2. Bölüm

11.6K 857 385
                                    


Bölüm 2

Esma Karaman, toplantı salonuna girdiğinde içi daraldı. Dört tarafı duvarla çevrili bir yerdi. Hiç pencere yoktu. Gün ışığı yoktu. Rüzgâr yoktu. Odanın en ucunda klima açılmış, odanın içerisini buzdolabı etmişti fakat içerisi havasızdı. Bir oda dolusu robotlaşmış adam bir tahta masanın etrafına dizilmişti. Hepsi aynı tip giyinmişti, boyunlarına tasma niyetine kravatlarını takmışlardı. Hepsi yüz kasları alınmış gibi ifadesizdi. Gözaltları morarmıştı hepsinin. Kendisi de erken kalkıyordu fakat hep dinç ve sağlıklıydı.

Robot adamlar Boran denen ukalayı gördüklerindeki kışladaki asker misali ayağa kalktılar aynı anda. Boran hepsine diktatör bakışlarını attıktan sonra Esma'yı geçip masanın başına geldi. Esma dimdik durarak Boran'ın tam yanında durdu.

"Bildiğiniz üzere Karaman Gıda İmalat Sanayi ve Pazarlama Şirketi'nin mahsullerini nakliye kolunu devraldık. Bu ortaklıkta şirketimizin işlevini gözetleyip raporlamak ve kendi şirketlerini tanıtmaları için Esma Hanım'ı bir süre şirketimizde misafir edeceğiz," dedi Boran Bey soruya izin vermeyen bir tonlamayla. "Memnun kalırsak ortaklığa devam etme ihtimalini değerlendireceğiz," diyerek konuşmasını bitirdi. Esma sözlerine kahkahalar atmak istedi. Kendini tutacaktı değil mi? Bu kendini bir halt sanan ama bir toz zerresi dahi olmayı beceremeyen adamın haddini bildirecekti. Boğazını ayıkladı.

"Merhaba," dedi Esma herkesin gözlerine teker teker bakarak. "Ben Esma Karaman. Patronunuzun söylediği üzere bir süre birlikte çalışacağız. Sizden önce birçok başarılı nakliyat şirketiyle birlikte çalıştık. Babam gelişmeye başlayan şirketlere şans tanımayı, destek olmayı sever. Bu yüzden belli bir süre birlikteyiz," dedi.

Boran duyduğu sözlerle gerildi, dişlerini hırsla sıktı. Bu kadın, kendi şirketinde nasıl konuşuyordu böyle. Babanın tembihleri çınladı kulağında. Karamanlar onlar için bulunmaz nimetti. Bu yüzden şimdilik bu ukala kız çocuğunu çekmek zorundaydı. Yan sıranın ilk koltuğunu çekip boğazını ayıkladı. Ukala kız kahverengi gözlerini kendi kahvelerine mıhladı. Burnuna dolan toprak kokusunu es geçti Boran. "Bayanlar öncelik," dedi kibar olmaya çalışarak lakin bu karşısındaki kadını iyice tahrik etmekten öteye gidemedi. Esma, normalde yapmayacağı bir kabalığı yapıp patron koltuğunu çekti.

"Bayan değil, kadın! Ayrıca oturmak için birinin yardımına ihtiyacım yok, teşekkürler!" dedi ve Boran Bey'in oturacağı koltuğa oturdu. Boran, kadına bakakaldı, salondaki diğer adamlar gibi. Salonda zaten kendisi harici bir kadın vardı o da Boran Bey'in asistanıydı. Korkuyla rengi uçan kadına alayla baktı Esma. Bunlar böyle oldukça erkekler egemenliğe devam edeceklerdi şüphesiz.

Usulca Esma'nın yanına gelip kulağına eğilerek "Şey, orası patronun yeri," diye fısıldadı asistan. Esma ise onun aksine gayet gür bir sesle cevap verdi.

"Farkındayım. Ben de çalışan değilim zaten, şirketin ortağıyım," dedi ve Boran'a baktı. "Toplantıya ayakta mı devam edeceksiniz yoksa sandalyenizi yanıma mı çekeceksiniz?" diye sordu. Boran, çalışanları karşısında küçük düşürülmesinin bedelini çok ağır ödetecekti bu kıza. Sertçe sandalyeyi yanına çekip oturdu.

Tanışma faslı geçtikten sonra, Esma kimin ne pozisyonda olduğunu öğrendikten sonra toplantıya başladılar. Kozcu şirketinin hangi ürünleri, ne aşamalarla ve nasıl nakliye ettiklerini, hangi şirketle çalıştıklarını, nerelere nakliyat yapıldığı anlatıldı sunuyla. Esma pür dikkatle anlatılanları dinleyip gerekli gördüğü yerlerin notlarını aldı. Esma, sunu yapan adam yerine oturduğu zaman yerinden kalktı ve odanın köşesine itilen ayaklı beyaz tahtayı ortaya çekti.

BİÇARE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin