Uzun saçın derdi de bir bitmiyordu değil mi?Efla dakikalardır saçlarını tarıyor,bir şekil vermeye çalışıyordu.En sonunda sinirlenip tarağı odanın uzak bir köşesine fırlatırken buldu kendini."Zaten buluşacağım kişi Göksu,saçımın ne önemi var ki" dedi içinden.Kıvrak bir bilek hareketiyle topladı saçlarını.
Amasra'da 15 günlük güzel bir tatil yapmış,eninde sonunda kürkçü dükkanına,evine dönmüştü.15 günlük hasreti gidermek için Göksu'yla buluşacak önce güzel bi yemek yiyip sonrada favori mekanlarından birinde kahve içip fal bakacaklardı.Fala inandıkları falan yoktu elbette ama,saçmalamak da zaman zaman iyi olabiliyordu.
Efla uzun,siyah,dar elbisesini giydi;hafif hafif esen rüzgara karşı ince gri hırkasını omuzlarına aldı,çantasını kaptığı gibi hemen sokağa koştu,şehrini özlemişti.Yavaş yavaş gidiyordu,ağustos rüzgarının tatlı serinliğinin keyfini çıkarıyordu.Buluşacakları yere girdiğinde Göksu'yla göz göze geldiler,Göksu saçlarına hafif bir sarı tonu eklemişti,bir an sonra birbirlerine sarılıyorlardı.Belki de ilk defa bu kadar uzun süre ayrı kalmışlardı. 15 gün boyu neredeyse hiç konuşamamışlardı,ikisinin de anlatacağı bir ton şey birikmişti.İkisi de lafa başlamaya can atıyordu,hemen konuşmak için masalardan birine oturdular.
Göksu daha fazla dayanamayarak başladı söze,gözlerinin içindeki anlamı tam olarak anlaşılamıyordu,
-Efla inanamayacaksın belki ama,hayatımda yeni biri var.İlk defa gerçekten sevdiğimi,sevildiğimi hissediyorum,tarifi zor.
Göksu bunları söylerken gözlerinin içi gülmesi gerekirken adeta bulutlanmıştı yüzü.Efla "Ama?" dercesine bakıyordu,Göksu devam etti sözlerine:
-Seviyorum,seviliyorum ama sorun şu ki birlikte de olmuyor.Ege'den sonra ilk kez birine bağlanmaya çalışıyorum,pek de başarılı değilim sanırım.Onu seviyor muyum,evet.Ama bir arkadaşın arkadaşını sevdiği gibi,bir kardeş gibi.Onun üzülmesini istemiyor,onunla vakit geçirmek istiyorum,ama bir arkadaştan öte göremiyorum onu,elimde değil.Kördüğüm oldu duygularım,düşüncelerim..
Göksu derin bir iç çekti sözlerini bitirdiğinde.Gözleri batmakta olan akşam güneşine dalmıştı."Love Without Tragedy" şarkısı çalıyordu oturdukları kafede,Göksu'nun hüznünü yansıtırcasına.Efla arkadaşına,sırdaşı baktı uzun uzun,gözlerinin altındaki morluklar yorgunluğunu,dudaklarının hafifçe aşağı dönük kıvrımları üzüntüsü iç dünyasını yansıtıyordu.
Birlikte geçirdikleri akşam boyu,saatlerce,Göksu anlattı Efla dinledi.Konuşmaları bittiğinde,ki tam da bitmiş sayılmazdı,oturdukları kafeden ayrılmak için kalktılar oturdukları masadan.Vedalaşmak için sarıldıklarında Göksu'nun ılık gözyaşları ıslattı Efla'nın omzunu.Bir an için Göksu'yu hafifçe geri iterek gözlerinin içine baktı Efla,o gözlerdeki sızı içine işledi.Göksu'ya sıkıca sarılırken gözyaşlarına engel olamadı daha fazla,yanaklarından aşağı süzülen gözyaşları akşamın özetiydi sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Biri
Teen FictionDudaklarında silik bir ezgi,gözlerinde yalnızlığın ızdırabıyla yürüyordu genç kız,tek başına.Belki de her zaman olduğu gibiydi,alıştığı gibi;tek başına..Aşkı tam olarak yaşayamadan aşka olan inancını yitirmek üzereydi.Bir anda başlayan yağmura aldır...