6. İHANET VE SADAKAT

43.3K 2.8K 2K
                                    

 İyi akşamlar <3

Kitabın ortalarına geldikçe işler kızışmakla birlikte farklı diller bize eşlik edecek. Karakterin o an hangi dilde konuştuğunu anında fark edebilmeniz için cümleleri kurdukları dilde yazıyor olacağım. Anlamları ve okunuşları ise hemen paragrafın altında sizi bekliyor olacaklar. 

Birinci kitap toplam 15 bölümden oluşuyor. Şu an 6. bölüme gelmiş bulunmaktayız. Yakında birinci kitaptaki yolculuğumuzu tamamlamış olacağız. Kemerlerinizi sıkıca bağlayın, hızlanıyoruz. Düşmanlarımız geliyor ama susturamaz hiçbiri sesimizi. Işık en çok karanlıkta parlar. Işık saçacak söndürmek isteyenleri kör edeceğiz.

Keyifli okumalar dilerim <3

Bir mum yak kendin için... 🕯️🕯️🕯️


BÖLÜM 6 : İHANET VE SADAKAT

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 6 : İHANET VE SADAKAT

 ♪ First Snow - Kerisu

 ♪ muse - cliffe

 ♪ Japanes Spring - Vindu

 ♪ Story of Wick - Tyler Bates

 ♪ Uso - SID

 ♪ Later Bitches -  The Prince Karma


Zaman birçok şeye ilaç mı emin değilim fakat yaraların iyileşmek için zaman istediğine eminim. Tecrübe ederek öğrendim. Duygu incinmelerinin kol kırığından farkı kimseye kanıtlanamaması ve daha uzun sürede iyileşiyor olması. Benzer yanıysa ikisinde de üzerine imza atıyor olması.

Düğün sonrası, Egemen'le biraz daha vakit geçirmesi için Cem'i orada bırakmıştım çünkü onunla kalmak istediğini söylemese de anlayabiliyordum. Benim için erkenden ayrılmasını istemediğimden tek başıma ayrılacağımı söylemiş, kürkçü dükkânıma, kafeme dönmüştüm. Geceler benim gardiyanımdı, uyku vermiyorlardı. Güneş doğana dek burada vakit öldürmeyi seviyordum.

Arka kapıyı açıp içeri girdim. İçerisi karanlıktı, yalnızca mutfağın ortasındaki adanın ışıklandırmasından loş bir ışık yayılıyor, küçük bir daireyi aydınlatıyordu. Bu loş ışığa rağmen mutfak zifirî karanlık sayılırdı.

Kafeye arka kapıdan gidip kapıyı arkamdan kilitledim. Kapının hemen sağında kalan buz dolabından süt almak için kapısını açtım. Fakat tam o sırada arkamda biri olduğunu hissederek duraksadım. Gözlerim buzdolabının yanındaki tezgâhta duran bıçak tahtasına kaydı. Kendi nefesimden başka bir nefes işittiğim an bıçak tahtasına uzatıp sol elimle bıçaklardan birini kaptığım gibi arkamdaki kişinin gırtlağına yasladım. Arkamda duran adamın nefesi yüzüme çarparken yerinden bir milim dahi kıpırdamamış, aksine elimi tutup bana doğru bir adım tarak bıçağı boğazına daha da yaslamıştı. Bana attığı bir adımla yüzü gölgelerden loş ışığa çıktığında geçmişten bir hayaletle karşı karşıya kalmışım gibi bir ürperdi geçti üzerimden.

KUZGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin