25. Bölüm

64.9K 3.5K 251
                                    

K: Uyuyamadım. (01.30)

K: Engeli kaldırmayı düşünüyordum ama yarın. (01.30)

K: Ama daha bir kaç saat geçmemişken kaldırma gereği duydum. (01.30)

K: Lanet falan mı ettin? (01.31)

K: Heyy gerçekten bu saatte uyumuş olmazsın. (01.32)

K: Trip atman gereken en son kişiyim. (01.32)

K: Neyse sanırım gerçekten uyuyorsun. (01.33)

K: Bölmiyeyim. (01.33)

"Telefonda ne gördünde öyle bakıyorsun ?"

Annem bana öyle sesleninceye kadar telefona nasıl baktığım hakkında bir fikrim yoktu.

Şaşkındım.

Hemde fazlasıyla.

Gece erken yattığım için gelen mesajların sesini duymamıştım. Gerçi duysaydımda pek güzel bir konuşma olur muydu bilemiyorum.

Mesajları şimdilik görüldü yapıp bıraktım şuan konuşacak durumda değildim.

"Cevap verecek misin? " diyerek annem terkar bana seslendiğinde ona doğru dönerek gülümsedim.

"Son haftalara yaklaştığımız için hocalar gezi programı düzenliyormuşda. "

Aslında pek yalan sayılmazdı her sene aynı şeyi yapıyorlardı bu senede bir tane olacağına emindim. Tabii ben bir tanesine bile katılamamıştım.

Orası ayrı bir konu.

"Anladım istersen bu gezi işini seninle akşam konuşabiliriz. " dedi annem gülümserken.

"Nasıl yani? "

"Yani bazı anlaşmalar karşılığında seni o geziye gönderebilirim. "

Donup kalmıştım çünkü rüya olabileceğinden korkuyordum. Annemden böyle bir cümleler duymaya alışık değildim.

"Gerçekten mi ?"

"Evet neden olmasın. "

Ve daha fazla dayanamayıp annemin boynuna atladım ve sımsıkı sarıldım. Daha sonra yanağına bir öpücük kondurarak arabandan indim.

O sırada kapanan arabanın camı açıldı ve içerden annem seslendi. Ne diyeceğini biliyordum.

"Gözlüklerimi takıcam anne. " diyerek ağzından lafı aldım.

"Sadece iyi dersler demek istemiştim. " diyerek beni tekrar şaşırttığında sadece gülümsemekle yetindim ve arabayı sürerken ona uzaktan el salladım.

Kolumu yavaşça indirip elime baktım.

Ben şimdi anneme el mi salladım.

"Ne yapıyorum ya ben ?" diye söylenirken güneş gözlüğümü çantamdan çıkarıp taktım ve okula doğru yürümeye başladım.

Hayatım bir anlığına değişmiş gibi duruyordu umarım bu an hiç bitmezdi.

Okula gireceğim sırada Kayralar'ın oturduğu çardak gözüme takıldı ve elimi cebime sokup şeker var mı diye baktım.  Şansıma iki tane kalmıştı.

Yolumu değiştirip çardağa doğru ilerledim ve çantamdan kalem, bant ve postit çıkardım.

Çardağın bir kenarına otururken elime kalemi alıp postite yazmaya başladım.

'Bir daha çöpe atmaman dileğiyle.'

"Evet güzel oldu."diyerek kendime kendime söylenirken şekeri alıp bantla postite yapıştırdım sonrada postiti çardağın altına tutturdum.

Ardından kalkıp okula girdim ve sınıfa bile uğramadan direk kütüphaneye çıktım.  Zaten erken geldiğim için okulda nerdeyse kimse yoktu.

Kütüphaneye girip her zamanki gibi oturduğum yere oturdum ve camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Kütüphanede yine çok çalışkan öğrenciler haricinde kimse yoktu.

Aslında bu cam kenarı çok fazla şeye şahit olmuştu.  Tabii yanındaki çiçeğide unutmazsak.

Son iki senedir bana arkadaşlık yapan tek şey bu cam kenarı ve gölgedeki bu çiçekti.

En azından dilleriyle kalp kırma özellikleri yoktu ve arkadaşlık vazifelerini çok iyi bir şekilde yerlerine getiriyorlardı.

Yarım saate yakın oturup camdan gelenleri seyrederken bu sefer gözüme Kayra ilişti. Okulun bahçesinden çoktan içeri girmişti ve çardağa doğru ilerliyordu.

Çardağa gelip oturduktan sonra çantasını çıkarıp biraz ileriye koydu ve sırt üstü yattı.

Telefonumu çıkarıp mesaj bölümüne girdim bir şeyler yazmak için hazırlanırken birden ondan mesaj geldi.

Telefon heyecandan elimden düşerken cama doğru yönelip ne yaptığına baktım. Gerçekten telefondaydı.

Telefonumu geri alıp gelen mesaja baktım.

K: Görünüşe bakılırsa çoktan uyanmışsın Ayçiçeği. (07.52)

K: Ve birde görüldü. (07.52)

K: Teşekkürler. (07.52)

Sunflower: Keyfin yerinde gözüküyor.(07.53)

Sunflower: Evet uyandım dün gece beni engellediğin için uyumama gibi bir sebebim olmadı. (07.53)

K: Bende bir şey oldu sandım. (07.53)

K: Genelde mesaj attığım anda cevap verirsin. (07.54)

Sunflower: Bişi olmadı olmasıda gerekmiyor. (07.54))

K|Çevrimdışı

Bu mesajım üzerine yazmayı bırakmış hatta çevrimdışı olmuştu. Ne olduğunu anlamak için tekrar cama yöneldim ve ne yaptığına baktım.

Yattığı yerden doğrulup telefonu masanın üzerine bıraktı ve elini çardağın altında gezdirdi.

Benim bıraktığım şekeri bulmuştu.

Şekeri banttan çıkarıp bir kaç saniye kağıda baktı ve sonra hafifçe gülümsedi.

Nedense onunla birlikte bende salakça gülümsüyordum sonra kendime gelip gülümsemeyi bıraktım.

Şu an önemli olan tek şey o şekeri ne yapacağıydı.

Ve yedi.

"Yess be!? "

"Şşşş"

Sevincimi bile yaşamama izin vermiyorlardı. Ama buna rağmen iki günde çok fazla mutlu olmuştum.

Tekrar cama doğrulup ne yaptığına baktım ve elinde tuttuğu kapıdı buruşturup çöp kutusuna attığını gördüm.

Olsun önemli değil.

Buda bir gelişme.

Ayçiçeği: Afiyet olsun. (07.58)

Ayçiçeği: Bundan sonra seni nane şekerine boğacağım. (07.58)

Gölgedeki Çiçek | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin