39. Bölüm

3.7K 60 0
                                    

Arkenya eline aldığı kazma ile vurmaya başladı toprağa. Bende kürekle toprağı çekmeye başladım.

 Terli ve gözyaşları ile suratım çok kötü görünüyordu. İşte asıl acınası hali alan bendim. Mano'ya yapacağımız mezarı tamamlamıştık.

 Onu mezarına yerleştirdikten sonra mezarın üstünü kapattık ve onun tünelinden çıktık.

 Arkenya ''O öldü. Artık onun intikamı için sen savaşacaksın. Mano artık yok. Ama intikam ruhu bizimle. Onun yarım bıraktığı işi devam ettir.'' dedi.

 Sonrada gidip uyumamı söyledi. Öylede yapacaktım. Ama uykum hiç yoktu. 14 tane köle vardı yanımda. Hepsi horuldayarak uyuyorlardı. Ama ben kolay kolay uyuyamazdım.

 Mano ölmüştü. Aynı şey bana da olabilirdi. Bu kolay bir şey değildi. Duvara yaslanarak kendimle sohbet ederek zaman geçiriyordum ki uykuya dalmışım.

 Ertesi gün tekrar köle görevleri falan derken tüm işlerimi bitirip saraya dönmüştüm. Tünel açmak için onun boş odasına gidecektim ki kendi işimin zaten bitmek üzere olduğunu düşündüm. Önce kendi işimi bitirmeliydim.

 Kendi odama gittim. Tünele girdim hemen. Küreğimle o kadar hızlı toprak atmaya başlamıştım ki iki adımlık kalan yolumu kısa sürede halletmiştim.

 Sırada bir işim daha vardı. Bu sefer yukarı doğru çıkacaktım. Bende öyle yaptım. Tahta destekleri yerleştirdikten sonra yukarıya doğru kazma ile vurmaya başladım. Kürek ile toprağı çektikten sonra hazine odasının tahtaları gelmişti karşıma.

 Aslında hazine odasına bir an önce girmek istiyordum ama bunu yapamazdım. Çünkü henüz çıkış için müsait bir ortam yoktu. Tünelden çıktım.

 Arkenya'nın söylediği gibi tam otuz adımlık bir tünel yapmıştım. Kendi odamı kilitleyip Mano'nun odasına doğru gittim. Onun anahtarı da artık bende duruyordu. Odanın kilidi açıp içeri girdim. Üstüme kilitleyip hızlıca tünele girdim.

 Mano aklıma gelmişti tünele girdiğimde. Ama artık Mano yoktu. O ölmüştü. Artık onun yerine intikamı vardı ve onuda ben sağlayacaktım.

 Mano demişken o tüneli tam sonuna kadar getirmişti. Kalan son iki adımlık bir yolu vardı. İşini bu kadar hızlı nasıl bitirdiği neden oturma odasına geç geldiği ile alakalı olabilirdi. Küreği elime aldım ve onun bana bıraktığı işi yapmaya başladım.

 Güzel bir haber niteliğinde olacak bir şey yapmıştım. Ellinci adıma ulaşmış ve dikey yani yukarı doğru kazmaya başlamıştım. Yukarı doğru kazma işlemini sürdürerek yukarıya açılan yolu yapmıştım.

 Günün tüm ışıkları buradan içeri süzülüyorlardı. Halen güneş havada durabildiğine göre akşam olamamıştı. Toprağı tutarak yukarı çıkmaya çalıştım. Yukarı çıkmayı başardığımda buradan sarayın görülmediğini fark ettim.

 Aslında burası sarayın öyle bir yerine denk geliyordu ki yerini özellikle bilmezsen hiçbir şekilde bulamazdın. Etraf çok hoşuma gitmişti.

 Aslında aniden üstüme yüklenen özgürlük daha çok hoşuma gitmişti. Tekrar tünelin içine girdim. Buraya tahtalarla destek yaptıktan sonra açtığım yeri gizlemek için geçici bir şeyle kapattım. Sonrada tünelden çıktım.

 Anahtarla kapıyı kitledim çıkarken. Arkenya'nın odasına gidecektim. Onun odasına gittiğimde uyuduğunu gördüm.

 Onu yumuşak bir şekilde uyandırdım. Mutlu haberi verince çok mutlu olmuştu. 

KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin