DÜZENLENDİ
3 gün sonra
Miral iyiden iyice normal insanlar gibi yürümeye başlamıştı, dışardan bakıldığında hiç bir sorun gözükmüyordu o yüzden bu gün konağa geri dönüyorduk. Bahçede geçirdiğimiz akşamdan sonra Miralla pek bir şey konuşmadık, yemek hazır, bir şey ister misin, yürüyelim mi, yardım edeyim mi, iyi geceler dışındaki tabii.
Miral'ın dün Şiyar kahyaya getirttiği paketleri açınca içinden su yeşili, altın renkli işlemeleri olan simli, uzun bir elbise çıkmıştı. Elbiseyi giydiğimde çok yakışmıştı ayrıca epeyde pahalı bir elbiseye benziyordu, kolları uzun ama tüldendi ve tülde de işlemeler vardı, yakası ise köprücük kemiklerimin 2 parmak aşağısında bitiyordu.
Hafif a kesim olan elbisenin tülden bir şalı da vardı, fakat şal altın rengindeydi ayrıca saçlarım gözüküyordu. Gözlerime sürmemi çektikten sonra, hafif kırmızı tonlarında rujumu da sürdüm ama rujun biraz fazla koyu olduğunu görüp kabasını aldım, dudağım pembeleşmişti. Uzun dalgalı saçlarımı arkamdan sarkıtıp altın renkli tül şalı kafamın gerisine attım, şalın sağ ucunu sol omuzumda şık bir broşla sabitledikten sonra aynada kendimi süzdüm.
Babetlerimi giydikten sonra burnuma hızmamı, koluma orta parmağımdan geçirdiğim t şeklindeki bilekliğimi taktım, parfümümü de sıktıktan sonra derin bir nefes alıp elbisenin dar karın bölgesinde elimi gezdirdim, kendiliğinden korseli olan elbise beni oldukça fit göstermişti. Yüzüme yerleştirdiğim gülüşüm ve kalkık kaşımla odadan çıktıktan sonra salonda saatine bakan Miral'ı gördüm.
Baştan aşağıya siyah giymişti ve mükemmel görünüyordu, kolundaki geniş siyah kol saatiyle gözleri mükemmel bir uyum içindeydi, mavi göz demişken; Odadan çıktığımı fark edince kafasını omzunun üstünden sağ tarafa çevirdi ve göz göze geldik ardından beni baştan aşağıya süzdü.
İkimizinde yüzünde oluşan o garip gülümsemeden sonra nihayet sessizlik bozuldu, bilin bakalım kim bozdu? "Nasıl oldum?" Miral düşünür gibi yaptı ardından sırıtarak, "Fena değil." Dedi ve kolunu uzattı. Derin bir nefes alıp gülümseyerek koluna girdim, birlikte yürüyüp kapıda bekleyen siyah mercedese bindik.
Şiyar kahya şoför koltuğuna geçince arabayı çalıştırdı ve yolculuğumuz başladı, neden böyle süslendiğimi merak ediyordum doğrusu. "Biz neden böyle giyindik?" Miral gözlerini yoldan ayırmadan kısa bir cevap verdi. "Anlarsın yakında." Bilmece tadında aldığım bu cevapla susup yolu seyretmeye başladım.
Heyecandan mıdır nedir bilmiyorum ama yol bir anda bitmişti, gidişte uzayan yol dönüşte kısalmıştı. Araba konağın önünde durunca Şiyar gidip Miral'ın kapısını açmıştı, kapının önündeki korumalardan birisi de beni indirmişti. Arabanın önüne gelince yeniden Miral'ın koluna girdim, kalbim ağzımda atıyordu heyecandan kalp krizi geçirebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEN SEV
Ficción GeneralHiç ummazdım canımı kurtarayım derken buzla kaplı iki kalbin ortasına yangın gibi düşeceğimi, sevmeyi bilmeyen iki insana sevmeyi öğreteceğimi. Hep duydum isimlerini fakat hiç göremedim mübarek yüzlerini, şimdiyse ikisinin de canından çok sevdiği bi...