18. Bölüm

8.5K 614 644
                                    


Bölüm 18

"Ben de yorgunum. Ben de çok uzak yollardan yürüyerek geldim. Ama benim bütün geçmişim sen bir nazar edersen aklanır, çünkü senin gözlerinde bir cennet bakışı var."

Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu

"Tamam yenge, öyle yaparım!" dedi Defne. "Görüşürüz, minik canavarı öp benim yerime," diyerek telefonu kapattı Defne. Arkasına döndüğünde ablası çatık kaşlarla ona bakıyordu. Defne ufak bir çığlık atarak sıçradı ablasını gördüğünde. Kurstaydı Esma, ne ara gelmişti?

"Yine ne işler karıştırıyorsun sen?" diye sordu Esma. Omuzundaki çantayı kenara bırakıp üstündeki kapüşonluyu çıkardı. Elleri ve burnu kıpkırmızı olmuştu. Asya'nın gönderdiği kışlık kıyafetleri ne zaman gelecekti? Buradan ayrıyeten para vermek istemiyordu Esma. Kasım'ın ortalarına gelmişlerdi artık.

"Ablam sen ne ara geldin?" diye sordu Defne. Duymuş muydu konuşulanları? Esma ona dik dik bakıp mutfağa gitti. Dolaptan bardağı alıp su doldurdu kendine. Defne de peşinden gitmişti. Sandalyeye oturdu.

"Öyle yaparım dediğini duydum," dedi Esma. Eski suratsız haline dönmüştü. Artık işi için dahi Defne'yle birlikte çiftliğe gitmiyordu. Onları görmemek için özel çaba harcıyordu. Bazen yoldan geçerken Tarık Bey laf atarsa çok kısa onunla sohbet ediyordu. Defne'nin pes etmeyeceğini bildiğinden her yaptığında bir kasıt arıyordu. Herifin karısı vardı barışmaya çalışıyordu belli ki neyin kafasındaysa bu salak kardeşi?

"He," dedi Defne. Rahatlamıştı. Ablasından korkuyordu. "Yemek tarifi aldım ya. Hani o İzmirli ya daha çok sebze yemekleri biliyordur. Anneme sorsam et ye bünyene vitamin gitsin der," dediğinde Esma gözlerini devirerek gülümsedi. Asiye Hanım derdi. "Sen neden erken geldin?" diye sordu.

"Hava yağmurlu diye çok kişi gelmemiş," dedi Esma. "Bu kadar yaptı çalışmayı hoca." Defne sormak istediği şeye tereddüt etti. Dayak yemek istemiyordu. Esma, kardeşinin bakışlarından soruyu okudu. "Defne bana nefret ettiğim şeyi yaptıracaksın, kitaplarını atacağım," dedi.

"Ne alaka ya!" diye diklendi Defne. Esma, kardeşinin önünde diz çöküp kardeşine şefkatle baktı. Onun tek gayesinin kendisinin mutlu olduğunu görmek olduğunu biliyordu. Buna minnettardı.

"Defne'm hayattaki tek mutluluk aşkla gelmez. Karşı cinsle olan birliktelikten mutluluk ummanı anlıyorum. Bize bunları aşılamaya çalışıyorlar ama gerçek hayatta bu yok. Erkek arkadaşım olsa sorunlarım hokus pokus yaparak düzelmeyecek. Öyle sanarak evlendim, Yaren'den oldum," dedi Esma. Defne itiraz edeceği sırada Esma, bakışlarıyla susturdu onu.

"Mutlu olmamı istediğini biliyorum. Ben seninle mutluyum," dedi. Defne başını eğdi. "Mutlu olmak istiyorsan sokak hayvanlarına mama koyalım birlikte. Huzurevi ziyareti edip yaşlılarla sohbet edelim. Yetiştirme yurduna gidip çocuklarla oyun oynayalım, onlara kıyafet alalım ya da ne bileyim bir muhtaca haftalık gıda takviyesi yapalım!" dedi Esma. "Ben mutluluğumu erkeğin şefkatine ve ilgisine bağlamam Defne'm, sen de bağlama! Erkekler ne mutluluk sebebi olabilir ne mutsuzluk, anlaştık mı?" diye sordu Esma. Defne o an yaptığından utanmıştı.

"Ben tamamen ona odaklı değilim ki!" diye itiraz etti Defne. "Ben senin eksik olmanı istemiyorum. Mutluluğunun hepsi erkek olamaz belki ama mutluluğunun tamamlanmasını aşk sağlar," dediğinde Esma başını iki yana salladı. Kardeşi iflah olmaz bir romantikti.

"Defne, benim eksikliğim aşk yönünden değil ki aşk benim eksikliğimi tamamlasın. Bak, boşuna kürek çekiyorsun. Karısına kendini affettirmeye çalışan bir adama beni yamamaya çalışıyorsun. Bu çok onur kırıcı!" dedi Esma. Ayağa kalkıp kardeşinin saçlarından öptü. "Duşa giriyorum ben," dedi ve mutfaktan çıktı. Defne, ablasının arkasından baktı. Çok abartmıştı anlaşılan. Bu işten vazgeçecek değildi ama söylediğinde haklılık payı da vardı. Tamamen buna odaklanmıştı. Kendini toparlama vakti gelmişti.

BİÇARE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin