İyi günleeeer <3
Kuzgun'u hızla tamamlıyorum. Keyifli okumalar dilerim <3
BÖLÜM 10 | KÖR VE EBE
Pallida mors aequo pulsat pede pauperum tabernas regumque turres.
Ölümün soğuk çehresi fakirlerin kulübelerini ve zenginlerin şatolarını ayırt etmeden ziyaret eder...
Orta parmağımdaki taç şeklindeki yüzüğü çevirirken karşımdaki, üzeri yeni kapatılmış olan mezarı izliyordum ve içimden bu Latince sözü tekrar edip duruyordum, henüz taze bir ölü olduğu için bir mezar taşı olmayan mezara karşı.
Ölüm, en adil ve yenilmez olandı. Onun ceplerini dolduramaz, aklını çelemezdiniz. Zamanı geldiğinde beraberinde götürmesi gereken kim varsa götürürdü, bunu biliyordum. Fakat neden Ali'nin ölümünü geciktirebilirmişim gibi hissediyordum? Eğer ilaçlarının parasını göndermek yerine bizzat ilaçlarını gönderseydim belki de burada olacaktı. Eğer bu olayı daha önce fark etmiş, üzerine düşmüş olsaydım belki de birçok çocukla birlikte onu da kurtarmış olabilirdim.
Derin bir nefes alıp elimi nemli ve soğuk toprağın üzerine koydum. "Seninle tanışmak, vicdan azabı yüklü ruhuma hafiflik getiren yegâne şeylerden biriydi, hatıranı hep saklayacağım küçük dostum. Sana yetişemedim ama diğer çocuklara geç kalmayacağım, söz. Bana yanında bir yer tut, yakında yine birlikte olacağız."
Yüzüme zoraki bir gülümseme iliştirdim fakat gözümden bir damla yaş düştü toprağına. Mezarın üzerindeki elimi sıkıp toprağın bir kısmını avucuma hapsettim ve avucumdaki toprağı sıkarak ayağa kalktım. Adımlarımı mezarlığın dışına doğru ilerlettim, artık olduğumdan daha ağır hissediyordum kendimi ve kötü olanı, bu hisse artık alışıyor olmamdı.
Mezarlıktan çıkmak üzereyken telefonumu çıkarıp birkaç kişiye mesaj attım. Sıkılı yumruğumu açmadan arabama bindim ve yan koltuğa koyduğum kavanozun içine bıraktım avucumdaki toprağı, ağzını sıkıca kapattım, ardından yola koyuldum.
Dün yaptıklarımdan pişman değildim fakat yine de bugünüme bir baş ağrısı olarak suret edeceğini biliyordum. Arashi Sato için bulunmaz bir fırsattı bu yaptığım, elbette değerlendirecekti ve tüm bu bilinçlilik içerisinde bunu değerlendirmesine izin vermiştim. O, oradan ayrıldığımı düşünürken, benden çaldığı sinyal yayıcılardan birini nasıl aktif ettiğini, korkudan bayılan insan müsveddesini nasıl hırpaladığını izlemiştim.
Bazen peşindeki avcıdan kurtulmanın yolu yakalanmak olabiliyordu. Onun beni tanıdığı kadar ben de onu tanıyordum, neler yapabileceğini, nelere sinirlenebileceğini biliyordum. O adamın canımı ondan daha çok sıkması onun için tahammül edilemez bir şeydi, bu yüzden sabahın erken saatlerinde adamı hastaneden kaçırmıştı. Polis beni arıyordu. Egemen'in yanında Ali için gözyaşı döktüğüm hâlde, cenazeye katılmış olabileceğim kimsenin aklına gelmiyor gibiydi. Bu düşünce yıpranmış ruhumu ele geçirip sinirlendirirken beni hızımı biraz artırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mistério / SuspenseCorvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığı her kovalamacanın ardından adalete olan umuduna dair içinde mum yakan bir fikirdir. Yaktığı mumlar...