Göksan: Senden çok özür dilerim.
Göksan: Seni fark edemiyorum ama özür dilerim.
Göksan: Kör gibi hissediyorum.
Göksan: Ondan başkasını görmek çok zor geliyor...
Göksan: Belki beni anlarsın, anlarsın değil mi?
Göksan: Bak, canım çok yanıyor.
Göksan: Senin de yanıyor, biliyorum.
Göksan: Sebebi benim, bunu da biliyorum.
Göksan: Sana yemin ederim, denedim.
Göksan: Seni hissetmek istedim.
Göksan: Canımın yanmasını durdurmanı istedim.
Göksan: Kalp kırıklığımı, bir sözünle düzelt istedim.
Göksan: Bencilce ama o beni sevmedi ya, ben sevilmedim ki.
Göksan: Ben birinden nasıl vazgeçilir bilmiyorum.
Göksan: Birine nasıl güzel bakılır bilmiyorum.
Göksan: Ben Bade varken, ölü gibiydim.
Göksan: Yaptığı şeyleri sorgulamazdım.
Göksan: O çocuğun arabasında öldü, yüreğim hâlâ sızlıyor.
Göksan: Sana yemin ederim ki onu unutamam ama sana yer açarım.
Göksan: Ona saygı duyarım,
Göksan: Körü körüne bağlanmam,
Göksan: Seni severim.
Göksan: Seni fark etmek için her şeyimi veririm.
Göksan: Ne olur, anla beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
gök|texting
Short Story→tamamlandı Gelmeyenin Gelişi adlı kitabımın, yan kitabıdır. V: Bak, şimdi bir şarkı aç rastgele. V: O satırlarda, kendine de denk gelirsin bana da. V: Ama bize denk gelmezsin, neden biliyor musun? V: Çünkü biz yokuz Göksan.