3. GECE GEZENLER VE UYURGEZERLER

52.4K 3.4K 2K
                                    

İyi akşamlar <3

Üçüncü bölümle birlikteyiz. Bölüm numaraları binary sistemle yazıyorum yani yalnızca 0 ve 1'le ifade edeceğim. Kafanız karışıyorsa bölüm başlarında kaçıncı bölüm olduğunu görebilirsiniz. Biraz havaya girelim kdkdkdkdkd

Bol bol yorum bırakırsanız harika olur. Çuk sevinirim \( ̄▽ ̄)/

(づ  ̄ ³ ̄)づ sizi çuk seviyorum


Bir mum yak kendin için... 🕯️🕯️🕯️

BÖLÜM 3 : GECE GEZENLER VE UYURGEZERLER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 3 : GECE GEZENLER VE UYURGEZERLER

♪ Gone - Gavin Luke

♪ A Town with an Ocean View - Joe Hisaishi

Meditasyonun insanın zihin ve beden sağlığına iyi geldiğini düşünmek için yeterli sebeplerim olsa da iç huzura ulaşacağıma olan inancım yoktu. Huzuru hiçbir zaman tam anlamıyla bulamayacağımı düşünüyordum ve bu his öyle tatsız bir histi ki zaman zaman nefes almamamı zorlaştırıyordu. Genlerimden gelen bir tür depresyon ve umutsuzluk hissi taşıyordum kanımda ve beni bu histen bir süre de olsa uzak tutan tek şey, tüm kalbimle inanarak yaptığım bu işti.

Fakat sabah olup güneş doğduğunda tüm kanım çekiliyor ve beni hiç terk etmeyen o his, yalnızlığımla birlikte üzerime çöküyordu. Yalnız olmadığım zamanlarda bile yalnız hissetmeye alışıktım. Yalnız olmanın, çevredeki insan sayısıyla ilgisi olmadığını artık biliyordum; benim yalnızlığım içimdeki sıkıntıyı kimseye açamıyor oluşumdan geliyordu ve ben bu derdi, kendimle toprağın altına götürecektim.

Doğduğum günden beri evde hapis hayatı yaşamış, özgürlüğü ilk kez; kendimi polise ihbar ettiğimde hissetmiştim. Huzura erebilmek için mahkûm edilmek istemiştim, cezamı çekersem daha iyi hissedeceğimi düşünmüştüm. Lakin, suç işlemiş çocukların oldukça acımasız olabileceklerini o zamanlar bilmiyordum; bunu kötü tecrübelerle öğrenecektim.

Islahevinde altı sene kalıp, bu süre içinde şiddete maruz kalınca cezamı çektiğim için arınmış gibi hissettirir diye düşünmüştüm. Fakat öyle hissettirmemişti. Hissettiremezdi.

Islah evinden çıktığımda özgür olmak nedir onu bile bilmiyordum. Ne yapacağımı, nasıl yaşayacağımı, hayatıma nasıl sahip çıkacağımı bilmiyordum. On sekiz yaşıma gelmiştim fakat içine doğduğum toplumu hiç tanımıyordum. Kendi insanlarımın içinde bir yabancıdan ibarettim. Alışmaya çalıştım. Yeni bir motivasyon edindim kendime. Polis olmak istedim biraz olsun daha iyi hissedebilmek için. Fakat geçmişin yakamı bırakmayacağıyla defalarca kez yüzleştim.

İçinde olduğum ülkede yabancıyken bir de üzerine sıfır motivasyonla yalnızlaşacağıma bunu normal kılabilecek bir yere gitmeye karar verdim. Gerçekten yabancı olduğum bir yere tek bir motivasyonla gittim. Kendi ülkemde yabancı hissetmekten çok daha iyiydi farklı bir ülkede yabancı olmak. Polis olmaktan vazgeçtim ve yapabildiğim şeye yöneldim. Geri ödemek üzere manevi ailemden borç alarak, manevi abim Yağmur'la birlikte Japonya'ya da bu yüzden gittim. Yapmak istediğim değil yapabildiğim işte en iyisi olmak istedim. Kodlama üzerine en iyilerinden ders aldım ve öğrenebilmek kötü namlı insanların arasına bile karıştım. Başımı birkaç kez belaya soktum, dövüştüm ve başlarda her seferinde yenildim. Yenildikçe, kendimi nasıl koruyacağımı öğrendim. İnsanlar için bir şey yapmasam bile iyi biri olduğum için sevilebileceğimi öğrendim. Sevginin alındığında güzel, fakat verildiğinde zor olduğunu da karşılıksız bir aşka düşerek öğrendim.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin