DÜZENLENDİ
Sabah uyandığımda yanımda Miral'ı göremedim, nereye gittiğini merak etmiştim fakat üstünde fazla durmadım. Kalkıp dolabıma ilerledim ve günlük elbiselerimden dizaltı vişne çürüğü rengindekini alıp banyoya girdim, hızla üstümü değiştikten sonra saçlarımı bol bir at kuyruğu yapıp yine önden iki tane çile çıkardım.
Zincirsiz hızmamı alıp burnuma taktıktan sonra altın rengindeki ince bilekliğimi de takıp banyodan çıktım, Fatma odayı temizlemeye gelince gülümsedim "Günaydın!" Aynı şekilde sıcak bir gülümsemeyle cevap aldım. "Günaydın gelin ağam." Fatma'nın tuttuğu yorganı ucundan kavrayıp katlamasına yardım edeyim dedim fakat Fatma sanki çok yanlış bir şey yapmışım gibi gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Aman gelin ağam siz bırakın lütfen." Bu cevaba karşılık histerik bir gülüş attım. "Elime yapışmayacak ya Fatma, hem bekarken her gün 3 yatak toplayıp seriyordum ben." Cümlenin içindeki bekarken kelimesi dudaklarımda ince bir gülümsemeye sebep olmuştu. "Olsun gelin ağam ben yaparım." Israrı sürdürünce omuz silkip makyaj masamın üstündeki parfümümü alıp üstüme sıktım.
"Hadi kolay gelsin." Sırtım koridora dönük bir şekilde odadan çıktım kapıyı kapatıp arkamı dönünce topladığım kişiyle yerimde hopladım. "Günaydın prenses!" Kapıyla Sıraç'ın arasında kalınca ne yapacağımı bilemeyip iki elimle Sıraç'ı göğüsünden itikleyerek arkasındaki odasına soktum fakat mecburen kendimde girdim.
"Ne yapıyorsun sen? Delirdin mi!" Sıraç ellerini kapıya koyunca beni araya aldı. "Delirtiyorsun güzelim." Göz devirip boynuma eğilen Sıraçı ittim! "Geri bas." Sıraç kaşını kaldırıp ağzının içinde mmm dedi. "Benim hırçın ve asi kızım." Elini saçlarımda gezdirmeye başlayınca kafamı çevirip elimim tersiyle bileğine vurdum.
"Sıraç uzak dur benden." Bu isteğim üzerine Sıraç iki parmağını çenemin altına koyup kafamı ona doğru çevirdi. "Derdimin seninle yatmak olduğunu düşünüyorsun değil mi?" Histerik bir şekilde güldüm, elbette ki derdi buydu. "Değil mi yoksa?" Sıraç cıklayıp parmaklarıyla yanağımı okşamaya başladı.
Gerçekten rahatsız oluyordum, kalbimdeki karargah'a Miral sahipken bu şekilde beni sıkıştırması artık sinir bozucu olmaya başlamıştı. "Bana aşık ol istiyorum." Gözlerim birden fal taşı gibi açıldı, Sıraç'ı tekrar göğüsünden ittim. "Bu dediğinin gerçekleşmesine imkan yok." Sıraç piç smile yapıp ellerini göğüsünde birleştirdi.
"Hadi ya, kime aşıksın? Abime mi? Güldürme beni. Asıl onun tek derdi seninle yatmak!" Bakışlarım boş bir hal almıştı, Miral'ın derdi kesinlikle bu değildi çünkü eğer olsaydı bunu çoktan yapardı. "Seni gerçekten önemsediğini mi sanıyorsun?" Sıraç böyle konuşuyorsa bir bildiği vardı ve bu hissiyat benim sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Dilruba neden bu kadar sakin biliyor musun?" Sessizliğimi koruyordum, Sıraç ise bir adım geri gitmişti. "Çünkü abimin ona olan hislerini biliyor." Birden benim bile beklemediğim bir şey oldu ve kendi kendime kahkaha attım. "Abin Dilruba'dan nefret ediyor." Sıraç gülümseyerek kafasını iki yana salladı.
"Hayır, Dilruba Abimin evi! Yıllarca bir çok kadınla takıldı, hatta bazılarıyla nikahın eşiğinden döndü ama işi bitince hevesi geçince tekrar Dilruba'ya döndü." Sıraç bunları aklımı karıştırmak için diyordu, asla umursamayacaktım çünkü hiç biri gerçek değildi. "Hadi böyle olmadığını sana karşı gerçekten bir şeyler hissettiğini düşünelim. Peki sen abime karşı ne hissediyorsun Elfida? Aşk mı? Sevgi mi? Yoksa minnet mi!" İşte bu kez gerçekten kafamı karıştırmıştı.
Bu kadar kısa sürede Miral'a aşık olmuş olabilir miydim sahiden yoksa hissettiğim şey gerçekten minnet miydi? "Elfida sen abime karşı minnet duyuyorsun, hatta onun gibi güçlü birinin karısı olmak hoşuna gidiyor ama hata ediyorsun." Daha fazla dayanamadım ve hışımla atılıp sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEN SEV
Ficción GeneralHiç ummazdım canımı kurtarayım derken buzla kaplı iki kalbin ortasına yangın gibi düşeceğimi, sevmeyi bilmeyen iki insana sevmeyi öğreteceğimi. Hep duydum isimlerini fakat hiç göremedim mübarek yüzlerini, şimdiyse ikisinin de canından çok sevdiği bi...