12. SORGULANAN VE SORGUYALAN

26.3K 2.4K 3.7K
                                    


BÖLÜM 12 | SORGULAYAN VE SORGULANAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BÖLÜM 12 | SORGULAYAN VE SORGULANAN



Her günahın bir yapıcısı vardır, her suçun bir azmettiricisi ve her kötü niyetin kendince bir sebebi vardır. Öyle ki kişi kendini suçlu görmez, hatta kendince diğer insanlardan daha üst bir seviyede olduğunu düşünür, çünkü kendi adaletini kendi sağlayabiliyordur.

Benim yaptığım şey bu değildi. Amacım bu değildi. Ben kendi davam için savaşmıyordum. Ben kendim için adalet aramıyordum, toplum için arıyordum. Ben hâkim değildim, yargıç da. Ben tokmaktım, ben kalemdim. Tokmağın ne hükümle ineceğinde, kalemin ne zaman kırılacağında rol almayı tercih ederdim.

Fakat bazen tokmağın inmesi gereken baş büyük, tokmağı tutan el güçsüz oluyordu ve tokmağı tutan el güçsüz olduğunda tokmağın rolünün bir önemi kalmıyordu. Ne acıdır ki bazen tokmağın ele alınmadığı bile oluyordu.

Egemen'in durumu buna bir örnekti işte. Tokmağın inmesi gereken kişi bir milletvekili adayı olduğunda hiçbir hâkim o tokmağı elinde tutmak istemiyordu. Bir polis memuru için bir milletvekili adayını kimse karşısına almak istemiyordu. Zira sadece polisin kendi itirazı, itibarı ve olayın tek şahidi eski bir suçlu olan ben olduğumdan, bunu soruşturmak bile istemiyorlardı, tahmin edebiliyordum. Bu yaşananlar sadece Egemen'in başına gelmiyordu. Egemen, yanlış zamanda yanlış yerde olan, başı büyük namussuz birilerinin sinirine dokunan namuslu kimselerden sadece biriydi.

Egemen'in mesleğine olan düşkünlüğünün altında yatan sebebi bildiğimden, mesleğinden olacak olması çok daha fazla sıkıyordu canımı. Bu mesleğe acılarını verdiğini, kendini adadığını biliyordum. Kendi gözlerimle görmüştüm işini nasıl canla başla yaptığını. Mesleği, hayatının en büyük parçasıydı ve şimdi benim yüzümden onu elinden alıyorlardı.

İstemediğim şeylere sebep olmaktan ruhum yorulmuştu artık. Ruhumun etrafı deliksiz bir kumaşla yamanıyordu sanki. Her olay sonrasında daha çok nefessiz kalıyordum.

Derin bir iç çektim sıkıntı içinde. Arashi'nin söylediklerini anımsadım, Egemen'i aklamanın tek yolu o görüntü kayıtlarının orijinal olmadığını kanıtlamaktı. Gökhan Atahan'ı tehdit ederek şikâyetini geri çektirsem bile -ki çektirirdim- yeterli olmayacaktı, ortada görüntüler vardı. Artık olay Gökhan Atahan'la sınırlı değildi, emniyet teşkilatının itibarıyla da ilgiliydi.

Egemen'in mesleğine geri dönebilmesi için tamamen aklanması, bu işten başı dik çıkması gerekiyordu. Görüntülerin sahte olduğunu kanıtlamamın iki yolu vardı; ya görüntüleri çalacak ve kendi yöntemlerimle çözecektim -ki Kuzgun'un bunu yapması Egemen'in şüphelerini güçlendirebilirdi- ya da gidip bizzat, kendi kimliğimle profesyonel yardım teklifi sunacaktım onlara. Bu da bu işte hâlâ çok iyi olduğuma dikkatleri çekerdi, herkesin Kuzgun olduğuma dair şüphesi artardı ya da onlara yardım ettiğime göre Kuzgun olmadığımı düşünerek, onu yakalamam konusunda da yardımımı isterlerdi.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin