Ben salondan kapıya gidene kadar Ela teyze kapıyı açmıştı bile.
Hole çıktığımda Mert'in geldiğini gördüm.
"Hoş geldin."dedim gülümsemeye çalışarak.
Fakat o gülümsemiyordu hatta sinirli görünüyordu. Kuşkuyla Mert'e baktım, fotoğrafa mı kızmıştı acaba.
"Neden sinirlisin?"dedim, hala dikiliyorduk o ayrı bir konu.
"SİNİRLİ FALAN DEĞİLİM."diye bağırınca kaşlarımı çattım. Kafamı iki yana sallayarak odama çıkmak için merdivenlere yürüdüm. Mert'te peşimden geliyordu odama çıktığınızda bir süre sonra Ela teyze ve Sema abla geri kalan pizza kutularını odama getirmişlerdi.
"Teşekkür ederim."diyerek kutuları aldım ve masaya koydum. Yatağıma oturdum ve diğerlerinin gelmesini bekledim.
"Sera'nın fotoğrafı atmasına mı kızdın?"dedim ona bakarak.
"Hayır."diyerek kestirip attı.
Daha fazla uzatmadım çünkü sinirimi bozuyordu, madem ergen gibi takılıyordu ben de konuşma için ölüp bitmiyordum.Odamın kapısı açıldığında Eylül ve Ekim'in geldiğini görünce gülümseyerek ayağa kalktım.
Kollarımı kocaman açarak ikisine de sarıldım.
"Boynumu kırdın, vazgeçtim özlememişim ben seni."dedi Eylül. Ahtapot gibi sarılmayı bıraktığımda ikisinin de sırıttığını gördüm.Üzerindeki ceketi çıkartıp yatağıma oturan Eylül yok yere söyleniyordu.
"Bunlar niye gelmedi hala?"Dedi Ekim de koltuğa oturarak.
Omuz silktim cebimdeki telefon titrediğinde cebimden çıkarttım Bora arıyordu.
Odadan çıkarak telefonu açtım.
"Bora."dedim neşeli bir sesle.
"Mihri bir şey söyleyeceğim ama kabul etmezsen hiç sıktı değil."Dedi kötü bir sesle.
"Dinliyorum."dedim .
"Bizimkiler Duru yanımda ve ne yapacağım bilmiyorum seninle görüşmek de istiyorum, acaba Duru gelse sorun olur mu?"dedi.
Bora şuan gerçekten sinirimi bozmuştu, ben arkadaşlarımı davet ederken sanki Duru beş yaşında kardeşiymiş gibi gelsin mi diye soruyordu. Zaten Duru konusunda ona fazlasıyla sinir oluyordum resmen benden bir şeyler saklıyordu.Sakin kalmaya çalışarak cevap verdim.
"Benim için sorun yok ama Mert'le sorun çıkabilir . Ben bir Mert'e sorarım. Sana mesaj atarım."dedim ve telefonu kapattım.
Odama tekrar girdiğimde hepsi bana döndü.
"Mert bir gelir misin?"dedim. Ayağa kalktığında Eylül tek kaşını kaldırarak güldü.
Bir şey demeden odamdan ayrıldım.
Kapıyı kapattığında ona döndüm.
" Duru'nun gelmesi gibi bir durum var sorun olur mu? "dedim hızlıca.
Önce kaşlarını kaldırdı daha sonra anlayışla başını salladı.
" Sorun yok, benim işim bitti onunla, ama bana yılışıklık yaparsa ayıp olacağını düşünmeden kovarım. "dedi.
Onu onayladıktan sonra odama geri döndük.En sonunda grup tamamlandığında artı promosyon Duru da vardı. Muhabbet ederken pizzalarımızı yiyorduk ve Toprak yine doymamıştı, iştahım pek olmadığı için ona pizzayı verdikten sonra bana minnettar bir şekilde bakıp yemeğe geri koyuldu. Yarım saat kadar daha muhabbet ettikten sonra film seçip açmıştık. Filmi yine ben seçmiştim ve güzel bir korku filmiydi her zamanki gibi . Filmin bir sahnesinde sahneyi görmemek için kafamı çevirdim ama gördüğüm manzara midemi bulandırmıştı. 'Bana yürürse kovarım' diyen Mert şimdi Duru'nun onun içine düşmesinden mutlu gibiydi. Film bitene kadar Eylüle birlikte omzumuzdaki örtünün altında filmi izledik.
Filmden sonra ayağa kalktım ve ışı açtım. Uykulu olan arkadaşlarıma baktım.
" Doğruluk mu cesaret mi' oynayalım mı? "dedi Sera neşeyle. "Tabii ki bizim için millileşen o yüce oyunu oynayalım." dedim sırıtarak.Diğerlerinden onaylar ifade çıkınca cam şişe buldum ve daire şeklinde oturanların yanına oturdum.
" Kim başlasın"dedim.
"Ben!" diye bağıran Toprak dışında çok istekli biri olmayınca şişeyi ona verdim.
İlk tur Eylül ve Mert'e çıktı. "D" diyen Mert için
Eylül soracak soru düşünürken beklemeye başladık.
"Gerçekten aşık olacağın biri var mı?" dedi.
Mert düşünmeden "Var!" derken Duru gülerek on baktı. Gözlerimi devirdim ve şişeyi çevirdiler.
Ekim ve Dolunay'a çıktı bu sefer. Dolunay "Ç" derken Ekim sırıtarak "Toprak'ın sana attığı son mesajı seslice oku." dedi.
Dolunay telefonunu açtı ve korkarak mesaj kutusuna girdi.
" Seni seviyorum bal gözlüm iyi geceler. "diyerek mesajı okudu. Komik bir mesaj değildi sadece mıçmıç bir mesajdı ama ben alışıktım.Oyun biraz daha güzel ilerlerken en son Bora mutfağa gidip sürahi kırmış "Pardon bilerek oldu" demiş ve video çekmişti. Bir ton azar yedikten sonra sırıtarak odaya dönmüştü. Oyun devam ederken Sera ve Kerem kalkmışlardı herkese veda ettikten sonra , onlara kapıya kadar eşlik ettim. Oyun hala devam ederken saçma sapan yerlere gelmişti. Şişe Duru ve benim aramda durunca sıkıntıyla nefes aldım.
"D" dedim sıkıntıyla. Kesinlikle pürüz çıkaracaktı , belki de kavga...
"Annen hakkındakileri anlat" dedi dedi sakızını pis bir şekilde çiğneyerek.Galiba bu gece onu dövecektim.
" Oyunu kaç saattir oynuyoruz kimse kimseyi rahatsız etmedi, neden pürüz çıkartıyorsun? " dediğimde omuz silkti ve anlatmam için işaret etti. "Bebeğim bu odada herkes bilmesi gereken her şeyi biliyor zor olacak ama beynini biraz kullansan mı keşke?"dedim sıkıntı çıkarmak ister gibi . .
" Ben gidiyorum millet sonra görüşürüz. Hadi Duru gidelim. "dedi Bora ve Duru'yu sürükleyerek odadan çıkarttı.Artık üzülmek kötü şeyleri hatırlamak istemiyordum çünkü annemden nefret ediyordum o bizi terk etmiş ve gitmişti. Bunların muhabbet konusu olmasını zaten kesinlikle kaldıramazdım.
Ortam fazla gergin olduğundan herkes birden kalktığında hepsini aşağıya inip yolcu etmiştim en sona Mert kaldığında beni durdu.
Çekingen bir tavırla -hiç Mertlik değil- bana baktı. " Biraz konuşsak mı?"dedi.
Her ne kadar sinirli olduğum ilk üç insandan biri olsa da onu onayladım ve odama çıktık.
Karşı karşıya oturup hiç konuşmadan bir süre oturduk.
" Mihri benim bir kız kardeşim var yani ben de yeni öğrendim ama varmış " dedi birden.
Gözlerimi kocaman açtım iki şeye şaşırmıştım birinci kardeşinin olmasına ikinci ise benimle dertleşmesine.
"Sanırım dört yaşında ve bir kız." dedi.
"İyide nasıl?" dedim.
" Bilmiyorum babamın sakladığı bir şey ."dedi.
" Sen ne hissediyorsun. " dedim.
"Ben bir çocuğa nefret besleyemem,sadece onunla tanışacağım ve küçük bir kızla nasıl iletişim kurarım hiç bilmiyorum. Bana yardım eder misin? Lütfen." dedi."Ederim tabii ki. " dedim.
" Aslında haftaya cuma benimle onu görmeye sen gelsen. " dedi.
" Olur da neden Dolunay değil. " dedim.
"Henüz ona bu konudan bahsetmedim ve şu an için bilsin istemiyorum. " dedi.Biraz daha lafladıktan sonra kapıya kadar eşlik ettim.
|iki gün sonra|
Sera'yı bir saat önce bize çağırmıştım çünkü yine babamı takip edecektim. Sanırım anne bozuntusuyla görüşüyordu ve bunu öğrenmem gerekiyordu. Sera'a gelirken saçma isteklerimi getirmişti ve hazırlanıyorduk. Dekoltesi fazla kırmızı bir elbise ve siyah bir elbise giydikten sonra peruk takıp üzerine şapka takmıştım.Yirmilerinin ortalarında bara giden bir kadın gibi görünüyordum ve zorla Sera'yı da kendime benzetmiştim. Hazırlandıktan sonra evden gizlice çıkıp taksiye atlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Şahidim
Novela JuvenilHikâyemizin esas kızı annesinden kaçmak uğruna babasıyla yeni bir şehre taşınır ve orada başta babası zorlandığı için tanıştığı Toprak ve sera olmak üzere bir çok arkadaş edinir. Arkadaşları dışında bir de aşık olduğunu fark etmediği Mert vardır ve...