BSS-11

1.9K 90 15
                                    

DÜZENLENDİ

Gece Ekber ağanın bağırışla yataktan atladık. "Ne oluyor ya?" Miral'ın uykulu sesiyle sorduğu soruya aynı sesle cevap verdim. "Bilmiyorum ki." Miral odadan çıkarken ben çabucak üzerimi değiştim çünkü bende hastaneye gidecektim. Hep birlikte üst kattaki yatak odasına çıkınca Zümrüt hanımın nefes alamadığını gördük, içime bir korku düşmüştü kadın adeta can çekişiyordu.

Miral hızla annesini kucaklayıp kalabalığın arasından sıyrıldı bende arkasından onu takip etmeye başladım, Zümrüt hanımı arabaya bindirmeden önce ben bindim ve kafasını dizime koymasını söyledim. "Sen neden geliyorsun?" Miral'ın söylenişine karşılık hışımla cevap verdim. "Miral bin hadi!" Miral şoför koltuğundaki yerini alınca arabayı büyük bir gürültüyle çalıştırıp hastaneye doğru sürdü.

Zümrüt hanım ağzı açık halde dizimde yatıyordu, inlemeleri kulağımı sağır edecekti sanki suçluluk psikolojisinden midir bilmem ama sanki bende nefes alamıyordum. Miral ara ara omzunun üstünden arkaya kısa bakışlar atıp sesleniyordu, "Dayan ana az kaldı." Elimi kaldırıp Zümrüt hanımın turuncu saçlarının üstüne koydum ve gözlerimi yumdum tam o anda gözümden bir yaş Zümrüt hanımın saçlarına düştü.

Pişman olmak için geç kalmıştım ama köpek gibi pişmandım. Nihayet hastaneye gelmiştik, Miral inip sedye diye bağırdıktan sonra annesini kucaklayıp arabadan indirdi, gelen sedyeye yatırdıktan sonra hep beraber koşarak hastaneye girdik. Müdahale odasına Miral'ı almayınca haliyle ağamız delirdi. "Annem o benim nasıl alamazsınız?" Hemşire önünü kesip elleriyle durmasını işaret ediyordu.

"Beyefendi burası sterilize edilmiş bir yer, girmeniz yasak lütfen ısrar etmeyin." Miral bir küfür savurunca dayanadım ve olaya müdahale ettim, atılıp kolundan kavradım ve geri çekip seslendim. "Miral tamam fizana gitmiyoruz kapının önündeyiz." Miral lafımı dinleyip geriledi ve kapının önüne çöktü, bende yanındaki yerimi alınca kafamı omzuna koydum. "Geçecek sıkma canını." Miral sıkıntıyla elini dağınık saçlarından içeriye geçip iyice dağıttı.

Yanımıza koşarak gelen Sıraç, Dilaver ve Ekber ağa bizi görünce Zümrüt hanımı sordular. "İçerde." Kısa ve net bir cevap verdikten sonra onlarda bizim gibi bir yerlerde durup beklemeye başladılar, Ekber ağa ise volta atıyordu. Nihayet müşahade odasının kapısı açıldı ve az önce Miral'ı içeriye almayan hemşire kız çıktı. "Zümrüt Ayhanın yakınları?" Hep birlikte dikkatleri hemşireye çevirip yanına koştuk. "Biziz, ben oğluyum bu da babam." Miral'ın paniği gözle görülür şekildeydi.

"Doktor bey gelmek üzere, bilgileri o verecek." Kız aramızdan sıyrılıp geçince kapı tekrar açıldı ve doktor içerden çıktı. "Zümrüt Ayhanın yakınları siz misiniz?" Miral bu kez daha sert ve yüksek bir tonla, "Evet biziz söyleyin artık annem nasıl?" Dedi, doktor cebindeki elini çıkarıp Miral'a uzattı. "Hoş geldiniz Miral ağam." Hepimiz şaşkın gözlerle doktoru seyrederken o, bu kez de Ekber ağayla tokalaştı. "Sizde hoş geldiniz Ekber ağam." Doktorun bizi nereden tanıdığını merak etmiştim doğrusu fakat sormak gibi bir aptallık yapmadım.

"Zümrüt hanım iyi, oksijen verip bir kaç serum taktık. Bu gece burada kalacak yarın çıkabilirsiniz." Herkes derin bir oh çekti, Dilaverin sorduğu soruyla yeniden doktora döndük. "Peki görebilir miyiz?" Doktor ellerini cebine koyup bilmiş bir tavırla, "Şu an uyuyor görmenizin bir anlamı yok." Dedi. Miral ailesini kafeteryaya götürürken ben burada kalmak istedim, içeriye bir kadın hemşire girince daha fazla dayanamadım ve arkasından sessizce onunla birlikte içeri girdim.

Hemşire beni fark etmemişti, çünkü bir hayalet gibi peşindeydim. Zümrüt hanımın odasına girince kapıda durdum, tedaviyi yaptıktan sonra girmeyi düşünüyordum hemşire kız Zümrüt hanımın yastığını başının altından çekip aldı ardından yüzündeki maskeyi indirip sırıtarak yüzüne eğildi. Ne oluyordu? "Zühre Ayhan'ın selamı var!" Hemşire kız bütün ağırlığını vererek yastığı Zümrüt hanımın yüzüne bastırınca bedenim uyuştu.

BENİ SEN SEV   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin