3. Bölüm

10.7K 810 401
                                    

Bölüm 3

Esma, Cuma günü saat akşam beşi vurduğunda hızlıca çantasını alıp adeta uçarcasına odasından çıktı. Hızla merdivenlere vardığında asansörün önünde bekleyen kalabalığa baktı. Onları hiç anlamıyordu ve onlar gibi olmadığına çok memnundu. Merdivenlerden ineceği sırada duyduğu tok sesle olduğu yerde durdu.

"İyi akşamlar Esma Hanım," dedi Boran Bey. Birkaç büyük adımda yanına vardığında Esma tebessüm etme nezaketi göstermedi. Bir haftadır bu adamı çekiyordu. Bir an önce yarın olsun ve tarlasına kavuşsun istiyordu Esma. Bazı şeyleri mal kafası anlamadığı için sürekli yan yana durmak zorunda kalmışlardı. Duruşunu dikleştirip yanına gelen adama döndü Esma.

"İyi akşamlar Boran Bey," dedi. Boran, genç kadını süzdü. Bugün saçlarını arkada küçük bir tokayla tutturmuştu. Siyah bir gömlek altına siyah bir dar paça pantolon giyinmişti, siyah günlük ayakkabılarını takmıştı. Kadın o kadar yalındı ki ama nasıl oluyorsa bir çeşit dikkat çekiyordu. Bakışları çok derindi. Bir kadını tehlikeli kılacak kadar derin. Bu yüzden dikkat çekiyor olabilirdi. "Önümden çekilirseniz, çıkacağım," dedi Esma. Dikilmiş öküz gibi bakıyordu kendisine.

"Hapisten kurtulur gibi bir haliniz var," dedi Boran. Esma ona 'ciddi misin' dercesine baktı. Bir haftadır birbirlerine laf söylemiyorlardı, ateşkes ilan etmiş gibilerdi. Esma içine ata ata kurdeşen dökecekti yakında.

"Şirketinizi hapishane gibi dizayn ettiğinizden olmasın," diye cevapladı Esma. "Akşama misafirim var, tekrar iyi akşamlar," dedi ve merdivenlerden inmeye başladı. Yalan sayılmazdı. Her Cuma günü tüm aile toplanır, akşam yemeği yenirdi. Gece geç vakitlere kadar sohbet edilirdi.

Zaten Ali ağabey kendilerine çok yakın olan rahmetli dedesinin konağında oturuyordu. Dedesi vasiyetinde onu Asya ablasına vermiş olsa da ablası düğün hediyesi olarak ağabeyine vermişti. Ablası ve eniştesi tatlı iki katlı bir evde yaşıyorlardı. Eski tip bir evdi ama Esma o evi çok seviyordu. İçeri girince huzur hissediyordu ve bu kendi evinde hissedemediği bir duyguydu.

Sekiz kat merdiveni indikten sonra güvenlik görevlisine selam verdikten sonra şirketten çıktı. Kollarını iki yana açıp derin bir nefes aldı. Sonunda iki günlük özgürlüğüne kavuşmuştu. Yaren'ine, tarlalarına kavuşacaktı. Mutluluktan ağlayabilirdi Esma.

Hızla bir taksi tutup evinin adresini verdi. Yüksek binaların ardından gelen ağaçlar ve tarlalar... Esma'nın yaşama sebebi buydu. Onu dört duvar arasına tıkmak, uzun süreli idam cezasıyla eşdeğerdi.

Evine geldiğinde hızla duşunu aldı Esma. Hızlıca üstünü giyindikten sonra ıslak saçlarıyla aşağı indi. Mutfağa geçip evin işlerini çekip çeviren Ayşe ablanın yanına geldi.

"Kolay gelsin Ayşe abla," dedi. Ayşe abla meze hazırlıyordu.

"Esma'm, hoş geldin," dedi. Esma, çalışanlarına büyüklük taslamazdı, aksine onlara emeklerinden dolayı saygı duyardı. Onlarla birlikte vakit geçirmeyi seviyordu. "Humus yapıyorum, seversin," dedi Ayşe abla.

"Ben mi severim gelin hanım mı?" diyerek takıldı Esma. Arya'yı severdi. Ama Ayşe ablayla uğraşmayı daha çok severdi Esma. Bekir amcanın büyük kızıydı, Ayşe. Bekir amcanın hanımı vefat ettikten sonra başa Ayşe geçmişti. Tüm ev işlerinden o sorumluydu. Esma fırsat buldukça ona yardım ediyordu.

Önüne kesme tahtasını alıp maydanozları ince ince kesmeye başladı Esma. Ayşe, evin kızlarının ona yardım etmesine alışkın olsa da kendini rahat hissetmiyordu. Nerede görülmüş bir ağa kızının mutfakta hizmetçisiyle yemek yaptığı? Olacak iş mi bu?

BİÇARE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin