Şip-çil

781 70 12
                                    

Hyunjin'in ağzından

Seungmin'in limonatasını da alıp bahçeye çıktım.
"Bir anda köpek sahiplenme isteği nerden çıktı Hyunjin?"

"Kendi kendime bugün zaten bir yavru köpeğe sahip oldum neden bir tane daha olmasın dedim ve köpek sahiplenmeye karar verdim."

Bunu söyledikten sonra Seungmin'e baktım. O da bana bakıyordu. Sonra güldü ve bakışlarını limonataya indirdi.

"Zaten bir yavru köpeğe sahip oldum derken? Hyunjin bizden sakladığın birşey mi var?"

"Hayır yok, yani biraz var ama önemli değil. Seungmin-ah birlikte gidelim mi?"

"Olur."  Beni cimcikledi.

"Önemli değil mi ?"
.
.
.

Seungmin'in ağzından

Kahvaltımı bitirdikten sonra üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Mavi bir kot üzerine beyaz t-shirt giydim.Aynanın önüne geçtim ve sabah olanları düşünmeye başladım. O gülümsemesi birkaç gün önceki halimizi unutturmuştu. Boynumda hissettiğim nefesle düşüncelerden çıktım.Hyunjin ellerini belime koyup çenesini de omzuma koydu.Aynadan arkamda duran Hyunjin'e baktım.

"Ne düşünüyordun öyle?"

"Hiiiiç, hadi gidelim."

Şuan hiç bir yere gitmek istemiyordum.Hyunjin'in kollarından ayrılmak isteyebileceğim son şey bile değildi.

"Biraz daha böyle kalsak olmaz mı?"

" Son zamanlarda hep böyle diyorsun. Rolleri değişmek istemiyorum Hyung, böyle basit istekler benden gelmeli .  "

"Ne rolüymüş bu ? Ayrıca bana artık Hyung demesen daha iyi olmaz mı ?

"Rol mü şey sen semesin herhalde?"  Kısık sesle söylenmiştim.

" Biz niye bunu konuşuyoruz. Yakınlaşmak istiyorsun  o anlamda?"

"Utandırıyorsun, yapma HYUNG."

Hyunjin gözlerini kapattı. Kafasını boynuma yaklaştırdı ve boynumu öptü. Sonra nefesini boynuma üfledi. 'Sen çok kusursuzsun Min ' Aynaya baktım. O kadar güzel gözüküyorduk ki bu 'manzara'yı bir daha görebilmek için her şeyimi verebilirdim. Elimdeki telefonu fark ettiğimde henüz geç değildi. Kamerayı açtım, ben de gözlerimi kapattım ve  fotoğrafı çektim. Telefonu kapatıp cebime koydum.

Sowon'un Hyunjin'e bağırmasıyla Hyunjin gözlerini açtı. Beni kendine çevirdi. Dudağını dudağıma bastırıp  geri çekildi.

"Hadi gidelim."

Sowon yanımıza geldi.

"Yavru köpek sahip edindiğinden haberim yoktu."

Bana bakarak söylediğinden dolayı öğrendiğini sandım ama cidden yavru köpekten bahsediyormuş.

"Ben de sizinle gelmek istiyoruuum~"

"Sowon, olmaz."

Sowon gelmek için ısrar ediyordu, Hyunjin de onun gelmemesi için. Ben de onları izliyordum.

"Ama neden kii?"

"Çünkü ben sevgilimle gitmek istiyoruuuum."

........ Awkward Silence .........

"Ne? Siz? Ciddi misin?..Yaa siz çok tatlısınız amaa~"

Sowon ilk Hyunjin'e sonrada bana sarıldı.

"Tamam hadi gidin, öpüşün koklaşın gelirsiniz."

Dengesiz.
.
.
.
Barınağa geldik.Hyunjin taksiden indiğimizden beri elimi tutuyordu. Bana baktı, yine çenesini omzuma koyup konuştu.

"O gün , neden en üst katta camdaydın Min?"

"Sen endişelenir ve belki gelirsin diye düşündüm."  Önüme geçip ellerimi tuttu.

"Bir daha böyle bir şey yapmayı aklından bile geçirme." Bana yaklaştı ve sarıldı, ben de ona sarıldım sıkıca.

"Hep yanımda olacaksın değil mi?"  Bana baktı, sonra saçlarımın arasına öpücük kondurdu. Kollarım belindeyken daha çok sarıldım. Çok seviyordum ve hep sarılmak istiyordum.

"Seu-ungmin nefes alamıyorum." Fazla sıkmıştım. Hafif yüzü kızarmıştı.

"Özür dilerim s-se-sevgilim."  Beni havaya kaldırıp birkaç saniye tuttu.

"Ya sen bana Hyung demedin, tamam şimdi köpeklere bakalım." Bana baktı ve bu benim sevgilim gülüşü attı.

Böyle olabileceğimizi hiç düşünmemiştim. Hyunjin yavru köpeklerin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı. Ben de onu takip ettim. Ben hepsine uzun uzun bakıyordum ama Hyunjin birine takılmıştı. Hyunjin'in yanına gittim.

"Bu çok tatlııı~"

"Sen de öylesin."

Utanmıştım. Başımı eğdim.

"Ben bunu istiyorum. Çok güzel değil mi?"

Kafamı salladım.

Hyunjin bunu istediğini söyledi, birkaç şey imzaladı ve köpekle birlikte taksiye bindik. Hyunjin Kkami'yi kucağına alıp sevmeye başladı. Aklıma çektiğim resim gelince telefonumu çıkarttım. O resmi buldum ve ana ekran resmim yaptım. Daha sonra ben de Kkami'yi sevmeye başladım.

"Seungmin,babamlara bugün söyleyecek miyiz?"

"Bilmiyorum, sonuçta biz onların gözünde kardeşiz."

"Ben saklamak istemiyorum. Yanlış bir şey değil. Ben sana her zaman sarılmak istiyorum seni her zaman öpmek istiyorum."

Bana yaklaşmaya başladı. Tam beni öpecekken Kkami iki ayağının üzerinde durup Hyunjin'in yanağını yaladı. Hyunjin güldü, kafasını çevirip Kkami'yi sevmeye başladı. Beni öpmedi. Ben şokun etkisiyle hâlâ Hyunjin'e doğru bakıyordum. Kendime gelince Kkami'ye öldürücü bakışlarımı attım, yani atmaya çalıştım. Çok tatlı bakıyordu ve benim korkutma planım işlememişti.
.
.
.
Hyunjin'le babamlara yemekte söyleme kararı almıştık. Yemek yemek için masaya oturduk. Kalbim aşırı derecede hızlı atıyordu. Hyunjin masanın altından elimi tuttu. Bana destek vermek istercesine gülümsedi. 

"Baba, biz sizinle birşey konuşmak istiyoruz."

Birbirlerine baktılar. Babam söyle anlamında kafasını salladı.

"Biz Seungmin'le birlikteyiz."

Kafamı kaldırmadım. Sadece tabağıma bakıyordum. En sonunda cesaret edip kafamı kaldırdım. Babamlara baktığımda ikisi de içten bir şekilde gülümsedi.

"Zaten masanın altında el ele tutuşmanızdan belliydi."

...💜...

I'M ALİVE † Hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin