İyi akşamlar <3
Kuzgun | Bölüm 9 sizlerle.
Keyifli okumalar dilerim. Oy ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen <3
BÖLÜM 9 | İNSAN VE İÇİNDE BİR ŞEYTAN
🎵 II Vicolo - Una Luna
🎵 Mantra for Piano - Carl Bonet
Bir insan doğar, büyür ve ölmeden önce kendini gerçekleştirir. Bu dünyaya kendisinden bir şey bırakır veya bırakmaya çalışır. Bir iz bırakmak ister her insan, çünkü unutulmak en korkunç olandır. Fakat bir insanın kendini gerçekleştirmesi kolay değil, kendini tanıması bile bazen bir ömre mal olabilir. Bu yüzden en azından o yolda yürümek belki bizi biraz olsun gerçekleştirebilir.
Ben de bir iz bırakmak istiyordum ardımda. İstiyordum ki geçmişin kara lekesinden kurtulayım, insanlar beni kötülüklerimle değil iyiliklerimle ansınlar, beni tanımasalar bile onların bir yarasına dokunmuş olduğum için bir parça da olsa minnet duysunlar, acıyan ruhuma ilaç olsunlar... Bir hırsız olarak anılmak istemiyorum.Bir suçlu, bir dolandırıcı, bir yalancı... Olmak istemiyorum...
Hastane odasının loş ışığı Egemen'in yüzüne vuruyor, aldığı ilaçların ve yorgunluğun etkisiyle uyuyakalalı birkaç saat oluyordu. Güneşin doğmasına dakikalar kalmıştı, şeytanlarım kafamın içine son sözlerini fısıldayıp gitmeye hazırdı. Sen ne yaparsan yap diyordu sol kulağımda bir ses, hep bir suçlu olarak kalacaksın ve kimse, baktığın pencerenin güzel bir yola baktığını kabul etmeyecek. Ne yaparsan yap akla ilk gelen bir suçlu olduğun olacak. Tıpkı bu adamın omzunda kalacak olan o kurşun izi gibi kötülükle anılacaksın üzerinden geçse de seneler.
Egemen'in sağ omzunda, sargının altındaki yarayı göremiyor olsam da hayal etmesi zor değildi. Daha önce birçok türden yara görmüştüm, buna kurşun yarası da dahildi. Zarar gören kılcal damarların derisinin altına kan sızdırdığını, parçalanan dokunun etrafında beş santimetre çapında dairesel bir alanda morluğun gittikçe yayıldığını tahmin edebiliyordum. Kanamak kullanım alanı geniş bir deyiş çünkü en doğal tepki esasen; darbelere karşı verdiğimiz. Kalbe hedef alınan bir söz ve içimizin kan ağlayışları, hep bu yüzden. İnsan dediğinin yalnızca yüzde sekizi kandan ibaret. Yaşamak dediğinse; için kan ağlarken devir daimî idare etmek.
Onun yarasını hayal etmek kendi omzumdaki ağrıyı artırdı sanki, köprücük kemiğim kendini hatırlatmak istercesine zonklamaya başladı. Mine'yle buluşmadan hemen önce, üzerimi değiştirirken içtiğim ağrı kesiciler etkisini tamamen yitirmişti artık. Ağrısı dalga hâlinde tüm koluma ve boynumun sağ tarafına yayılıyordu. Kırık olmasa bile çatlak olduğuna emindim fakat yerimden kalkacak motivasyonu bulamıyordum kendimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mystery / ThrillerCorvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığı her kovalamacanın ardından adalete olan umuduna dair içinde mum yakan bir fikirdir. Yaktığı mumlar...