayım dediğim sırada ise onun yorgan olmadığı kanısına varıp açamadığım için onun yerine başımı geriye doğru çektim.
Gözlerime hafifçe aralayıp, "Ne oluyor ya," diye mırıldanırken yanı başımdaki bedenin farkına varmamla saşkınlıkla kaşlarımı kaldırıp bana beklentiyle bakan Korhan'a diktim gözlerimi. "Ne yapıyorsun be yatağımda?"
Soruma aldırmadığını net bir şekilde belli etmek adına tebessüm edip, "Günaydın," dedi sadece. Çatık kaşlarımı hiç bozmadan, "Ben dün akşam şu kapıyı aramıza kapatmamış mıydım?" diye sorarken düşünceli bir şekilde odanın kapısını gösterdim.
Evet, kesinlikle kapatmıştım.
"Aynen öyle. İyi geceler Korhan deyip kapıyı yüzüme kapatmıştın," dedi onaylayarak.
Tabi ki.
O kısmı gayet net hatırlıyorum zaten.
"O zaman ne işin var burada? Bir de dibime girmiş," derken kötü kötü bakıp yavaş yavaş geri çekilsem de bedeninin sıcaklığını hissetmek de hoşmuş aslında diye düşünürken buldum kendimi. Bu düşünceyi silkeleyip atmak istercesine hafifçe kafamı sallayıp aynı anda soran bakışlarımla onu cevap vermeye zorladım.
"Yalnız onu ben yapmadım, sen sokuldun."
Ne münasebet..!?
Boğazımı temizledim ama buna verecek bir cevap bulamadın çünkü uykum ağırdı biliyordum. Olabilirdi yani. Yapmış olabilirdim. Ne de olsa oldukça rahattım biraz önce. Güzel bir uyku da çekmiştim...
Ah, hayır.
Kesinlikle yapmış olabilirdim.
"Tabuları yıkalım artık diyorum, bir gece daha senden ayrı uyumak istemiyorum."
Diyorsun?
Belli belirsiz dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı ama yine başka bir tepki vermedim. Sorarcasına tedbirli bakışlarla bir itiraz bekliyordu sessizce fakat uzun bir süre sessiz kalarak bekletmeye devam ettim. Keyfim yerine gelmişti nedensizce.
"Bir şey demeyecek misin?" diye sordu sonunda dayanamayarak. Gözlerimi masumane bir şekilde belertip, "Ne diyeyim ki?" diye sordum mükemmel bir şekilde saf ayağına yatarak.
"Seninle uyumam demeni bekliyordum."
İçime doğan gülme istediğini bastırıp, "Öyle mi diyeyim?" diye sordum keyiflice. "Tövbe," dedi şaşkınlığını bastırarak, "O da soru mu, deme tabi," diye ekledi hemen.
Biraz önce araya kattığım mesafeyi yanıma yaklaşarak güzelce kapatıp alnını benimkine yaslarken, "Yıkalım mı o zaman bütün tabuları?"
Bütün tabuları?
Hepsini?
Kolay mı öyle?
Hem benim başka planlarım var...
Başımı iki yana sallayıp sırt üstü döndüm. Bakışlarım boş tavanda gezerken, "Hepsi sırayla," dedim umursamazca.
Hepsi sırayla.
Hem tabular iyidir.
Heyecanlı.
Oflayarak bir şeyler mırıldadığında bakışlarımı tavandan ona çevirdim tekrar. "Bir şey mi söyledin?" diye sordum masumane bir şekilde. Bundan neden keyif aldığımı anlayamasam da tadını çıkarmayı planlıyordum. "Yo, söylemedim." derken elini boynuma koyup baş parmağını yanağıma değdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İddia konusu
General Fiction"Var mısınız iddiasına. Ben bu kızı tavlarım. Hatta tavlamakla kalmayıp yatağa bile atarım." Bu tasasız sözlerle başlayan bir hikâye, kazanılması gereken bir iddia, hırs ve öfke ile bilenen karakterler... Onlar Korhan ve Meyra; biri iddialı ve...