41. Bölüm

59.8K 3K 334
                                    

"Komik olduğunu mu zannediyorsun! "dedim bağırarak.

Sanırım aşırı tepki vermiştim. Ortam bir anda gerilmişti.

"Bu kadar sert olmak zorunda mısın? " dedi.

Her şeye rağmen konuşma tarzı değişmemişti. Nasıl oluyorda hiç bir duygusunu belli etmeden hep aynı tonda konuşabiliyordu.

"Sert değilim sadece... " diyerek elimle saçlarımı geri attım. "Sadece sinirlendim. "

"Vampir dediğim için mi? "

"Bir şey bilmiyorsun. " dedim.

"Neyi bilmiyorum? "

"Boşver. " dedim ardından saate baktım ve iç çektim. Sekize doğru geliyordu. "Gitmem gerekiyor. "

"Nasıl yani bu saatte mi?  Saat daha sekiz bile değil. "

"Ne olmuş yani? "

Fazlasıyla hayal kırıklığına uğramış gibi duruyordu. Yüzü aniden asılmıştı.

"Sana bir şey göstermek istiyordum."

"Ne? "

Bütün dikkatim bianda dağılmış ve ona odaklanmıştı. Az önce duyduğum şey çok garip bir cümle değil miydi?

"Daha doğrusu seni bir yere götürmek istiyordum."

Güldüm. İşte bu gerçekten gülünçtü.

"Peki bundan annemin haberi var mı? "

"Geçen sefer konuştuğumuzda olur demişti bir şey diyeceğini zannetmiyorum. "

Bir kaç adım yaklaştım ve kaşlarımı çatarak ciddi bir şekilde ona baktım.

"Ne ne ne dedin sen? O-Olur mu dedi? "

"Yani evet. Geç kalmamak şartıyla."

"Ama neden? "

"Neden kendisine sormuyorsun? " dedi.

Bi kaç saniyeliğine durdum ve öylece yere baktım. Benim bilmediğim bir şeyler oluyordu ve buna anlam veremiyordum.

"Eee gelecek misin? Fazla vaktimiz yok, iki saat var başlamasına. "

"Eve gitmem gerekiyor." dedikten hemen sonra arkama döndüm ve bir kaç adım sakince ilerledikten sonra durdum ve sakince etrafıma baktım.

Gözlerimin sulanmasından nefret ediyordum.

Elimin tersiyle yüzümü sildim ve anında çılgınca gülmeye başladım.

Sanki dünyanın en komik şeyine gülüyormuşcasına kahkaha atıyordum.

Bir kez daha ikizler burcu oluşumdan kurtulamamıştım.

"Bu ne demek oluyor!? "

Arkamdan bağıran Mete'yi bile duyasım gelmiyordu sadece arkadan bana eşlik eden fon müziği gibiydi.

Hemen sonra hızlı adımlara eve doğru yürümeye başladım.  Arada koştutur gibi yapıp adımlarımı daha da hızlandırıyordum.

Ve nihayetinde eve geldiğimde kapayı bir alacaklı gibi çalmaya başladım. Kapı açılır açılmaz annemin üzerine küçük bir kız çocuğu gibi atlamıtşım.

"Laçin kızım neler oluyor. "

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim. "

Ellerimi boynundan çektim ve sulu gözlerimle anneme doğru sırıtmaya başladım.

"Ne için? "

"Dışarıda gezmem için, ben gerçekten şuan çok şaşkınım. "

"Ahh şu çoçuk. Geç içeride doğru düzgün konuşalım. "

Annem içeriye geçişimin ardından kapıyı kapatmış ve benim arkamdan oturma odasına kadar gelmişti.

"Evet şunu doğru düzgün anlat bakalım. " dedi annem.

"Mete geldi ve dediki seni bir yere götürmek istiyorum. Bende anlattım işte annem izin vermez falan ama sonra o-" demeye kalmadan annem araya girdi.

"Ve oda izin verdiğini söyledi değil mi? " dedi.

Yüzü benimkinin aksine daha asık duruyordu.

"İzin vermedin mi? "

Acınası bir şekilde yüzüne baktım ve "izin verdim" demsini bekledim. Bir şey olduğunun farkındaydım. Biraz hayal kırıklığına uğramıştım.

"Evet izin verdim ama bu kadar erken değil. "

"Yani...o zaman... ben... şimdi. "

Hayatımda yapmadığım acıtasyonu şurada iki dakika içerisinde yapmıştım. Ve kendimden utanıyordum.

"Sanırım bir az erken olması sorun olmaz. "

"Gerçekten mi? "

Annemin Mete'ye bu kadar çok güvenmesi beni az da olsa tedirgin ediyordu.

Hayır ne yapmıştıda güvenini kazanmıştı anlamıyorum.

"Evet gerçekten ama şartları biliyorsun."

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"12'den önce evde ol. Mete'nin yanından ayrılma ve onunla beraber sağsalim bir şekilde eve dön. "

"Evet aynen öyle. "

"O zaman ben yukarı çıkıp üstümü değiştireyim."

"Abartma fazla. "

"Tamam. Tamam. " dedikten hemen sonra yüzümdeki heycan kaybolmadan odama doğru yol aldım.

Sanırım annemin bana verdiği eski kıyafetler şuan işe yarayacaktı.

Elbise ve etek giyemeye cesaret edemiyordum. O yüzden pantolan ve ona uygun güzel bir tişört giyecektim.

Siyah dar paça pantalon ve üzerime uyumlu bordo bistüyerimsi  bir şey giydim ve kot ceketide üzerime attım.

Eski kıyafet olmalarına rağmen yine iyi bir iş çıkarmış gibiydim.  Fena durmuyordu.

Üzerimi giydikten sonra saçlarımı her zaman olduğu üzere bırakıp sadece taradım.

Zaten nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Sadece dışarda olmak ve vakit geçirmek istiyordum.

Telefonumu aldım ve Kayra ile mesajlaşmamıza girdim.

~

Ayçiçeği:

Ayçiçeği: Gezelim bakalım bizde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ayçiçeği: Gezelim bakalım bizde.

Ayçieçği: Senin gibi.

Ayçiçeği|çevrimdışı

Fotoğrafı gönderdikten sonra telefonu kapattım. Büyük ihtimal şuan interneti yoktu çünkü mesaj iletilmemiş ve tek tikle kalmıştı.


Gölgedeki Çiçek | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin