Bölüme geçmeden önce çok önemli bir soru. Kesinlikle kitabın kaderini etkileyecek bir konu.Kitap için iki son var kafamda biri angst, biri ise mutlu bir son. Siz nasıl bitmesini istersiniz lütfen fikrinizini belirtmeden geçmeyin 💘
Bölüm 24 - Yeni başlangıçlar
Namjoon yüzümdeki kanayan bölgelere elindeki pamukları bastırırken ben çoktan mayışmıştım bile. Kafamı koltuğun arka tarafına yaslamış gözlerimi kapatmıştım. Yüzümdeki yaraların acısını hissetmeyecek kadar uykum vardı.
Yüzümden uzaklaşan pamuk bir kaç saniye daha geri dönmediğinde pansumanın bittiğini anlamıştım. Yerimden hiç kıpırdamamış uyuklamaya devam etmiştim. Ruhsal olarak çok iyi hissediyordum ama bedenim sadece en az 10 saat uyku istiyordu.
Yan taraftan gelen ilk yardım çantası toplama seslerini duyduktan sonra yanıma yaklaşan bedeni fark etmiştim. Dudaklarıma değen yumuşak dudaklarla uyku halimle gülmeyi denedim. Namjoon hiç zorlanmadan beni kucağına alırken sesimi çıkarmadım ve sırtım yumuşak yatağa kavuşan kadar sesimi çıkarmadım. Üstüme örtülen yorganla yatakta daha da yayıldıktan sonra ışığı kapatıp yanıma uzanan bedenin saçlarımı öpmesini hissedince kıkırdadım. Bugün ikimiz için de yorucu bir gece olmuştu.
Sabah uyandığımda Namjoon yanımda yoktu ama içeriden gelen seslerden salonda olduğunu ve tek olmadığını anlamam uzun sürmemişti.
Lavabodan çıkıp salona gittiğimde gördüğüm manzara gülümsememi sağladı.
Jungkook Taehyung'un kucağında oturuyor ve karşısındaki futbol oyununu oynuyordu. Jimin Jungkook'un oyundaki rakibi olarak arkasına yaşlanmış yendiği belli olan bir gülümseme ile oyununu oynuyordu. Üçü de geldiğimi gördüğünde bana bakıp kocaman gülümsedi ve elindeki kumandaları bırakıp koşarak yanıma geldi ve kollarını etrafıma doladı.
"Hyung duydum ki dün kahraman olmuşsun." Jimin konuşurken yanaklarıma da öpücük kondur ayı ihmal etmiyordu. Ben başımı olumlu anlamda sallarken Taehyung bana sarılmayı bırakıp bir anda bana sarılan Jungkook'un poposuna vurmaya başlamıştı. Onlar birbirlerine ile oynaşırken ben de Jimin'e dönüp konuştum.
"Benim bile istemeden yapıp gurur duyduğum tek şeydi diyebiliriz." Jimin bana kocaman gülümseyip devam etti.
"Sen hep kahramandın Hyung. Bugün iyi günümdeyim sana hep iltifat etmek istiyorum iyi kullan bu şansını." O sırada benden ayrılıp birbirini kovalayan Taehyung ve Kook çiftine bakıp aynı zamanda Jimin'e güldüm.
"Bugün şımaracağım desene." Mutfaktan çıkan Namjoon beni kolunun altına alana kadar Jimin bana sarılmaya devam etmişti.
"Kahvaltı hazır." Namjoon cümlesini bitirir bitirmez üç deli koşarak mutfağa giderken Namjoon gözlerini yüzüme çevirdiğinde ben de o an onun güzel yüzünü inceliyordum. Tek başına kaldığımız salonda yüzüne vuran güneş ışığıyla onu öpmek isteğim artıyordu. O sanki aklımı okumuş gibi dudaklarını saniyelik dudaklarıma değdirirken gülümsemeden edemedim.
"Nasıl hissediyorsun, bir yerin ağrıyor mu?" Başımı olumsuz anlamda salladım. Dün yediğim dayağı unutmuştum bile. Yüzümdeki izleri elimi yüzümü yıkarken gördüğümde bile gülüp geçmiştim çünkü o lanet uyuşturucuların insanları zehirlenmesini engellemiştik. Biz yapmıştık.
"Bugün sana minik bir sürprizim var." Namjoon heyecanla konuşurken gözümde oluşan merak ışığını durduramadım.
"O zaman hemen kahvaltı yapalım ve sürprizi göreyim." Deyip kolları arasından çıkıp mutfağa girdiğimde Namjoon'un arkamdan kıkırdadığını duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narcotic || Namjin
FanfictionSeokjin'in bağımlı olduğu tek şey uyuşturucu değildi. #1 Angst 15.01.2019 © Tüm hakları saklıdır. Start: 18.07.2018