"Jimin!"
Jungkook'un sesini duymamla hızla Sehun'dan ayrıldım. Şuan gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum...
...
Transa girmiş gibiydim. Ne hareket edebiliyordum, ne konuşabiliyordum. Dünya, büyük bir yanlış anlaşılma üzerine yıkılmaya başlamıştı benim için.
Jungkook içeriye girdi ve kapıyı kapatıp içeride ne olup bittiğine baktı. Gözleri benimkilerle buluşunca hızla gözlerimi çektim ve yere sabitledim. Bu halimle ne anlatsam bile inanmayacaktı.
" Ne oluyor burada! Jimin!"
Benden ses çıkmayınca kalbini tuttu ve etrafa bakınmaya başladı. Yoongi'yi farkedince hemen onun yanına gitti.
" Yoongi! İyi misin?"
Yoongi kafasıyla onu onayladı ve Jungkook'un onu kurtarmasını bekledi. İpleri söktükten sonra Yoongi'yi yerden kaldırdı ve tekrar yanıma geldi.
" Ne sikim döndüğünü anlatacak mısın!"
Tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken Sehun konuşmaya başladı." Soyundu ve beni öptü. Ben de onun güzel dudaklarına karşılık verirken beyaz tenini okşa-"
" Seni sikerim çocuk!" sol yanağına yumruk attı ve beni kenara itekledi.
" Hangi cesaretle Jimin'i öpebilirsin sen?!"
"Aaa şurayı atlıyorsun Jungkook. Ben değil, o beni öpmeye başladı."
Jungkook, yüzüne birkaç yumruk daha attı ve Sehun'u yere fırlatıp bana döndü. " Söyledikleri..." yorulduğu için derin bir nefes aldı. "Doğru mu?"
Doğruydu. İlk ben onu öpmeye başlamıştım. Ama sorun şuydu : onu isteyerek öpmemiştim. Zorla öptürmüştü kendini. Ben sadece Yoongi'yi korumak adına öpmüştüm onu. Ama yalan söyleyemezdim. Çünkü onu ilk ben öpmüştüm.
"Doğru. Ama-"
"Sus."
" Jungkook dinle-"
" Sus dedim Jimin lanet olsun sus! Konuşma!"
Elleri titremeye başlamıştı.
Sehun'a döndü tekrardan. " Ona dokunan tüm parmaklarını teker teker kıracağım."
Tekme atmaya başlayınca gözlerimi büyülttüm ve olaya müdahale etmeye çalıştım." Jungkook, dur! Bu kadarı yeter! "
Birkaç tekme daha attıktan sonra derin nefes almaya çalıştı ve yerdeki giysileri alıp yüzüme fırlattı. İçimdeki korku, yerini öfkeye bırakıyordu. Bir kez olsun... Sadece bir kez olsun beni dinlemek bu kadar zor muydu? Olayı anlatmamı beklemek, bu odada o gelmeden önce neler yaşadığımı anlatmamı beklemek bu kadar zor muydu?
Hep ben olayları alttan aldım. Hep ben sustum, hep ben bir şeyler yapmaya çalıştım. O ise... Ben burada taciz edilirken, hiçbir suçum yokken, yine de beni dinlememeyi seçmişti. Yine bencillik yapmayı seçmişti...
" Giyinsene, ne bekliyorsun!"
Ona ters ters baktıktan sonra üstümü giyindim. Yoongi'ye tuvaletten çıkması hakkında kaş göz işareti yaptıktan sonra onun çıkmasını bekledim. Güvende olduğunu anlayıncaya kadar bekledim.
Birkaç dakika beklemeden sonra başımı yerden kaldırdım ve ona, sevdiğim adama, baktım.
Elini bileğime sardı ve kapıyı açıp ikimizi de dışarı çıkardı. Uzun koridorun sonlarına doğru gelirken bileğimi acıtan elini tuttum ve ittirmeye çalıştım.
" Bırak beni!"
Yine beni duymuyordu. Aslında duyuyordu, sadece duymamazlıktan gelmek onun için alışkanlık olmuştu. İnsanları kırma alışkanlığı gibi...
" Bırak dedim Jungkook, Bırak!"
Durdu ve bir süre bekledikten sonra yürümeye devam etti. Okul binasından çıktık ve güvenliğin bağırışlarına rağmen bahçeden çıkmayı da başarmıştık.
Artık, bırak demiyordum. Çünkü bırakmayacaktı. Sadece eve gitmeyi bekliyordum. Fırtınanın kopacağı yere gitmeyi beklemeyi...
⚫
Eve girdiğimizde kimsenin olmaması içime küçük bir korku düşürse de bugün ağırdan almayacaktım. Sadece bir gün olsun ben bencillik yapacaktım. Ki bu bencilliğe bile girmiyordu (?)
"Nasıl onu öpebilirsin, nasıl! Hala aklım almıyor Jimin. Nasıl onu öpebilirsin!"
Saçlarını çekiştire çekiştire bir oraya bir buraya gidip duruyordu. Soğukluğumu koruyacaktım. Ben Park Jimin'dim. Böyle olaylar altında ezilemezdim. Benimde bir ağırlığım vardı.
" Yoongi'yi kurtarmak için öptüm. Bir daha olsa gene öperdim. "
Ellerini iki yanına indirip yanıma geldi ve omuzlarımdan tutup sallamaya başladı. " Hani sadece benimdin Jimin? Hani bedenin sadece bana aitti?"
"Hala öyle Jungkook."
" Ama sen onu öptün. Beni değil onu. Yoksa... O benden daha mı yakışıklı? Benden daha güzel mi öpüşüyor? Söyle Jimin! Neden!"
"Jungkook saçmalamayı kes! Yoongi yüzünden öp-"
"O benden daha yakışıklı... Dudakları, bedeni... Her yeri benden daha güzel. Ben onun yanında bir hiçim..."
Ellerini çekti ve geri geri yürümeye başladı. "O benden daha yakışıklı, o benden daha yakışıklı, o benden daha güzel..."
"Jungkook kendine gel!"
Hala aynı şeyleri söylüyordu. Onun olduğumu söylediğim halde başkasını öpmem hastalığını tetiklemiş olmalıydı. Acilen sakinleştirmek için bir şey yapmalıydım ama önce kendim sakinleşmem gerekiyordu.Ne zaman haksızlığa uğrasam ve beni dinleyen birisi olmazsa sinirim her saniye artıyordu. En nefret ettiğim şey haksızlığa uğramaktı. Bu yüzden derin nefesler aldım ve Jungkook'un yanına gidip kollarımı kaslı bedenine sardım.
Kollarımı sertçe itti ve bedenimin yere düşmesini sağladı. " Senden ne-nefret ediyorum. NEFRET!"
Aniden üstüme atladı ve saçlarımı çekiştirmeye başladı. Anın şoku hala üzerimden gitmemişken bir eliyle boğazımı tuttu. "Yalancı!"
"Ju-jung-kook..."
"İlk başta sana güvenmemeliydim. İlk başta seni sevmemeliydim. Sana kötülük yapmaya devam etmeliydim.."
Dişlerini çıkardı, saçımı tutan eliyle kafamı iyice geriye çekti. Her geçen süre boyunca nefes almam zorlaşıyordu. Ben... Böyle ölmeyecektim, değil mi?
İki eliyle yakamı tutup havaya kaldırdı. Şuan yüz yüzeydik. Normalde olsa kalbim binbeşyüz atardı ama şuan yüz yüze durmamız umurumda bile değildi. Zar zor nefes alırken nasıl umurumda olabilirdi ki zaten.
" Sen... Seğn... Se-"
Gözleri yavaş yavaş kapanırken bedeni üzerime düştü. Dünya durmuştu benim için.
"Jungkook? Jungkook! Jungkook! Uyan!"
Burada kestiği için yazara sövme
Burada kestiği için yazara sövme
Burada kestiği için yazara sövme
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stupid Love | Jikook
FanficSize zorbalık yapan bir 'üvey' kardeş hayal edin... _ (1) #bxb 18/10/2020