Bir süredir, sadece Göksan'la duruyordum.
Her şeyi onunla yapıyordum da diyebilirdim.
Dışarıya yemek yemeye çıkıyorduk, bu sürede bir kere bile annemle konuşmamıştım.
Daha doğrusu istemiyordum.
Göksan ise, yanıma daha önceden gelmek istediğini ama Bade olaylarının karıştığını söylemişti.
Aslında Bade, planlı bir kazada ölmüştü.
Daha doğrusu, öldürülmüştü.
Yıllar sonra, annesinin bulduğu bir mektupla gerçekleri öğrenmelerine ramak kalmıştı.
Bade, o arabaya binerken öleceğini biliyordu ve Göksan'a ve annesine bir mektup bırakmıştı.
Göksan'a onu kırmak istemediğini, öleceğini bildiği için bu mektubu yazdığını söylemişti.
Ve sadece bir saat sonra, öldürülmüştü.
Kaza süsü verilen bu olayın suçlusunun kim olduğu bile bilinmiyordu.
Göksan ise, dün bana sarılıp lütfen sana da bir şey olmasın diye ağlamıştı.
Kafamı kurcalayan tek şey, sevdiğimi bilmesine rağmen neden böyle davranıyordu?
Şimdi, annem ve o adamın karşısında Göksan'la oturmuştuk.
Neden kendimi evlenmiş çiftler gibi hissediyorum?
"Verda bak." diye söze başlayan annemle elimi kaldırdım.
"Ben söyleyeceğim şeyleri söylerim, sonra ne yaparsanız yapın."
"Çocuğu aldırın demiyorum. Ama ben şu yanında ki adama günahımı bile vermem. Ya, bu adam bizi bırakıp gitmiş. Şimdi ki çocuğuna mı bakacak?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
Göksan ise, öylece yanımda duruyordu. Ona gelmemesi gerektiğini söylemiştim ama ısrarla yanımda olmak istemişti.
"Ailemizden olmayan birinin yanında bunları açman doğru mu Verda?" diye soran o adamla, kahkaha atmıştım.
"Ailemiz?" diye sordum afallamış bir şekilde.
"Ne ailesi, ben ortada aile görmüyorum." dedim elimi onlara doğru uzatıp kaşlarımı çattım.
"Aile." dedim ve tekrar kahkaha attım.
"Şaka seviyen de adamlığın gibi yerlerdeymiş babacığım." dedim, babacığıma vurgu yaparak.
"Haddini aşma." dediğinde, gözlerimi devirdim.
"Son şeylerimi dedikten sonra, toz olmak istiyorum. Çocuk doğarsa doğsun, kız olursa adını Gül koyun. Başka bir şey istemiyorum. Ve sen, benden duracağın en uzak yerde dur. Seni istemiyorum, seni sevmiyorum." dedim ve ayağa kalktım.
Yemin ederim baba, hâlâ ilk gün ki kadar seviyorum seni. Her ne kadar kendime yediremiyor olsam da, seni seviyorum baba.
Göksan koluma dokunduktan sonra, yavaşça ilerledik ve dışarı çıktık.
*Od, text yazmayı özledim ama fark ettim ki textler çok fazla normal bölümler çok az. Biraz daha normal bu tarz yazmak istiyorum ama çok üşeniyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gök|texting
Conto→tamamlandı Gelmeyenin Gelişi adlı kitabımın, yan kitabıdır. V: Bak, şimdi bir şarkı aç rastgele. V: O satırlarda, kendine de denk gelirsin bana da. V: Ama bize denk gelmezsin, neden biliyor musun? V: Çünkü biz yokuz Göksan.