Merhabaaa! Tatilin nasıl geçiyor? Bizimki biraz sıkıcı. Bölümü inşallah beğenirsin... Seni seviyoruz! Detaylı karakter tanımı vb. için instagram hesabımıza bakabilirsin. Teşekkür ederiz.
Hayal Deniz...
Zilin çalmasına yaklaşık olarak beş dakika vardı ve zil çalar çalmaz kantine inmek istiyordum. Midem o kadar sesliydi ki Dilek nasıl duymuyordu anlamıyordum. Resmen dakikaları sayıyordum. Son üç... İki ve aklıma bir sorun geldi. Ben duvar kenarındaydım ve benim kalkabilmem için önce Dilek'in kalkması lazımdı ama ben Dilek ile konuşmak istemiyordum. Yalnız olmak istiyordum. Çünkü yalnızlık sultanlıktır.O bekarlık sultanlıktır değil miydi ya?
Sen sus bir kere! Bekarlar da yalnızdır.
Tamam, bir şey demiyorum.
İç sesimle olan kavgamı bitiren zil sesi ile Dilek yerinden fırladı ve hemen sınıftan çıktı.
Gerçekten bunun için mi bu kadar endişe duydun? İki dakika boyunca buna kafa yorduğuna inanamıyorum.
İç sesimi hiç takmadan çantamdan paramı aldım ve kantin yolunu tuttum. Ancak bir sorun vardı. Kantin nerede? Evet, bunu düşünmeden direk çıkmıştım ve sanırım kantini bulabilmem için ya labirent serisinin devamını getirip bir Thomas olarak kantini bulacaktım ya da Harry Potter olup Accio büyüsü ile kantini ayağıma getirecektim.
Bu mu yani, Allah'ım ne kadar da yaratıcı fikirleri olan birinin iç sesi yapmışsın beni. Kızım sen zeki misin de Thomas olmaya karar veriyorsun? Onu geçtim bir asan bile yok ne büyüsü? Büyüyü de geçtim, LAN KANTİNİ AYAĞINA GETİRMEK nasıl bir zihniyet yaaa? Birine sorsana!
İç sesim haklıydı. En iyisi birine sormak diyerek biraz ilerimdeki kız grubuna doğru yürümeye başladım. En yakınımdaki kıza doğru "pardon..." diyerek dikkatleri üstüme çektim. Utanmıştım. Hemen uzaklaşmak istiyordum. Bu yüzden hemen sorumu sordum.
"Şey, acaba kantinin yerini bana gösterebilir misiniz?"
"Aaa, sen şu yeni kızsın! İstersen seni kantine götüreyim. Çünkü tarif etsem bile anlamazsın." Bu kıza sabah da müdürün yerini sormuştum. Niye hep bu güzel gözlü kız geliyordu ki?
"Gerçekten çok teşekkür ederim. Malum okulunuz bir labirent!"
"Ahahahha! Evet, çok haklısın. Bu arada ben Gamze!"
"Memnun oldum ben de Hayal." Kız konuşurken bir yandan da yolu tarif ediyordu. Ben de anlamasam bile anlıyormuş gibi yapıyordum.
Aferin! Böylece zeki gözükürsün. İlk defa mantıklı bir şey yaptın!
Sen ne yaşıyorsun ya? Valla seni anlamıyorum. Ben iç sesimle kavga ederken biz kantine gelmişiz bile. Kız gülümseyerek el salladı ve yanımdan uzaklaştı. Gerçekten güzel kızdı. Sevmiştim. Gülümseyince yüzünde oluşan tatlı gamzeleri ile tam olarak ismini yansıtıyordu.
Kantine doğru yürümeye başladım. Sıra yoktu. Herkes herkesin üstündeydi resmen. Ben de Allah ne verdiyse dalacaktım mecbur. Yoksa bu teneffüste aç kalırdım. Hemen sıradakilerin -pardon bir şey almaya çalışanların- arasına karıştım. İnce olduğum için kolayca aralarından sıvıştım ve en öne geldim. Baktım beni iten de yok, kantinci abla da bana bakıyor hemen sipariş verdim.
"Abla, bana bir tane kaşarlı tost bir de şeftalili Ice Tea." Bir süre bekledikten sonra abla elinde tostum ve içeceğimle geldiğinde şükür duaları okuyacak hale gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Dilekte Bir Umut #mavilikurgum2018
Teen FictionBugün de sanki hissetmiş gibi İzmir yıldızlara ayırmıştı gecesini. Yıldızlar hiç olmadığı kadar parlaktı bugün. Bir yerde okumuştum, yıldızlar öldüğü zaman ışık saçıyormuş. Ölmüş olmalarına rağmen parlatıyorlardı etrafı ve pes etmeden insanların rah...