36

2.5K 217 17
                                    

Multimedya; Canan

🌼

"Neden böyle bir şey yaptığımızı hâlâ anlayamadım." Dediğimde, son soruyla cebelleşen Canan'ı dikkatle izledim.

"Anlamayacak ne var Ceyhun? Biriyle iddiaya girdim, o da benden sınıftaki herkesin ödevini yapmamı istedi. Yarım saattir aynı şeyi anlattırıyorsun ya, zaten şu soruyu da bir türlü çözemedim." Dedikten sonra sıkıntıyka bir nefes verdi. Onun bu haline gülerek, "Çözdüm ben son soruyu, al." diyerek, elimdeki kağıdı ona uzattım. Kendisine şeker uzatılmış  küçük bir kız çocuğu gibi minnetle bana baktı.

"Yarım saattir anlattığın şeyi zaten anladım Canan. Benim anlamadığım senin ve benim bu olaydaki yararım?"diyerek, güzel bir noktaya ayak bastığımı bilerek yüzündeki sararmayı keyifle izledim.

"Y-yani şimdi, aslında benim yararım varda galiba senin yok." diyerek, gözlerini belerterek yüzüme baktı.

Bu haline içtenlikle gülerken, "Senin yararın neymiş? Hadi kendimi geçtim." dedim, gülmeye devam ederek.

"Gülme. Bir yararım var işte. Ayrıca aşk olsun, senden yardım isterken hiçte öyle çıkarcılık yapacağını düşünememiştim." diyerek, kaşlarını çattı.

"Ne çıkarı canım, benimde evde canım sıkılmıştı ama ben nerden bileyim sen beni çağırırken asıl amacının tüm sınıfın ödevini bana yaptıracağını?" diyerek onu alaya almaya devam ettiğimde çatılmış kaşları hâlâ düzelmemişti. Bu durumdan o kadar keyif almıştım ki 44 sayfa yazdığım ödevin yorgunluğunu bile kafama takamıyordum.

"Ne? Ne kadar yalancı bir şey oldun sen ya? Sayfaları bölüşmemize rahmen bir de sanki hepsini sen yazmışsın gibi bana acındırma numarası yapıyorsun!" diyerek, yüzü öfkeden kızardığında, daha fazla içimde tutamadığım kahkahayı dışarı saldım.

"Tamam, tamam sakin ol. Sadece seninle uğraşmak hoşuma gidiyor." diyerek, sessizce kıkırdamaya devam ettim.

Söylediklerim onu utandırırken, sinirli hali hâlâ üstündeydi. "Öyle mi? O zaman şimdi benim daha çok hoşuma  giden bir şey  yapıyoruz, benim kalan 14 sayfamı da sen çözüyorsun. Sana benimle uğraşmanın cezası." diyerek, oturduğu masadan kalktı ve bitmiş kahvelerimizin kupalarını alıp, sakin adımlarla mutfağa ilerledi.

Arkasından şaşkınca ona bakarken eski gülen halimden eser kalmamıştı. "Hayır, hayır. Canan! Buraya gel ve ödevin kalan kısmını bitir!" desemde, beni takmamış ve mutfağın kapısını sertçe suratıma kapatmıştı. İrkilerek yerimde kıpırdandım.

"Bana ne! Yapmıyorum, sonuçta senin işin, ve senin yararına olan bir şey. Yapmıyorum işte." diyerek, masadaki boş kağıtlara hüzünle baktım. Çözülmeyi bekleyen sorulara.

Tam o sırada Canan mutfaktan çıkıp, elindeki su şişesini benim olduğum tarafa doğru fırlattı. Son anda kafamı eğerek olası bir hasardan kendimi kurtarmıştım.

"Boş kağıtları yapmadan ne o masadan kalkabilirsin, ne de evimden çıkıp gidebirlisin! O yüzden beni daha fazla sinirlendirme." diyerek, tatlı bir öfkeyle bana bakıp tekarar mutfağa girdi.

Dudaklarımı büzüp, sıkıntıyla elimi saçlarımda gezdirdim.

Kendi kazdığım kuyuya kendim düşmüştüm ya, kendime başka hiçbir şey diyemiyordum.

🌼

Kısa oldu sanki.

Ama üzülmeyin bundan sonra çarşamba ve cumartesi günlerini yeni bölüm günü olarak belirledim. Yani artık siz ne zaman yeni bölüm geleceğini bileceksiniz bende sizi daha fazla bekletmemiş olacağım.

Yorum ve oylarınız benim için önemli, unutmayın.

Kendine iyi bak.

Seni seviyorum.💙

-Yaren

ACIMA SIZ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin