Multimedya; Ceyhun
🌼
Bir kaç dakika daha çaldırdıktan sonra açmayacağına karar vererek telefonu kulağımdan ayırdım. Onu en az altı kere aramıştım ama ne yazık ki hiçbirine cevap vermemişti. Son bir kez daha adının üstünde elimi kaydırdım. Sinyal sesleri gelmeye başladığında son bir umut açmasını bekliyordum. Saat 1'e geliyordu ve ondan hâlâ haber alamamıştım. Uzun süre bekledikten sonra tam telefon kendiliğinden kapanacaktı ki Canan'ın titrek sesi kulağımda yankılandı.
"Benimle konuşuncaya kadar rahat bırakmayacaksın değil mi?" diyerek sessiz bir tınıyla homurdandı. Bu hali gülümsememe neden olmuştu.
"Nerden anladın? Kötü bir durumda olduğunu biliyorum, Canan. Kendine bunu yapma, bak bakalım şuan senin peşinde mi?"
"Ah, sanırım hayır. Uzun zamandır ne bir özür mesajı ne de bir çağrı attı. Onu umursamıyorum. Ama ister istemez içimdeki kötü his kendini dışa vuruyor ve ben gün boyu ağlamadan duramıyorum." diyerek, kısa bir hıçkırıkla boğazını temizledi.
"Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum. Unutmaya çalıştığını, onsuz yaşamaya alışmaya çalıştığını ve kalbindeki acının geçmesi için neleri feda edebileceğini biliyorum. Seni anlıyorum, Canan. İnan bana seni teselli etmeyi o kadar çok isterdim ki, ama ne yazık ki ben daha kendimi bile teselli edebilmiş değilim. Üzgünüm, sana söyleyebileceğim tek şey a-"
"Alışmam." diyerek, yarıda kalan cümlemi doğru bir şekilde tamamladığında görmediğini bilerek kafamı sallamaya başladım. Göz yaşlarımın yanaklarımı ıslatana kadar ağladığımın farkında değildim. Burnumu çekerek devam ettim.
"Evet, alışman. Çünkü unut dersem unutamazsın, umursama dersem daha çok aklına takarsın ve her türlü şekilde onu düşünürsün. Yapabileceğin tek şey onsuzluğa alışabilmen."
"Biliyorum, bunu biliyorum."
"Aslında ne yalan söyleyeyim bilmen beni birazcık şaşırttı." diyerek, şaşkınlığımı ses tonuma da yansıttığımda karşı taraftan derin bir iç çekiş sesi duyuldu.
"Birazcık mı? Gerçekten neden bu kadar şaşırdın ki? Sonuçta..." dediğinde, sanki söylememesi gerek bir şey söylemiş gibi sustu. Kaşlarımı çatarak cümlesini bitirmesini bekledim. "Sonuçta?"
"Sonuçta alışmayı senden öğrendim."
"Anlayamıyorum, Canan." dediğimde, içimde birazdan olacaklarla ilgili şüphe duygusu vardı.
"Aşık olduğunu biliyorum, Ceyhun."
Nefesim kesilmiş, dediklerine odaklandığım saniyelerde nasıl bir tepki vereceğimi bilemeyerek telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Ciğerlerim son havayı 15 saniye öncesine kadar solumayı kesmiş, boğazımda büyük bir yumruya sebep olmuştu. Titreyen ellerimi engellemek için parmaklarımı avuç içime doğru bastırdım.
Bunu nasıl öğrenmişti? Dışardan bakılınca fazla belli olmadığını biliyordum oysaki. Yoksa beni çok dikkatli izlediğinden mi böyle bir kanıya varmıştı? Sadece aşık olduğumu mu biliyordu yoksa, ona aşık olduğumu mu biliyordu? Kafamdaki onlarca soruyla baş edemeyeceğimi anladığımda gözlerimi sımsıkı yumarak derin bir nefes aldım. Normal davranacak, sakin tepkiler verecektim. Evet, bunu yapabilirdim. Gözlerimi açmadan elimde tuttuğum telefonu tekrar kulağıma yasladım. Aldığım nefesi yavaşça bırakıp, ona odaklanmaya çalıştım.
"Neden böyle bir kanıya vardın? Aşık olduğumu da kim çıkardı?" diyerek, sakince konuştum. Gerçekten dilim dönmemiş, heyecanlanmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMA SIZ | Texting
Short StoryAnonim: Bu haksızlık. Anonim: Anlıyor musun? Bu. Haksızlık. Anonim: Ben seni yıllardır beklerken onun hemen gönlüne taht kurması acıtıyor. Anonim: Canım acıyor be, Anonim: Acıma sızdırdığım. Anonim: Canım çok acıyor. * UYARI: Kitabın küçük yaşta ola...