15

1.5K 188 67
                                    

Bölüm on beş- Aşık
Bölüm şarkısı: Lp- Lost on you

"Benim tek istediğim sendin. Asla cennete gidemeyeceğim. Çünkü nasıl gidileceğini bilmiyorum."

3 ay sonra🎈
14 Aralık 2018.

Elimdeki çözülmüş test kitaplarını geri dönüşüme atarken akşam çalışacağım konuları nasıl toparlayacağımı düşünüyordum. Üvey babamın benim için tuttuğu özel hoca ile bugün dersimiz vardı ve tonlarca ödevim vardı. Canım özel derse girmek istemediği gibi eve gitmek ve uyumak istiyordu.
Sınav senemiz olduğu için üstümüzde çok duruluyor ve olabildiğince ödev yüklemesi yapıyorlardı. Geceleri uyuduğum günlerin sayısı iki elin parmak sayısını geçmiyordu.
Uyuşturucu kullanan biri olarak söylüyorum ki o zamanlar bile gözlerimin altında bu kadar torba oluşuyordu.

Esneyerek tek koluma astığım çantayı iki kolumdan da geçirdim ve sırtıma taktım. Okulun kapısına doğru ilerlerken arkamdan adımın seslenmesi ile bana seslenen kişiye baktım.
Yoongi bana doğru geldi ve tam yanımda durdu. O günden beri benimle fazla ilgileniyorlardı ve bu durum beni rahatsız ediyordu. İlgilenmesi gereken kişi ben değildim ki, ben suçlu taraftım.

"Endişe etmeni istemiyorum ama sormam gerek." Sor dercesine baktım suratına.

"Namjoon, 1 aydır ona ulaşamıyoruz. Kafa dinlemek istediğini söylemişti. Sana ulaştı mı?" İsmini duyduğumda parmak uçlarım karıncalandı. Nefesim kesildi. Ortamdaki bütün oksijen sanki geriye çekildi.
Yavaşça başımı salladım.

"O bana ulaşmaz, Yoongi. Olayları bilmiyormuş gibi davranma ne olur." Yoongi acı ile kaplanan suratımı süzdü bir süre. Elini omzuma koydu ve destek verdi bana.

"Olurda ulaşırsa bana haber ver Jin." Cevabımı beklemeden uzaklaştı yanımdan.
Dağıldım. Sinir sistemim daha hızlı çalıştı. Özlem doldum. Saçlarını özledim o an. Kokusunu.

Ben olduğum yerde dikilirken bugün ikinci defa biri ismimi seslendiginde tekrar arkamı döndüm.

Jimin koşarak yanıma doğru ilerliyordu. Yanıma vardığında eğildi ve dizlerini tuttu.

"Bacakların uzun olduğun için mi bu kadar hızlı yürüyorsun sen." Sitemle bu soruyu sorduğunda gülmeden edemedim. Ona belli etmek istemedim. Namjoon'a olan özlemimi. Çünkü her gün bana iyi olmamı söylüyordu. İyi olacağım, diyordum ona. Ve benim iyi olmam gerekiyordu.
Oysaki daha da kötüye gidiyordum.

Son zamanlarda ki neşe kaynağım kesinlikle oydu. Beni güldüyordu. Bu anında bile beni güldüyordu.

"Sorun benim bacak boyumda değil Jimin, senin vücut boyunda." Jimin cevabıma karşılık suratıma dik dik baktı, beraber ilerlemeye başladığımızda konuştu.

"Hatırlat da bir ara güleyim bu büyük baba esprisine." Elimle ağzımı kapatıp güldüğümde bana daha çok gıcık olmuş gibi bakmıştı.
Dayanamadımve durup elimi onun saçlarına geçirdim, bir güzel karıştırdım o ellerimi ondan uzaklaştırmak için uğraşsa da başaramadı.

"Seokjin ya bunu neden yapıyorsun?" Çocuk gibi mızmızlandı.

"Büyüyünce geçer aşkım." Ona sevgi cümlesi söylemem çok hoşuna gittiği için genelde ona böyle seslenirdim. Yürümeye devam ettiğimde bana yetişip konuştu.

"Cidden bazen kafana uçan tekme atasım geliyor benden de gevşek biri oldun ha." Gülerek söylediği cümle benim artık kahkaha atmama neden olurken onu onayladım.
"Senden bulaştı. Ayrılalım."
Jimin gözlerini devirdi.

Narcotic || NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin