20. Bölüm

9.8K 754 585
                                    

Yazar Notu: Merhaba! Geçen bölümde Damat Ferit'in resmini koymayı unutmuşum medyada Damat Ferit var. 

Bölüm 20

2005 yılının Eylül ayında Esma on altısına yeni basmış güzeller güzeli bir genç kadındı. Okulundaki tüm erkekler ona hayrandı. Esma, Mustafa ve Meryem'le birlikteydi, ötekilerinin adlarını dahi bilmezdi. Bir gün, Meryem ve Mustafa'nın okuldan kaçıp sinemaya gitmişlerdi fakat Esma onlarla birlikte kaçmamıştı. Onu yalnız gören erkek öğrencilerden biri Esma'yı köşeye kıstırıp ona zorbalık yapmıştı, onunla sevgili olmaya zorlamıştı. Esma onu atlatmayı başarsa da uğradığı tacizden dolayı sarsılmıştı.

Esma'nın bilmediği bir şey vardı. O gün üniversiteye gitmek için bilet alan Ali Karaman dönüşte kardeşini okuldan almak için Esma'nın lisesine gelmişti. Esma'nın o halini gören Ali, kendini sıkarak beklemişti. Kardeşi oradan uzaklaştığında Ali bir aslan edasıyla o çocuğu yakalamış anasından doğduğuna pişman etmişti.

2006 senesinde, annesi ve babası veli toplantısına katılamayacaklarını Ali'ye söyledikleri zaman Ali, sınavı olmasına ve katılmazsa döneminin uzayacağını bilmesine rağmen bir an dahi düşünmeden memlekete dönmüş, Esma'nın veli toplantısına katılmıştı.

Esma, üniversitedeyken bir hocayla ters düşmüştü. Hocanın bir yanlışını sınıf ortasında ortaya çıkarmıştı. Hoca, Esma'ya o günden sonra her fırsatta aşağılamaya kalkmış, tüm sınavlarına ve ödevlerine düşük vermeye başlamıştı. Mustafa bu durumla baş edemedikleri zaman Ali'ye haber vermişti. Askerden izin alan Ali o hocayla görüşmüştü, sorunu halledip askere geri dönmüştü.

Ali, cücük Ali ona topla zarar verdiği zaman, içinde bir şeyler koptuğunu hissetmişti. Aynı şekilde cücük Ali'ye saldırıp bir daha kardeşinin canını yakarsa bundan daha şiddetli canını yakacağını söylemişti o gün.

Çocukluğundan beri tarlada çalışmak için çabalayan kardeşinin arkasından konuşan, onun itibarını zedelemeye çalışan herkesi teker teker hizaya getirmişti. Evlenmeye karar verdiğinde Boran'ı yanına çağırmış uzun uzun konuşmuştu. Bunların hiçbirini Esma bilmiyordu. Bilmemesi için elinden geleni de yapacaktı Ali. O, Esma'nın merhametini hak etmiyordu. Esma'ya çocukluğunda çok çektirmişti. Bir ömür onun sevgisizliğini hak ediyordu.

Onu, odaya kilitlediği gün başına gelecek her şeyi hak etmişti Ali. Bunun farkındaydı. Çocukluğunda yaptığı hatalar, kardeşinden ayrı bir ömürle cezalandırılmasına sebep olmuştu. Bu bedeli fazla görmüyordu. O günden sonra Esma ondan hep kaçmıştı, ona hep soğuk davranmıştı. Kendi başına durmaya başlamıştı. Elektrikler kesildiğinde korkudan tir tir titrediğinde yanlarına gitmemişti hiç Esma. Ali, elinde büyük bir fenerle odasının dibindeki duvara çökerdi, feneri yakardı. Işığı gören Esma biraz olsun rahatlardı.

Ali, hep Esma'nın yanındaydı, bir gölge gibi Esma'yı takip ederdi ama geçmişinin boynuna taktığı tasma yüzünden hiç gün yüzüne çıkmamıştı. Onunla iletişimi sadece atışmalardan ibaret olmuştu. Sevgisini göstermemişti, kardeşinin öfkesinin ardındaki kırgınlık onun şah damarına battıkça o da gölge olmaya başlamıştı. Hep toplamıştı arkasını, hep belaları def etmişti, bir tek bela hariç.

Esma öyle bir acıyla sınanmıştı ki senelerce kanaya kanaya çektiği ailesini ve memleketini bir anda kesip atmıştı. Köklerini söküp bilmediği bir şehre yerleşmişti. Ali görememişti bunu. Esma'ya yetişememişti. Mutlu olacağını ummuştu içten içe. Hak ettiğini bu kez bulduğuna inanmak istemişti. Ali bunun vicdan azabıyla başa çıkamıyordu. Kardeşi lisans eğitimindeyken bile toprağından kopmayı becerememişti. Şimdi demirlediği limanı yakıp başka limanı yuva edinmeye çalışıyordu.

BİÇARE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin