4.4

5.1K 390 76
                                    

İki gündür, odamdan çıkmıyordum.

Vefa sürekli yanıma gelip sarılıyordu, olayları öğrendiğini ama kardeşi için katlanacağını söylüyordu.

Gelip bana yemek yemeya çalıştırdığı da olmuştu.

Annem ve o adam kavga etmişlerdi.

İstemiyordum o adamı.

Hiçbir şekilde.

Odamın kapısı aralandığında, sadece dudaklarımı birbirine bastırdım.

"İyi misin?" diye soran Göksan'ın sesiyle gerildim.

"Neden geldin, daha önce gömemedim, şimdi gidip gömeyim falan mı dedin. Ha eğer öyleyse, sırası değil." dedim yavaşça.

"Hayır, sadece merak ettim." dedi. Yanıma doğru yaklaştığını hissediyordum.

Kocaman penceremin önünde ki, o çıkıntıda kitap okumak için serdiğim yastıkların üstündeydim.

Karşıma oturan Göksan benden farksızdı.

"Özür dilerim." dedi.

"Dileme." diye karşılık verdim.

"Yemin ederim amacım canını yakmak değildi. Karşılıklı olarak yapıyorduk. Yemin ederim, böyle olacağını tahmin etseydim gıkımı çıkarmazdım." dediğinde, alt dudağımı yaladım ve ona döndüm.

Dizlerim karnıma çekiliydi, ve kollarımı da bacaklarımın etrafına sarmıştım.

"Önemi yok, artık acıtmıyor." Çok acıtıyor, gel sar yaralarımı.

"Acıyor, kendimden biliyorum Verda." dedi sakince.

Bir süre konuşmadık, karşımda öylece durdu.

"Duydum, yani olanları. Sarılmak ister misin?" dedi kollarını açıp.

Açık kollarının arasına sızdım.

Yemin ederim, günlerdir huzurlu olduğum tek andı.

Gülümsedim yavaşça.

"Teşekkür ederim Göksan." dedim.

"Yaptıklarıma say. Yanında olacağım." dedi.

"Zorunda değilsin."

"Biliyorum, istediğim için yapıyorum. Hem bu arada, sen uyudun mu?" dedi. Yalan söylemeyi tercih ettim ben de.

"Biraz uyudum." dediğimde, hah gibisinden bir ses çıkardı.

"Belli ne kadar uyuduğun." dedi ve beni kendinden uzaklaştırdı.

Elimden tuttu ve kaldırdı.

"Seninle uyuyayım mı? İster misin?" diye sorduğunda, kafamı kaldırıp ciddi mi diye ona bakıyordum.

"Rahatsız olursun, bırak ben sonra uyurum." dedim ve kaşlarını çatmasını izledim.

"Geç hadi." dedi ve yatağı işaret etti.

"Ya da dur, sen benim göğsümde uyu daha rahat olur." dedi ve yatağa geçti. Diğer köşeye de ben geçmiştim.

Bir anda, beni göğsüne doğru çekti.

Siktir, nefes alamayacaktım.

Kalbim hızlanmıştı.

Off, ne yapıyorduk biz şu anda?

"Verda, gül gibi kokuyorsun." dedi.

"Adımın anlamı gül." diye mırıldandım. Çok alakasızdı.

"Biliyorum." dedi ve güldü.

"Büyük ihtimalle biliyorsundur ama benim en sevdiğim çiçek gül Verda." dedi.

Ve bu son konuşmamız oldu.

*Feels geçirebilirdim, başım ağrıdan ölmeseydi.

gök|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin