7.0|Final

5.1K 327 99
                                    

Bilmem kaç yıl sonra;

"Verda hadi ama! Geç kalacağız, sürprizimi kaçıracaksın." diye bağıran Göksan'a baktım.

Daha yeni mezun olmuştum bir dursundu.

Son kez aynada kendime bakarken, hızla aşağı indim.

Kocaman gülümseyen Göksan'la karşılaştım.

"Hadi gidelim." dedi ve elini uzattı.

Arabaya bindiğim zaman, ellerimin arasına bir kumaş parçası bıraktı.

"Gözlerini bağla. Ama açma sakın, sonra darılırım." dedi ve dediğini yaptım.

Kapattım gözlerimi ve bağladım.

Hayır yani, ya arabadan indiğimizde düşersem?

Ama hiç düşünmüyordu.

Araba durduğunda, birkaç ses duyuldu.

"Geldik." diye heyecanla konuştu.

Ve arabadan inmeme yardım etti.

Etraf, gül kokuyordu.

Büyük ihtimalle, gül bahçesine gelmiştik.

Elimden tutup beni sürüklerken, onun peşinden gidiyordum sadece.

Gözlerimi açtı ve etrafa bakındım.

Beni koskoca, gül tarlasının tam ortasında durdurmuştu.

Gül tarlasının ortasında, kocaman bir boşluk vardı ve orada birkaç şey vardı.

Göremiyordum.

"Şimdi, gel benimle." diye fısıldadı ve elimi tuttu.

O boşluğa geldiğimizde, bir defterin olduğunu gördüm.

Yüzümü ellerinin arasına aldı ve yutkundu.

"Seni çok seviyorum. Seni herkesten, her şeyden saklamak istiyorum. Seni kırdığım her saniye için kendimden nefret ediyorum, sen en değerli varlıksın. Gül tanemsin ben benim. Yokluğuna alışamam, varlığın ilacımmış gibi hissediyorum. Sanki, daha önce nefes alamıyormuşum gibi. Sen hayatımın kadınıymışsın gibi hissediyorum." diye mırıldandı ve dudağıma ufak bir öpücük kondurdu.

Hemen ardından, derin bir nefes aldı.

"Seni, seninle eş değer olan güllerin arasına getirdim. Ah, sen daha güzelsin ama affet." dedi ve etrafına bakındı.

"Gül tanem, bu kadar gülün içinde bile, o kadar güzelsin, o kadar hoşuma gidiyorsun ki." dedi.

Ben ise, öylece tutulup kalmış, onu izliyordum.

"Senin için tüm gülleri yakarım. Yak de, yakarım." dedi, eliyle tüm bahçeyi gösterdi.

"Şimdi, burada tam koktuğun güllerin arasında, güzelliğinin vazgeçilmez olduğu, en az bu güller kadar güzel olduğun anda, benim karım olur musun?" dedi titrek sesiyle.

Sonra diz çöktü, elinde bir kutu ile.

Kendi kendine, mırıldanıyordu.

"Lütfen evet de, lütfen, lütfen."

"Göksan, kalk." dedim ve omuzlarından tuttum onu.

Hâlâ, aynı heyecanla yüzüme bakarken dudaklarını dudaklarıma bastırdım ve elinde ki yüzüğü, yüzük parmağıma geçirdim.

Geri çekildikten hemen sonra, dudağının kenarını öptüm.

"Benim, senden başka çıkış yolum yok, Göksan." dedim.

Bir anda, belime sarılıp beni döndürmeye başladı.

Ben kahkahalarla gülerken, o da benim gibi gülüyordu.

Ve biz hep o anki kadar mutlu kalacaktık.

*Bitti. Bitirdim, onları da. Sanırım fazla duygulandım. Onları seviyordum, Verda'nın kendini ezdirmemesini, Göksan'ın yaptığı aptallıkları sonradan anlamasını. Onlar benim için özeldi. Hep, ilk kitabımı nasıl yazıyorsam, hepsini aynı heyecanla yazıyorum.

*Profilimde de yazdım, ben belki hiçbir zaman bin kişinin takip ettiği bir yazar olmayacağım ya da kitaplarımı milyonlar okumayacak ya da öyle mükemmel yazarlardan olmayacağım belki ama her zaman bu kitaplarım duracak. Bunlardan asla vazgeçmeyeceğim.

*Kendinize güzel bakın, hepinizi seviyorum.

*Diğer kitaplarıma da beklerim. Tekrardan, mutlu kalın. 💙

gök|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin