Bölüm 22- Kıyamet başlangıcıNamjoon mışıl mışıl uyurken sıkıntıyla oflayıp yaklaşık 15 dakikadır yaptığım gibi onu derin uykusundan uyandırmaya çalışıyordum. Ama yanında bomba patlatsam uyanmayacak gibi uyuyordu. Kafamı sertçe yastığa koyup ofladım. Aklıma dün gece geldiğinde gülümsemeden edemedim. Hayatımın en güzel gecesiydi. Belki de en özel. Öyle güzel ve aşk doluydu ki bir an rüya olduğunu düşünüp boşluğa düşmüştüm.
Sevişmek. Iki insanın sevgilerini fiziksel olarak gösterdiği o güzel aktivite. Bu zamana kadar hayatımda kimseyle bu aktiviteyi yapmamış olmamı bir kenara bırakmıştım çünkü sevgi olmadan bu şey çok anlamsız olurdu diye düşünüyordum. Elleri ile buluşan ellerim. Ya da rahatlama anında söylenen sevgi sözcükleri sadece sevgi ile boyut kazanıyordu.
Namjoon hayatımı kurtarmıştı. Her anlamda. O olmasa lanet uyuşturucuyu bırakamaz onunla bu anıları süsleyemezdim. Tanrı eğer beni duyuyorsa ona şükretmek istiyorum çoğu zaman.
Aile kavramını tam hissettiğim anda babam ölmüş ve beni sevgisi ile besleyememişti. Annem dediğim kadın anlamadığım bir sebepten beni hep yok saymıştı. Ama Namjooon beni koşulsuz ve şartsız sevmişti. Etrafımdaki insanlar gibi aşkı cinsiyet ile sınırlandırmamış hep yanımda olmuştu. Sadece sevgi değil. Bana bir baba şefkati ile yaklaşmıştı. Ona sahip olmak büyük bir şanstı.
Yanağıma değen göz yaşını elimle hemen silip burnumu çektim. Resmen mutluluktan ağlıyordum. Yanımda yatan beden hareketlendiğinde başımı çevirip o tarafa baktım. Bana bakan bir çift göz ile karşılaştığımda derin bir gülümseme ile karşıladım onu.
"Günaydın." Sesimdeki mutluluk öyle dışarı yansımıştı ki Namjoon'da bu halime gülüp elini yanağıma attı.
"Günaydın. Ağrın var mı?" Direk sorulan soru ile utansam da belli etmeden başımı olumsuz anlamda salladım. Onunla artık basit bir ilişki yaşamıyorduk. Bunlar normal şeylerdi.
"Yok hayır." Gözlerimi hızlı hızlı açıp kapattım çok yakındık. Ben daha dün geceyi atlatamamışken böyle şeyler kalbimin atışını zorluyordu.
Konuyu değiştirmek adına saçma sapan bir cümle kurdum.
"Bana kahvaltı hazırlaman gerekmiyor mu?" Sinsice gülümsedi.
"Biz öyle sıradan ilişkileri olan insanlar mıyız Seokjin? Cevap vereyim hayır. O yüzden şimdi seninle birlikte kahvaltı yapmaya gideceğiz. Böylesi daha iyi." Başımla onayladım.
"Bence de."
*
Önümdeki renk renk reçellere bakarken yerimde heyecanla kıpırdandım. Reçel dünyada ki en sevdiğim yiyecek olabilirdi. Ve geldiğimiz yerde bulunan renk renk değişik aromalı reçeller beni büyülemeye yetiyordu. Elime kenardaki ekmeği alıp sıra ile baştakine batırdım. Ağzıma attığımda aldığım frambuaz tadı ile gözlerim büyüdü.
Şokla karşımda alttan alttan tepkilerime gülen sevgilime bakıp şirince gülümsedim.
"Bunlar mükemmel." Namjoon elinde duran patates kızartması ağzına atarken gülüp konuştu.
"Afiyet olsun."
Ben beşinci reçelime ekmeği batırırken omzuma dokunan el ile sinirle arkamı döndüm. Bu en güzel gözüken reçeldi çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narcotic || Namjin
FanfictionSeokjin'in bağımlı olduğu tek şey uyuşturucu değildi. #1 Angst 15.01.2019 © Tüm hakları saklıdır. Start: 18.07.2018