Sarp'ın şu sözleri üzerine Efla'nın içi rahatladı."Suskunlaştın Efla?Söylesene haksız mıyım,insan kardeşinin,en değer verdiğinin bir sözünü bile unutmamalı öyle değil mi?"
"Öyle,öyle elbette."dedi Efla.Konu kapanmış,her iki taraf da yeni bir konu bulmaya çalışıyordu,ikisinin de yüzündeki düşünceli ifadeden anlaşılıyordu bu.Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Efla'nın yüzü hazine bulmuş gibi aydınlandı ve neşeli bir ses tonuyla:
"Sevgi ile aranız nasıl bu günlerde?"Sevgi,Sarp'ın fırtınalı ilişkisini yaşadığı kız arkadaşıydı.Bir hafta birlikte ve mutluyken,bir anda tartışıp günlerce küs kalıp,konuşmayabiliyorlardı.Ancak her defasında her iki tarafta yara almadan olayı tatlıya bağlıyorlardı."Gerçek aşk bu olsa gerek" diye geçirdi içinden Efla,yüreğinin köşesinde ufak bir sızı hissederek.O ne zaman gerçek aşkına kavuşacaktı?Sarp'ın sözleri böldü iç sesini:
"Hiç olmadığı kadar iyi belki de.Geçtiğimiz hafta doğumgününü kutladık baş başa,senin de tavsiyelerinle bu zamana kadar geçirdiği en özel doğumgününü yaşattım ona,sana ne kadar teşekkür etsem az biliyosun."Sarp bu kez minnetle gülümsedi,küçük ama şirin bir kafeye gelmişlerdi.Sarp kapıyı açarak Efla'yı teşrifaçtı edasıyla içeri buyur etti.Tanrım,ne kadar otantik ve hoş bir ortamdı burası..Bir köşede sakince çalan müzisyenler,dışarıdaki parlak gün ışığına kafa tutarcasına hafif karanlık,loş ortam ve her yerde eski kitaplar,antika biblolar...Sarp yine iyi yapmıştı seçimini.Mekanın küçük olmasına karşın bir o kadar da doluydu,gözleriyle boş bir masa aradı ve en köşedeki masanın boş olduğunu gördü.Hızlı adımlarla masaya doğru ilerlediler.Kampüsündeki bankların her an kapıldığı bir okulda okumanın verdiği bir alışkanlıktı bu.Hemen yanlarına gelen garsonun,"Ne alırsınız ?"sorusunu Sarp yanıtladı.
"Bir kola,bir limonlu soda".Yıllardır değişmez siparişleri bu oluyordu.Hem öğrenci olmanın verdiği ekonomik olma gerekliliği,hem de bu sıcaklarda en iyisi bu olduğu için.Siparişlerini getiren kız elindeki bardakları masaya bırakırken ," Afiyet olsun çifte kumrular." demesi üzerine bir an için göz göze geldiler ve kahkahaya boğuldular.Efla elleriyle ikisini işaret ederek ," Biz ve çifte kumru ha? " diyerek gülmeye devam ediyordu.Gittikleri her yerde çift sanılmaktan bunaldıkları içindi belki de bu kahkahaları,bir kız ve bir erkeğin yakın arkadaş olması neden kabul edilemez görülüyorduki?
Sarp'la Efla tüm gün böyle eski anılarından,eski arkadaşlarından konuştular,bol bol güldüler.Ayrılık saati geldiğinde Efla uzun zamandır hiç olmadığı kadar mutlu olduğunu fark etti.Özlemişti arkadaşını ve Sarp'la konuşmak ona gerçekten iyi geliyordu.Sarp'ın yanından ayrılır ayrılmaz hemen arkadaşı Göksu'nun yanında aldı soluğu.Göksu özellikle yanına gelmesini ve Sarp'ın tavırlarını anlatmasını istemişti.Neyseki biraz konuştuktan sonra,Sarp'ın hala onun için sadece bir dost olduğu kanısında hemfikir oldular.
"Ural'ı hala çıkaramadın mı aklından" diyerek konuyu değiştirdi Göksu.
"İnan bana deniyorum ama olmuyor,olmuyor."
"Ne oldu da sen birden aşık oluverdin bu çocuğa?Sıradan biri olarak görürken hem de."
"Biliyosun,anlattım ya defalarca.İlk gün olarak adlandırdığım gün başladı her şey.Her an yakınıma oturması,konuşmak için fırsat yaratması ve sonrasında her ortamda tesadüfi bir şekilde karşıma çıkması nedense onun beni seviyor olduğu hissini uyandırdı bende.Ben de farkında olmadan bağlandım ona,koşulsuzca,geri dönülemez bir şekilde aşığım artık ona."
"Anlıyorum seni anlıyorum,tuhaf bir durum ama anlıyorum.Ama senin aklında o olduğu sürece çevrendeki herkesi görmezden geliyorsun,eskiler ne derdi bu duruma,kısmetini kapatıyorsun.Aşk hiç beklemediğin bir anda karşına çıkabilir biliyorsun."Göksu 1 yıldır erkek arkadaşı Ege ile birlikteydi ve onunla rastlantı sonucu tanışmıştı.Bir kitapçıda raflar arasında gezinirken,rafların adında birinin onu izlediği hissetmiş,ve o çekici yüzle karşılaşmıştı.Yüzü gençliğin verdiği ışıkla parlıyordu,gülümsemesinden açıkça görülen bembeyaz dişleri esmer teniyle tezat oluşturuyordu,Göksu'nun kalbini çalan ise koyu kahverengi iri gözleriydi.Aşkla yanan,şairane bir edayla bakan gözleri...Bir şekilde konuşmaya başlamışlardı.Göksu kitapçıya her gelişinde o da orada oluyordu,konuştukları her an daha da aşık oluyorlardı birbirlerine,kısa bir süre sonra da Ege artık dayanamayıp söylemişti,"Olmak istediğim tek yer senin yanın,sensiz ben bir hiçim,seni seviyorum."O günden sonra çıkmaya başlamışlardı.
"Herkes sizin kadar şanslı değil,keşke olsak" dedi Efla gülümseyerek.Saatine bir göz attı,"Ben eve gitsem iyi olacak,bu mutlu anların üzerine annemle tartışarak bitirmek istemem günümü." diyerek Göksu'ya sarıldı.
Eve geldiğinde annesi işten dönmüştü,mutfaktaydı.Neyseki geç kalmamıştı.Uzun zamandır geçirdiği en güzel günlerden biriydi bu.Gerçek dostlarla geçen zaman hiçbir şeye değişilmezdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Biri
JugendliteraturDudaklarında silik bir ezgi,gözlerinde yalnızlığın ızdırabıyla yürüyordu genç kız,tek başına.Belki de her zaman olduğu gibiydi,alıştığı gibi;tek başına..Aşkı tam olarak yaşayamadan aşka olan inancını yitirmek üzereydi.Bir anda başlayan yağmura aldır...