1. Bölüm: Kanlar İçindeki Açelya

36 11 1
                                    

Sanırım bir şeyler yazmanın en zor tarafı, ilk cümle. O ilk cümle o kadar şatafatlı ve anlamlı olmalı ki kitabı eline alan kişi okumaya devam etsin. Nereden mi biliyorum? Çünkü gecem ve gündüzüm ve her anım o ilk cümleleri bulmakla geçiyor. Bugün ise hikayemi yazarken bilgisayarımın başında uyuyakaldığım sıradan bir gündü. Ya da ben öyle sanıyordum.

"Uyan hadi be! Yapıştın klavyeye, kalk artık." diyen tiz sesle uyandırıldım.

Kafamı kaldırmamla tutulmuş boynumun ağrısını hissetmem bir oldu. Bilgisayarım da benimle birlikte uyku moduna geçmişti.

"Bağırma kulağımın dibinde." dedim gözlerimi ovuşturarak.

Dün gece neler yazdığıma bakmak için bilgisayarımı uykusundan uyandırdım.

"Bitirdin mi yeni bölümü?" diyerek bilgisayarımın dibinde biten Cem en yakın arkadaşımdı.

Omuz silktim. "Sayılır."

"Açelya ben senin en yakın arkadaşınım biliyorsun dimi?" dedi şirin şirin.

"Maalesef biliyorum." dedim sırıtarak.

"Katilin kim olduğunu en yakın, en tatlı, en yakışıklı, en havalı, en mükemmel, en en en iyi arkadaşına söylemeyecek misin?"

"Tabii ki söylemeyeceğim." deyip Cem'i bilgisayarımdan uzaklaştırdım.

"Vicdansız karı," diye söylendiğini duyunca sırıtışım daha da genişledi. Odama gidip kaldığım yerden yazmaya devam edecektim.

¤

Kan kokusu...

Üstüne sinen bu koku ona kim olduğunu hatırlatıyordu. Yerde yatan kurbanının kanla kızıllaşmış sarı saçları arasına küçük bir açelya çiçeği bıraktı. Bu onun imzasıydı.

¤

Kapımın çalınmasıyla bugün yazmamın zor olduğunu anlayıp bilgisayarımı kapattım. Cem kapıdan kafasını uzatmış yavru köpekler gibi bakıyordu.

"Cem söylemeyeceğim!" diye bağırıp kafasına yastığımı fırlattım.

Elini göğsüne koyup "Kırıyorsun bu narin kalbi." dedi sırıtarak.

¤

Karanlık.

Soğuk.

Ve sessiz.

Nerede olduğumu bilmeden yürüyordum. Ayaklarım iznim olmadan bedenimi taşıyordu. Etrafımda kimse yoktu. Tek bir ses bile duymuyordum. Sadece karanlık ve ben vardık. Ama bir yere varmak istermişcesine yürüyordum. Sanki tüm duyularım kapanmıştı, sadece hareket edebiliyordum.

Yürüdüm.

Yürüdüm.

Yürüdüm.

Koku duyum diğerlerinden önce yerine geldi.

Kan kokusu...

Sonra karanlığın içinde görmeye başladım.

O uzun sarı saçları gördüm önce.

Sonra da kanlı saçların arasındaki açelyayı.

¤

Bir bağımlının sigara dumanını içine çektiği gibi derin bir nefesle uyandım. Saatlerdir soluksuz kalmışım gibi hissediyordum.

Bu da neydi böyle?

Rüya mıydı veya kabus?

O kadın hikayemdeki kadındı. Benim yazdığım gibi... Ölmüştü.

Açelya KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin