20. Bölüm

3K 66 0
                                    

Arkenya hakkında düşünceleri bir kenara bırakmalıydım.

 Ben içimdeki hislerle uğraşırken Mano'nun bağrışını duydum. Mano benim arkamda yürüyordu. O yüzden hemen arkamı dönüp onun yanına koştum. Yerde öylesine çaresiz bir şekilde yatıyordu.

 Ona acımaya başlamıştım. Hemen ne olduğunu sordum. İkinci bir yılan olayını kaldıramayacağım için kendi kendime yılanlar konusunda teselli veriyordum. Ama bunlara gerek yoktu. Çünkü mevzu başkaydı.

 Mano bir taşa takılıp düşmüştü. Bu takılma onu çok pis yaralamıştı. İki bacağında da çok derin yara izleri oluşmuştu.

 Hatta küçük taş parçaları bacaklarındaki yaralara yapışmışlardı.

 ''Mano neden dikkatli yürümüyorsun ?'' diye bağırdı Arkenya.

 Bu konuda Mano'yu suçlamak birazcık yersiz olabilirdi çünkü ayağımız çıplak yerler taş dolu ve taşlar çok sivri. Etrafımızdaki her şey bizi yaralamaya yönelik olduğundan yürümek zaten köyü ve dengesiz oluyordu.

 Mano'nun yarasını kapatmak ve acilen temizlemek gerekiyordu. Mano'nun örtündüğü kalın bezi onun üstünden çıkardım. Yere serdim.

 Mano'yu yere serdikten sonra yarasındaki taş parçalarını elimle çıkarmaya başladım. Çok fazla taş parçası vardı.

 Her birini çıkardığımda Mano bağırıyordu. Ama bağırmasına yapacak bir şeyim yoktu. Biraz zaman alsa da bir bacağındaki bütün taşları çıkarmıştım.

 Üstümdeki kendimi soğuktan korumak için olan bezi çıkardım. Birazcık kalındı. Ama yırtmak zorundaydım. Bir ucunu Arkenya'ya verdim.

 Arkenya ile çekiştirmeye başladık. Biz çektikçe bez yırtılmaya başladı.

 En sonunda istediğim şekilde yırttığım bezi temizlediğim bacağa bastırarak koydum. Bir bacağı halletmiştik. Sıra ötekine gelmişti.

 Hızlıca öteki bacaktaki taşları da hallettim. O taşları hallettikten hemen sonra bezden tekrar istediğim kadar yırttım. Aynı hareketlerle yarayı kapattım. Bir doktor edasıyla yaptığım bu iş kaliteli olmuştu.

 Arkenya ''Sende hekim olacak potansiyel var.'' dedi bana.

 ''Yok canım benim hekimle alakam yok. Hayvanlar yaralandıklarında acil bir şey yapmam gerekiyor bende böyle hallediyorum yaralarını. Yani bu bana köleliğin kazandırdığı bazı tecrübeler sadece.'' dedim.

 Sonrada ''Mesleki bir yardımcılık aslında.'' diye ekledim.

 Arkenya gülümsemişti. Ama işimiz burada bitmiyordu yani gülümsemek için çok erkendi. Buradan tepeye çıkmıştık.

 Şimdi karşı tarafa doğru inmemiz gerekiyordu. Yol aynı şekilde uzuyordu. Ama bu seferde düşersek aşağı doğruı keskin bir uçurum vardı. Bu uçurum bizi öldürebilirdi. Gerçi ben sağlam bir şekilde yürüyebiliyordum.

 Buradaki sorun aslında Mano ile ilgiliydi. Çünkü bacakları bu kadar yara almışken düzgünce yürüyemezdi. Güneş biraz daha tepeye çıkacak olursa bizim gözlerimize çarpacak ve yürümemizi engelleyecekti.

 İşte o zaman burası yürünmez bir hal alacaktı. O yüzden hızlı davranmamız gerekiyordu. Arkenya bu güneşin yükselişi nedeniyle ile telaşlı bir haldeydi.

 Bu telaş bana gelene kadar korku oluyordu. Mano ayağa kolayca kalkabilecek gibi görünmüyordu. Onun bu hali beni mutsuz etmişti. Mano'nun elinden tuttum. Onu ayağa kaldırdım.

Zorla hareket ediyordu. Topallamaya çalışıyordu ama onu bile yapamıyordu. Bir bacağını atsa öteki ağrıyordu.

 Bu duruma bir el atmam gerekiyordu. Bütün ihtimalleri düşünmeliydim. Ama Arkenya'nın telaşlı ve aceleci hali benim düşünmeme pek izin vermiyordu. 

KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin