Efla saçlarını tararken düşünceliydi.Göksu dün gece aramış,"Acil seni görmem lazım,telefonda anlatabileceğim bir şey değil" demişti,sesinde ince bir sızıyla.Bugün buluşacaklardı,Efla meraktan ölmek üzereydi.
Hazırlanmaya başladı.Gri kloş mini eteğini,siyah dar tişörtünü giydi,kırmızı fularını bağladı boynuna.Kırmızı topuklularını giyip,yüzüklerini geçirdi siyah ojeli parmaklarına.Kırmızı çantasını da koluna taktığı gibi attı kendini sokağa.Göksu'yla buluşacakları yere geldiğinde Göksu ortalıkta gözükmüyordu.Kafenin balkon bölümüne geçti,hava zaten yeterince sıcaktı.Tam masalardan birine yerleşiyorduki,balkonun ücra köşesindeki masaya oturmuş,gözleri ıpıslak Göksu'yu gördü.Yüreği sıkıştı Göksu'yu ağlarken görünce,çünkü tıpkı kendisi gibi o da toplum içinde ağlayamazdı kolay kolay.Hemen koştu yanına,etraftaki garsonları umursamadan uzunca bir koridoru olan balkonu koştu.Yanına ulaştığında Göksu'ya sarılırken,Göksu'nun ağzından dökülüverdi kelimeler:
-Ege'yle ayrıldık.Terk etti beni.
Efla donakaldı.Düşünemez,konuşamaz oldu bir an için.Zorlukla konuşabildi:
-Ne...neden?Ne oldu? İnanamıyorum,olamaz!!!
Sakin başladığı cümlesini haykırarak bitirmişti.Olamazdı,hayır.Birbirlerini tutkuyla severdi onlar,delicesine aşıklardı onlar.Herkesin gıptayla baktığı çift olmuşlardı son bir yıldır.Göksu gözyaşlarını silerek anlatmaya başladı,usul usul süzülüyordu gözyaşları:
-Her şey bir oyunmuş meğer,kitapçıda geçen sene beni ilk gördüğünde yanında arkadaşları da varmış ve iddiaya girmiş arkadaşlarıyla beni tavlayabileceği konusunda..
Göksu rahatlamak istercesine derin bir nefes aldı,göğsü körük gibi inip kalkıyordu.Efla bir yudum su içirdi Göksu'ya,yoksa yutkunamayacak gibiydi.
-Bu iddiaya girdikten sonra da romantik görünmeye çalışmış,o rafların ardından bakışmalar,o romantik sözler,güzel anlar hepsi yalanmış Efla,hepsi yalan!! Nasıl bu kadar aptal olabildim,nasıl fark edemedim benimle kedi-fare misali oynadığını??Nasıl ha nasıl?Son üç aydır aramız kötüydü zaten,ama anlayamadım böyle bir planı olduğunu ve benden kurtulmak istediğini..
Efla ne diyeceğini bilemiyordu.Ne söylenebilirdi ki bu durumda?Göksu'ya sarıldı,dayanamıyordu onun bu haline,içi parçalanıyordu.En kötüsü de elinden hiçbir şey gelmemesiydi.Göksu anlattı,anlattı.Her şeyi anlatıp bitirdiğinde sönmüş bir balon gibiydi,bakışları bomboş olmuş,yeşil gözlerindeki pırıltı kaybolmuştu.Efla'nın her zaman tatlı tatlı kıskandığı esmer teni solmuş,benzi kül gibi olmuştu.Bunun gibi kötü durumlarda yaptıkları ritüellerini uygulamaya karar verdiler.Bir kutu çikolatalı dondurma kapıp,sahilin yolunu tuttular.Ne zaman doya doya ağlayıp dertleşmek isteseler sahile gidiyorlardı.Ağlayıp ağlayıp nefes alamayacak duruma geldiklerinden denizin tuzlu kokusunu içlerine çekip rahatlıyorladı.
Bugün de sahilde oturuyorlardı yine.En son buraya geldiklerinde Efla Ural'ın sevgilisi olduğunu öğrenmişti,öğrendiğinden bir hafta sonra da Ural sevgilisinden ayrılmıştı.İroniler,ironiler..Yine.
Saatlerce oturdular deniz kenarında Göksu anlattı,anlattıkça azaldı acıları.Hava kararmaya başladığında Göksu eve gitmek için kalkarken Efla'nın yanından kendini hafiflemiş ve daha iyi hissediyordu.
Göksu gittikten sonra,Efla bir süre daha oturdu sahilde.Sırtını bir duvara yasladı,rüzgar saçlarını dağıtıyordu.Düşünceli gözlerini ufka dikti,dağılan saçlarını düzeltmek için sağ elini şakaklarına doğru götürdü.Ege'nin Göksu'yu terk ettiğinibir daha düşününce şöyle derken buldu kendini:
-Hepsi aynı,erkeklerin hepsi aynı.
* * *
Multimedyada Efla'yı görüyoruz,ilk kez.
![](https://img.wattpad.com/cover/20645177-288-k777250.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmeyen Biri
Teen FictionDudaklarında silik bir ezgi,gözlerinde yalnızlığın ızdırabıyla yürüyordu genç kız,tek başına.Belki de her zaman olduğu gibiydi,alıştığı gibi;tek başına..Aşkı tam olarak yaşayamadan aşka olan inancını yitirmek üzereydi.Bir anda başlayan yağmura aldır...