4.1

5.1K 364 53
                                    

Yavaşça salınıyordum, öylece duvarda oturmuştum.

Yaptığım hiçbir şey yoktu.

Berna ve Göksan.

Hoş, Göksan'ın beni göreceği zaman sayısı bile sınırlıydı.

Acaba beni kendi kendine fark eder miydi ki?

Berna kahkaha atarak, Göksan'ın omzuna tutundu.

Göksan sadece söyleceği bir şeyi bekliyor gibiydi.

Ve söylediği şeyle, Göksan'ın yüzü güldü.

İşte ben o zaman anladım, hiçbir şeyi kaybetmediğimi.

Çünkü kazanmadığımı.

Yavaşça kalktım yerimden. Onlara doğru ilerledim, Berna'nın yüzü beni görünce asılsa da, öylece normal davranmaya devam etti.

"Napıyorsunuz?" diye sordum yüzümde kocaman sırıtışımla.

"Hiç, öyle konuşuyoruz." dedi Göksan.

Onunla uzun süredir, yüz yüze kavga etmiyorduk.

Normalde saatte bir kavga eden biz, sürekli susar olmuştuk.

Ve ben, birazdan kavga çıkaracaktım.

Sakin kalamayacaktım.

"Vay, demek normal konuşuyorsunuz. Berna, sen bir gitsene. Biz, Göksan'la kavga edeceğiz de." dedim çok rahat bir şey söylermiş gibi.

Bana baktı, gözlerini devirdi ve gitti.

Göksan ise yüzüme boş boş bakıyordu.

"Bir şarkı aç." diye konuştum. Kaşlarını çattı ve elini cebine attı. Sonrasında, telefonunu çıkardı.

Rastgele elini gezdirdi, bir şarkıda durdu ve o şarkıyı açtı.

(Şarkı fark etmez, siz hangisini istiyorsanız o.)

"Sana bir şey yazmıştım hatırlıyor musun?" diye sordum. Yavaşça yutkundum.

Yüzüme karmakarışık bakıyordu.

"Bu satırlarda, bana da denk geldin kendine de." dedim ve tekrardan boğazımı zorlayan o yumruya rağmen yutkundum.

"Ama bize denk gelmedin. Çünkü biz yokuz Göksan." dedim titrek sesimle.

Sarsılmış yüz ifadesiyle, bana bakarken beklemediği oldukça belliydi. Güldüm.

"Biliyor musun, ben sarışınım. Çakma sarışın. Neden peki? Senin yüzünden. Senin için boyattım saçlarımı, belki fark edersin sandım." dedim zorla.

"Belki beni seversin sandım." diye mırıldandım zorla.

"Yerine geçmeyi bir kere bile düşünmedim. Kimse beni yıkamaz sandım. Bana güven dedin, güvendim. Kalbimi defalarca kez kırdın, yine bir şey diyemedim. Ben beni sevmeni bile istemedim çünkü biliyorum sen beni sevmezsin." dedim.

"Ama tek istediğim beni fark etmendi. Sen onu bile yapamıyorsun." dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Derin bir nefes aldım zorla, giderken arkamı dönmeyecektim.

Onun yanına gitmeyecektim.

Berna yüzünde ki gülümsemeyle onun yanına gitti.

Gerçekten, oyun mu oynuyorduk amına koyayım?

Ya da saçma sapan bir hâl içerisinde miydik?

Neden bu kadar aptaldım ki.

Aklından çıkaramadığı biri olmasına rağmen, gidip çoğu kızla konuşmaya çalışan birinden, ne bekleyebilirdim ki?

Beni fark etmesi boştu.

Fark etse bile bir şey değişmezdi.

Göksan, aynı kalırdı.

Paramparça olan yine ben olurdum.

Kalp kırıkları ile dolu bir kefenim olacaktı.

Kırıklarla dolu bir zihnim olduğu gibi.

*Off, neden birden aklıma geldi ki böyle bir şey. Neyse, kapaklar nasıl, beğendiniz mi? Ha birde önümüzde ki birkaç bölüm text değil. Yani, Verda ve Göksan'ın konuşması olmayacak. Grup vs olur ama özelden konuşma olmayacak.

gök|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin