BENİ SEN SEV

BSS-8

DÜZENLENDİ

Sabah kalkar kalkmaz ilk işim Miral'ı kontrol etmekti, bir anlığına onu hala yürüyemiyor zannedince paniklemiştim neyseki banyodan belinde havluya saçını kurulayarak çıktı, onu böyle görmek az önce uyandığım rüyaya yeniden dalmama sebep oldu. Nasıl olurdu da bir insan her şekilde yakışıklı olurdu?

Fit vücudu ve belirgin kasları abartısız gözlerimi kamaştırıyordu, kendi kafamın içinde düşündüğüm için onun hakkında her şeyi söyleyebilirdim değil mi? Beni büyülüyordu! "Çok iyi ya!" Hayır! Allah kahretsin! Salağım ben, kesinlikle salağım! Sesli düşünmüştüm ve Miral bunu duymuştu.

"Neymiş o çok iyi olan şey?" Neyseki onun için söylediğimi anlamamıştı yada anlamıştı ama kendi ağzımla itiraf etmemi istiyordu. "Hiç, rüya işte!" Miral aynanın karşısında kendisine bakarken birden aynadaki yansımama döndü. Direkt göz teması kurmak yerine yansımaya bakmakta Miral gibi bir adamdan beklenirdi zaten.

"Nasıl bir rüyaymış o?" Evet Elfida cevap ver hadi! "Neyse ne ya." Konuyu değişme çalışsamda Miral ısrarcı davranıyordu. "Söylesene kızım, nasıl bir rüyaymış o?" Bir şeyler sallamam gerekiyordu. "Johnny deep falan!" Ne? NE? Johnny deep nereden çıktı ya? Toparlayayım derken iyice bok etmiştim. "Johnny Deep mi?" Miral'ın kaşlarını çatarak sorduğu şeye yatakta hafifçe dinlenerek cevap verdim.

"Yani şey," Miral hızla yanıma gelip ıslak havluyla dizlerimin üstüne oturdu ve iki elimi tek eliyle bileğinden kavrayıp yüzüme doğru eğildi, mis gibi kokuyordu Allahım nasıl bir sınav bu? "Sen rüyanda elin gavurlarını mı görüyorsun?" Gözlerim irice açılırken dudaklarıma adeta mühür vurulmuştu. "Konuşsana kızım, Johnny deep derken bülbül gibiydin." Miral'ın ne hissettiğini anlayamıyordum neyseki bu ilk kez olan bir şey değildi.

"Öyle değil Miral," Açıklama yapayım derken iyice batırıyordum. "Asıl rüya yanında yatarken hemde!" Nihayet derin bir oh çekmiştim, anlaşılan Miral'ın bu siniri sahteydi. "Tabi orası öyle ama," Miral tam dudaklarıma doğru eğilirken kapı sertçe açıldı ve Miral kendini yatağın yan tarafına atıp bağırdı. "Oha!" Üstümdeki yorganı boğazıma kadar çekip kimin geldiğine bakınca gülümsedim.

"Şirin?" Miral Kafasını kaldırıp kapıdaki pijamalı kızına bakınca derin bir iç geçirdi. "Babacığım?" Şirin'in bir eli hala kapı kolundaydı. "Baba bu gün okula gitmesem?" Miral'ın, Şirin'i kafasından def etmek için tamam diyeceğini anlayınca atıldım. "Olmaz, derslerini aksatmamalısın." Bir gün o girmediği her ders için pişman olabilirdi.

"Ama baba!" Şirin'in itirazı üzerine Miral elini sıkıntıyla saçına daldırıp yatakta toparlandı. "Elfida annen haklı prenses." Şirin kollarını göğüsünde birleştirip oflayınca kikirdemede edemedim. "Şirin kızım neredesin!" Koridorda Dilruba'nın sesini duyunca iki elimi de yüzümün üstüne kapatıp kafamı yastığa gömdüm.

"Şir..." Lafı bölünen Dilruba'nın odaya girdiğini anlamıştım. "Şirin?" Bunu çok durgun ve titrek bir sesle söylemişti, Miral atıldı. "Saat kaç Dilruba? Şirin'in çoktan okula gitmesi gerekiyordu." Sessizliğimi olabildiğince koruyordum, Dilruba'nın sesi ise biraz daha titredi. "Uyanamadı ondan," Miral sert bir şekilde lafını kesti. "Uyandıramadım demiyorsun da." Miral'ın yataktan kalktığını yanımdaki ağırlığın yok olduğunda anlamıştım.

"Kusura bakma, ben şimdi gönderirim." Dilruba ve Şirin'in odadan çıktığını duyduğum kapı sesiyle anladım, hiç bir şey demeden yataktan kalkıp kendimi banyoya attım. Derin bir nefes aldıktan sonra yüzüme buz gibi suyu çarpıp üstümü değişmeye başladım, ayak bileğimin bir kaç cm üstünde biten pişelim mavi eteğimin üstüne salaş beyaz bir tişört giydim, üstüme geçirdiğim ince hırkadan sonra saçlarımı tarayıp yarım topuz yaptım ve burnuma zincirsiz küçük hızma piercingimi takıp banyodan çıktım.