24.YŞ/shot

85 9 2
                                    

Moralim bozuktu  çünkü iki güne Boralar gidiyordu tatilden erken dönmeleri sinir bozucu olsa da  çok üzücüydü. Bugün Toprak'ın odasına çökmüştük. Boraların bu erken dönüşü yüzünden ben de fazla oyalanmayı düşünmüyordum en fazla bir buçuk hafta sonra dönecektim. Yarenler üniversite için gidiyorlardı,ikisi İstanbul'da üniversiteye gideceklerdi ve ev tutmaları gerekiyordu ,Eylüller'in ise ailesi gelmişti,Bora'da mecburen onlarla dönüyordu. Bu iki günü gayet dolu ve eğlenceli geçirmeliydik.

Bugünden itibaren Topraklar'da kalacaktık. Yeşim Hanım babamla konuşmuştu ve burada kalıyorduk. Evdeki tüm bize ait eşyaları aldıktan sonra anahtarı teslim ettim yani artık bu güzel yazlık bir daha ki yaza kadar  bizim değildi. 

Hoş bir kahvaltıdan sonra hazırlanmak için Dolunay'la birlikte odaya çıktık.Giyindikten sonra evden ayrıldık,Boraların evine geldiğimizde kapıya var gücümle vurdum tabii ki maksat heyecan yaratmaktı. Kapıyı korkuyla Eylül açtı ve bizi görünce derin bir nefes aldı.
"Alacaklı gibi ne çalıyorsun lan."Dedi ellerini beline yerleştirirken.
"Hiç ya sana kalp krizi geçirtmek istedim ." Dedim sırıtarak.
"Ay çekil de geçelim."Dedi Dolunay Eylül'ü iterek.
"Aman Kayısı Prenses geçin siz içeri, ayaklarınız ağarmasın."Dedi Eylül sırıtarak.
Salona girdiğimizde kahvaltı ettiklerini gördüm tabii kahvaltı denilirse kahvaltı da hamburger yiyorlardı.
"Afiyet olsun."dedim koltuğa otururken.

Yemeği biten Eylül yanımıza geldi.
"Selam kız görüşmeyeli nasılsın?Kaçakları buldunuz mu?"Dedi Eylül neşeyle.
"Bulduk , evdedir o."dedim.
"Gitme işi canımı sıkıyor ya bu valideyle peder de erken gelmese olmaz."Dedi sıkıntıyla.
"Yapacak bir şey yok bebeğim hem şu iki günü muazzam geçirelim biz de bir bir buçuk haftaya geliriz."dedim.

Kapı çaldığı için Eylül bana cevap veremeden kalktı ve salondan ayrıldı. Salona döndüğünde yanında Toprak vardı.
"Oha hamburger mi o? Açılın bende geliyorum ,of çok açım."Dedi masanın başına giderken.
"Yarım saat önce yemek yedik Toprak."Dedi Dolunay gülerek.
"Neyse ne canım karnım çabuk acıkıyor benim."Dedi Toprak ağzı dolu bir şekilde  ama pek bir şey anlaşıldığı söylenemezdi.

"Kuaföre mi gitsek ya eğleniriz."Dedi Eylül.
"Gidelim ya bakmayın bana somon balığı gibi, saç rengini değiştireceğim bu renk baydı beni. Hem belki siz de boyatırsınız."diye ekledi.
"Benim saçlarım gayet renkli ama maniküre hayır demem."Dedi Dolunay.
"Sera'yı ara hazırlansın çıkalım."Dedi Eylül.
"Yeren yeter bu kadar zıkkımlanmak hadi kalk hazırlanalım, dip boyan gelmiş senin."Dedi gülerek.
"Ya gerçekten mi tamam dur giyinip geliyorum."Dedi Yaren ve koşarak salonu terk etti.
Eylül'de giyinmek için yukarı çıktığında Sera'yı aradım.
Mavi çiçeğim aranıyor....
"Efendim."Dedi kötü bir sesle Sera.
"Hadi hazırlan kuaföre gidelim."dedim.
"Yok ya ben havam da değilim hem çok yorgunum bensiz gidin."Dedi ve telefonu kapattı.
Sinirden kudurarak  Eylüller gelene dek telefonumu kurcalamaya devam ettim.
"Ekim kardeşim biz gidiyoruz hani haberin olsun."Dedi Eylül gülerek.
"O kafanı bu sefer ne renge boyatıyorsun?"Dedi Ekim gülerek.
"Sa-na-ne."Dedi ardından birlikte evden ayrıldık.
Kapıda bizi bekleyen taksiye bindikten sonra Eylül'ün usta yol tarifi ile büyük bir güzellik salonuna gelmiştik.
İçeri girdiğimizde saçlarını boyatacak olan Eylül koltuklardan birine kurularak dergiyi alıp bakmaya başladı.
Sıkıntıyla nefes verdim.
Saçlarımı hiç boyatmamıştım ama değişiklik gayet iyi olabilirdi.
Ben düşünürken kızıl saçlı bir kadın başıma dikildi.
"Sizin düşündünüz mü?"Dedi gülümseyerek.
"Ya aslında saçlarımı hiç boyatmadım ama kalıcı bir boya da istemiyorum geçici bir boyayla kızıla boyasak olmaz mı?"Dedim.
"Tabii ki, sizin şöyle geçin ben halledeceğim."Dedi.
Ceketimi çıkarıp oturduğum yere koyarak kadını gösterdiği yere geçtim.

Yıldızlar ŞahidimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin